İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2009'u değerlendirdiği "Dünya Raporu"nda, Türkiye'nin önceliğinini yeni bir anayasa olması gerektiğini söylüyor.
Hükümetin "demokratik açılım" adını verdiği süreçle ilgili açıklamaları, uzun süredir takılıp kalmış olan reform sürecinin yeniden başlaması yönünde umut verici bir gelişme olduğunu dile getiren örgüt şöyle diyor:
"Türkiye'nin farklı etnik ve dini grupları için azınlık haklarını yükseltmek, eskinin baskıcı ve asimilasyonist politikalarından temel bir kopuş olacak, bütün grupların haklarının geliştirilmesi için bir olanak doğuracaktır."
"Engeller belli"
HRW, değişimin önündeki engellerin belli olduğunu söyleyerek şunları sayıyor:
- Anayasa'nın birçok maddesi insan haklarını ve temel özgürlükleri kısıtlıyor, yeni bir anayasa öncelik olmalı.
- Kürt sorununa ve tartışmalı sayılan diğer konulara ilişkin şiddet içermeyen eleştirel veya siyasi görüşlerini açıklayan bireylere karşı soruşturmalar ve ceza kararları devam ediyor.
- Basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar endişe yaratmaya devam ediyor.
- Yargıtay, kararlarıyla, yargının insan hakları hukukunu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadını hiçe saymaya devam etti; bu, yargının reforma karşı kurumsallaşmış bir direnç alanı olmayı sürdürdüğünü gösteriyor.
- Türkiye'nin askeriye üzerindeki sivil denetim kurma mücadelesi sürüyor: Haziranda, askerlerin örgütlü suçlar için sivil mahkemelerde yargılanmasını sağlayan bir yasa değişikliği yapıldı. [bianet'in notu: Bu yasa değişikliği, geçen hafta Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildi ve yürütmesi durduruldu.]
Ermenistan'la anlaşma da raporda
HRW, Türkiye'nin 2009'da dış politikadaki en önemli başarısının Ermenistan'la ikili ilişkilerin geliştirilmesini öngören anlaşmanın imzalanması olduğunu da belirtiyor.
İnsan hakları savunucularına baskılar
Raporun ana teması olan insan hakları savunucularına yönelik baskılar, Türkiye bölümünde de yer alıyor. Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili davada hâlâ ilerleme kaydedilemeyişinin altını çizen HRW, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyelerinin PKK'yle bağlantılı oldukları iddiasıyla mahkemeye çıkarıldığı, ancak haklarında sunulan ana kanıtın anadilinde ğitimi savunmaları olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticilerinden Filiz Kalaycı'nın tutuklanması da raporda yer verilen bilgilerden. (TK)
* HRW 2010 raporunun tamamına ulaşmak için tıklayın.