“Burak’a teşekkür etmeliyim. Kaçıp giderek beni özgür kıldı, kanatlarımı tekrar geri verdi. Yoksa ben kendimi ona ve rutubetli eve, onun köhne yaşamına zincirleyecektim. Bana tekrar özgür ve hür olma mutluluğunu onun benden kaçışı verdi. Olaya gel sonuca bak…. Beni ‘kıymetsiz bir av etine’ dönüşmekten kurtardı.”
Bu sözler, Nisan 2018’de şüpheli bir şekilde yaşamını kaybeden öğretmen İmran Kandemir’e ait. Kandemir’in sözlerini avukatı Ayşe Aylin Barcın dün (14 Mart 2018, Perşembe) görülen duruşma salonunda mahkemede okudu. Daha doğrusu okumak zorunda kaldı. Çünkü, Kandemir’i öldürdüğü iddiası ile tutuklu yargılanan eski kocası özel harekat polisi Burak T. ve avukatı, İmran Kandamer’in “Kocasına delice âşık olduğu için terk edilmeye dayanamayıp intihar ettiğini” ileri sürüyor.
Ailesi ve avukatları da, öğretmen Kandemir’in yaşama bağlı, başarılı, kendi sorunları ile baş edebilen, intihar etmeyecek bir karakter olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Davayı feminist avukatlar takip ediyor.
Sanık avukatı: “Basın dışarı çıksın”
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına ikinci kez çıkan Burak T. oldukça soğukkanlı görünüyordu. Avukatı da kendisi gibiydi. Hatta duruşma başlamadan, mahkeme heyetine, “Basını çıkarın” diye talimat vermeye çalıştı. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Bu ülkede basın özgürlüğü var. Hangi kanuna göre çıkartayım. Basına kapalı değil bu dava” yanıtını verdi.
Davada ilk olarak tanıklar Ayşe Demirci ve Yunus Büyükgöz dinlendi. Her iki tanık da silah sesi duymadıklarını söyledi.
İmran Kandemir'in avukatları savcılık ifadesinde “kadının üzerinde kan gördüğünü” söylediğini hatırlatınca Ayşe Demirci bu kez “kan görmedim” dedi.
Baba Kandemir: “Katil yüzü nasıl oluyor?”
Tanıklardan sonra Kandemir’in babası Süleyman Kandemir söz aldı. Baba Kandemir, sanık avukatının bir önceki duruşmada sürekli olarak “Bakın bunda katil yüzü var mı?” dediğini hatırlatarak, şöyle dedi:
“Ben evlat acısı çeken bir babayım. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Avukat beye soruyorum ‘Sürekli bakın bunda katil yüzü var mı?’ diye soruyor. Kendisine soruyorum. Bize anlatabilir mi katil yüzü nasıl oluyor?”
Babanın sözlerine öfkelendiği belli olan sanık avukatı Nasif Aydın Dölek, yanıt vermedi.
Sanık avukatından ayrımcı söylemler
Avukatları, öğretmen Kandemir’in yüksek lisans yaptığını, başarılı bir öğretmen olduğunu, İstanbul’da çalıştığı okuldaki öğrencilerinin kendisi için yazılar yazdığını, sanık avukatının iddia ettiği gibi psikiyatriye değil psikoloğa gittiğini belirtti.
Kadın avukatlar konuştukça öfkelendiği her halinden belli olan sanık avukatı Dölek, savunmasına kadınlara yönelik cinsiyetçi ve ayrımcı söylemlerle başladı. “Bu kadın avukatları dinleyen de tüm kadınların gökten zembille indiğini sanacak” diyerek konuşmasına başlayan Dölek şunları söyledi:
“Karşı tarafın anlatımına göre bütün erkekler canavar kadın cinsi Allah tarafından özel olarak gönderilmiş bir cins. İmran için öyle bir profil çizildi ki ben dosyaya İmran’ın not aldığı Aslı Erdoğan’ın Kabuk Adam ve Alamut Kalesi’nden pasajlar okuyacağım.”
Kandemir İtalya'da öğretmenlik yapacaktı
Avukat konuşurken merak edip İmran Kandemir'i araştırdığımda karşıma bilinçli, okuyan, yazan bir kadın çıkıyor. Pamukkale Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan Kandemir, aynı anda iki üniversitede yüksek lisans yapmıştı. İtalya'da öğretmen olmak için girdiği sınavı kazanmıştı. İtalya'ya gitmeye hazırlanıyordu.
Sanık: “Bana iftira atıyorlar”
Sanık avukatı son olarak Adli Tıp Raporu’nu hazırlayan kişinin de davada dinlenilmesini ve sanığın tutuksuz yargılanmasını istedi. Son olarak konuşan sanık Burak T. ise, İmran’ın kendini aldattığını iddia ederek, “Bu suçu ben işlemedim. Bana iftira atılıyor” dedi.
Savcı: Delilleri karartabilir
Savcı, “Suç vasfının değişmemesi, kaçma şüphesi ve delilleri karartma ihtimali” üzerine sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devam kararı verdi. Davanın bir sonraki duruşması 19 Haziran’a bırakıldı.
İmran Kandemir’in elinde barut izi çıkmamıştı
Bahçelievler’de 10 Nisan 2018’de İngilizce Öğretmeni İmran Kandemir, göğsünden bir el ateş edilerek evinde ölü bulunmuştu.
Eski eşinin intihar ettiğini ileri süren Burak T. adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı. Polis, incelemesinde İmran Kandemir’in el svabı rastlamamış, Burak T.’nin ise elinde barut izi çıkması üzerine Burak T. tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Ekim 2018’de hazırlanan iddianamede, çiftin 2017 yılında evlendikleri ve 5-6 ay kadar sonra boşandıkları, son günlerde tarafların tekrar yakınlaştığı, İmren Kandemir’in olaydan bir kaç gün önce şüphelinin evine gittiği ve aralarında anlaşmazlık konusu olan meseleleri son kez konuşup bir daha açmamak üzere kapatmak istedikleri anlatılmıştı.
İddianamede, Burak T’nin eski eşine kendisini aldatıp aldatmadığı konusunda cevap vermesi için baskı yaptığı, abla diye hitap ettikleri Gülşen isimli kişiyi aradığı, bu kişinin telefondan “İmran sen Burak’ı aldattın mı” diye soru sorduğu “Aldatmadım” şeklinde cevap verdiği, soruyu bir kaç kez sorması üzerine de “Aldattım” dediği ifadelerine yer verilmişti.
Burak T. hakkında müebbet hapis cezası talebi
“Şüpheli Burak T. İmren Kandemir’i evden kovması üzerine gitmediğini görünce büyük ihtimalle silahını çektiği ve açıklanamayan bir şekilde yakın mesafeden ateş ederek maktulenin ölümüne sebebiyet verdiği, daha sonra da kendisini suçtan kurtarmak amacıyla üst kattan akan suyu bahane ederek yukarı kata çıktığı, sonra çilingiri aradığı kanaatine varıldığı ifadeleri yer almıştı.
İddianamede şüpheli Burak T. hakkında “ Kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası talep edilmişti.
Davanın geçmişi
Davanın ilk duruşması 8 Aralık’ta görülmüştü. Eski eşinin daha önce de intihar girişiminde bulunduğunu anlatan Burak T., "İmren'in ellerinde barut izinin çıkmamasına şaşırdım. Elimde çıkan barut izi kalp masajı yaptığım için bulaşmış olabilir" demişti.
Mahkeme hâkimi, duruşmada gülen Burak T.'yi, "Kahraman polis edasıyla sağa sola bakıp gülme" diye azarlamıştı. (EMK / HK)