Gazeteci Nedim Şener hakkında Hrant Dink cinayetinde polis ve jandarmanın ihmallerini anlattığı kitabı nedeniyle açılan davanın bugünkü durulşmasında mahkeme şikayetçi polislerin müdahillik taleplerini kısmen kabul etti.
Şener, "Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları" kitabında "terörle Mücadelede görev almış kileri hedef gösterdiği, gizli bilgileri temin etmek ve açıkladığı, yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiği" suçlamalarıyla 28 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Bu sabah İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada mahkeme şikayetçi polisler Ramazan Akyürek, Muhittin Zenit, Fatih Sarı ve Ali Fuat Yılmazer'in "hedef gösterme" suçlamasıyla ilgili müdahillik taleplerini kabul etti. Diğer suçlamalarla ilgiliyse doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle talebi reddetti.
Mahkeme, Şener ve avukatlarının cinayet sanıklarından Erhan Tuncel'le ilgili video kayıtlarının istenmesiyle ilgili talebini de kitapla ilgili bulunmadığı gerekçesiyle geri çevirdi.
Şener: Şikayetçiler ileride sanık da olabilirler
Şikayetçilerden Muhittin Zenit'in katıldığı duruşmada tutuksuz yargılanan Şener, "Şikayetçilerin ileride sanık olmak ihtimalleri de var. Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunun ardından görevlendirilen iki mülkiyet müfettişi soruşturma yürütmekteler ve rapor hazırlayacaklar. Bu şikayetler, ileride sanık olmamak için, kurumsal değil şahsi kaygılarla yapıldı" dedi.
Üç sayfalık savunma dilekçesini mahkemeye sunan gazeteci, Zenit'in sadece kendisine değil bir çok televizyon kanalı ve İnternet sitelerine de tazminat davaları açtığını hatırlatarak, "İstihbarat Yalanları gibi cüretkar bir başlık kullanmaya beni zorladılar. Biz biliyoruz ki, Dink Cinayeti'nin siyasi boyutları ve amaçları vardı. Suç işlenmeden bu cinayeti aydınlatmanın yolu yok. Toplumun bilgi alma hakkı ve evrensel insan haklarının gereğini yaptım" dedi ve beraatini istedi.
Yüzer: Görevini yapan hikimse cezalandırılamaz
Şener'in avukatı Şeyhnaz Yüzer de, "Şikayetçi, hangi terör örgütüyle mücadele ediyormuş, biz bunu bilemeyiz. İstihbaratçı olması, terörle mücadelede bulunduğu anlamına gelmez. Görevini yapan hiç kimse cezalandırılamaz. AİHM içtihatları göz önünde bulundurulmalı" dedi.
Dava 23 Ekim'e ertelendi. Şener'in kitabıyla ilgili hali hazırda üç iddianame hazırlanmış durumda. Bugünkü duruşmayı Şener'e destek olmak için izleyenler arasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkan yardımcısı Turgay Olcayto, İstanbul milletvekili Ufuk Uras, dansçı Zeynep Tanbay, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Esra Arsan, hukukçular Fethiye Çetin ve Fikret İlkiz, öldürülen Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink ve kızı Delal Dink, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ve gazeteciler Celal Başlangıç, Melih Aşık ve Nazım Alpman da vardı.
Şener duruşmadan sonra yaptığı açıklamada "Gerçeğin ortaya çıkması için herşeyi yapacağız. Gazeteci ve avukatların çabasıyla Trabzon jandarmasından sekiz görevlinin yargılanması sağlandı ama hiçbir polis sanık sandalyesinde değil" dedi.
TGC eski başkanlarından Nail Güreli de "Kararın, halkın bilgilenme hakkı, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun biçimde çıkmasını umuyoruz" dedi.(EÖ/EÜ)