İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) beş üyesinin "örgüt üyeliği" suçlamasıyla yargılandığı davada, mahkeme dernek yöneticisi, avukat Filiz Kalaycı'nın ve Nedim Taş'ın tutukluluğunun devamına karar verdi; davayı 28 Ocak 2010'a erteledi.
bianet'in görüştüğü İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, iki İHD üyesinin tutukluluğuna bu hafta itiraz edeceklerini, savcının sunduğu kanıtların da geçersiz olduğunu söyledi.
İlk duruşması dün (9 Kasım) Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada üç avukat, İHD merkez yönetim kurulu üyesi Hasan Anlar, Halil İbrahim Vargün ve Murat Vargün tutuksuz yargılanıyor.
Beş İHD üyesi 12 Mayıs'ta gözaltına alınmış, mahkeme savcının tutuklama isteğini reddederek hepsini 14 Mayıs'ta serbest bırakmıştı. Ancak savcının itirazı üzerine aynı ay içinde önce Taş, daha sonra Kalaycı tutuklanmıştı. Kalaycı gözaltı ve tutukluluk süresince gerçekleşen hak ihlalleri üzerine çalışıyordu.
"Savcının almadığı ifade yüzünden hâlâ tutuklular"
Türkdoğan itiraz ettikleri bu kanıtlardan bazılarını ve soruşturmadaki usulsüzlükleri şöyle sıraladı.
Polis baskısıyla alınan ifade: Savcı, iki kişinin 2007'de Emniyet'te alınan ifadelerini kanıt gösteriyor. Oysa aynı iki kişi, başka davalarda, bu ifadelerin polis baskısıyla alındığını söylüyor. Ama bu sözler üyelerimizin yargılandığı davada yok. Dosyaya girmesini biz sağladık.
Savcı ifadeyi almamış: Savcının bu iki kişinin ifadesini soruşturma aşamasında alması gerekirdi. Oysa dinlenmelerini dünkü duruşmada istedi. Mahkeme de bu iki kişi dinlenene kadar tutukluluğun devamına karar verdi.
"Kanıtlar yasadışı"
Kaynağı belirsiz e-posta: Kanıtlardan biri kaynağı, kimin yazdığı belirsiz bir elektronik posta mesajı. Ayrıca savcı bu mesajın gönderildiği İnternet kafeye gidip bilgisayar araştırması da yapmamış.
İHD açıklamaları kanıt olmuş: Derneğimizin mitingleri, basın açıklamaları kanıt olarak gösteriliyor. Bu da geçersiz.
2,5 yıl telefon dinlemesi: Üyelerimizin telefonları, 2007'den itibaren mahkeme kararıyla dinlenmiş. Bu kadar uzun telefon dinlemesi olmaz. Bu başlı başına yasalara aykırı.
Tutukluluğun koşulları yok: Ne kanıtların karartılması ne de üyelerimizin kaçma, bulunamama ihtimali var. Kalaycı bir insan hakları savunucusu ve bir avukat. Kanıtlar da zaten geçersiz.
"Bunlar görevi ihmal suçuna girer" diyen Türkdoğan, yargılamayı etkilememek için davanın sonlanmasını bekleyeceklerini, daha sonra savcıyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
"Hak savunucularını serbest bırakın"
Bu arada, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EMRHN) Türkiye'den davayı sonlandırmasını, Kalaycı'nın serbest bırakılmasını istedi.
Örgüt, Avrupa Konseyi'nin ve Birleşmiş Milletler'in insan hakları savunucularının korunmasına ilişkin metinlerini anımsattı; ayrıca Ankara'daki Avrupa Komisyonu Delegasyonu'nu ve Avrupa Birliği üyesi devletlerin elçiliklerini davayı izlemeye çağırdı. (TK)