Fotoğraflar ve video: Hikmet Adal
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink öldürülüşünün 13. yıldönümünde, vurulduğu Agos Gazetesi'nin eski binası önünde anıldı.
Saat 15.00'te başlayan anma programı öncesi Agos Gazetesi’nin bulunduğu Sebat Apartmanı’na çıkan cadde trafiğe kapatıldı. Anmaya katılanlar saat 14.00’dan itibaren bina önünde toplanmaya başladı. Sık sık "Faşizme İnat Kardeşimsin Hrant" ve "Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeni'yiz" sloganları atıldı.
Sebat Apartmanı'na da “Utanmak için geç değil” yazılı büyük bir Hrant Dink fotoğrafı asıldı. Ayrıca Ermenice "Sarı Gelin" türküsü çalındı.
Aynı zamanda Hrant Dink'in "Su çatlağını buldu" anısını anlattığı ses kaydı dinletildi.
Anma öncesinde kısa bir açıklama yapan Hrant Dink'in arkadaşı Bülent Aydın, 2015 yılında Diyarbakır Sur'da öldürülen Tahir Elçi ve geçtiğimiz yaz geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Cüneyt Cebenoyan'ı andı.
Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'ya selam gönderdi.
Anmada 1994'te öldürülen Ankara'da öldürülen avukat Yusuf Ekinci'nin oğlu Toplumsal Bellek Platformu'ndan avukat Sertaç Ekinci, Türkiye'deki faile meçhullere dikkat çekti ve şunları söyledi:
"Ekinci: Hrant Dink kardeşliğin sembolüydü
"Hrant Dink'in alçakça aramızdan alındığı o lanetli günün 13. yılında, yine aynı yerde, her gördüğümüzde boğazımızın düğümlendiği kaldırımda bir aradayız. Hrant Dink, bu ülkenin en çok ihtiyacı olan kardeşliğin sembolüydü. Sanırım bizden alınışının en büyük nedeni de buydu. Çünkü, bu ülkenin karanlık kalplilerinin ağızlarından düşürmedikleri birlikten çok, bölünmüşlüğe ihtiyaçları var. Biliyorlar ki, ancak bu şekilde kendi atlarını rahatça oynatırlar. Türkiye halklarının, ezilenlerinin bir araya gelmesi, en büyük korkularıdır.
"Oysa Hrant bize birbirimizi tekrar sevmeyi ve Anadolu'yu baştan öğretiyordu. Sivas'ın ücra köyünde oturan Türk köylüsünün yıllar sonra oraya geri giden ve orada ölerek gömülen Ermeni kadınının cenazesine sahip çıkmasını anlatarak, Ermeni sorununun başkalarının değil bu ülkenin sorunu olduğunu ve kendi doktorumuzun sadece kendimiz olduğunu anlatarak....
"Musa Anter, Uğur Mumcu, İlhan Erdost, Tahir Elçi..."
"İşte bu yüzden tehlikeliydi ve ortadan kaldırılmalıydı. Tıpkı ondan önce gelen yüzlerce aydının öldürülmesi gibi. Musa Anter, Uğur Mumcu, İlhan Erdost ve Tahir Elçi ve nicesi böldükleri için değil, tam tersine bu ülkenin ezilenlerini bir araya getirdikleri için öldürüldüler. Affedilmez suçları buradadır. Ve tam da bu nedenle hiçbirisinin katilleri ve onları azmettirenler gerçek bir yargılamaya tabii olmadılar. Ülkenin yüz akı aydınları jet yargılamalarla ve fabrike edilmiş delillerle mahkum edenler, öldürülen aydınların katillerinin yargılandığı dosyaları yıllarca uzattılar, delilleri kararttılar ve her türlü hukuki kuralı çiğnediler.
"Bu yargılamaların son halkası olan babam Avukat Yusuf Ekinci'nin de aralarında bulunduğu bir dizi Kürt aydınının 90'lı yıllarda öldürülmesine ilişkin dava geçtiğimiz ay sonuçlandı. Cinayetlerin yalnızca devletin elinde bulunan silahlarla işlediği ispat edilmişken ve bu cinayetleri işleyen şahıslardan birinin açık itirafları ortadayken, davada yargılanan tüm sanıklar beraat etti. Bu, bizim için şaşırtıcı olmamalıdır.
"Ezinlerler bir araya gelmeli"
"Yıllarca bu ve bunun gibi cinayetlerin mağdurları adalet arayışlarını sonuçsuzca devam ettirdiler. Eğer gerçekten demokratik, hukukun egemen olduğu bir ülkede yaşıyor olsalardı belki çağrıları cevap bulurdu. Oysa artık bilmeliler, aradıkları adaleti hiçbir şekilde bulamayacaklar. Aradıkları sürece de bulamayacaklar.
"Saygıdeğer dostlar, biz de bilmeliyiz. Eğer adalet arıyorsak bulamayacağız. Çünkü vermeyecekler. Adalet, Türkiye'nin tüm ezilenlerinin bir araya gelip, hukukun üstün olduğu bir ülke için mücadele etmediği sürece de tesis edilmeyecektir. Öyle sanıyorum ki Hrant Dink ve onun gibi yüzlercesinin bize bıraktığı son vasiyet budur. Kendisinin aziz hatırası karşısında saygı ile eğiliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum."
Korur - Fincancı: Vazgeçmiyoruz Ahparig
Ekinci'nin konuşmasının ardından Hrant'ın Arkadaşları adına Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı basın açıklamasını okudu. Korur - Fincancı ise şunları söyledi: "Bu toprakların yarası hiç kapanmadı. Kapanması bir yana, her gün yeniden kanırtan bir devlet erki ile yaşamak zorunda kalıyoruz.
"Biz yüzleşmedikçe, onarmadıkça yaralarımızı, her yeni güne yeni ötekilerle yaralarımız büyür, yenileri açılır oldu. Sözümüz var Hrant'a, yaralarımızı bilip de onarmak boynumuzun borcu. Yarın yüzleştiğimizde, küçük Eichmann'lar yalnızca emre itaat ettiklerinden dem vurup sıradanlaştırmaya çalıştığında kötülüğü, utanmak için geç değil, evet ama kötülüğü tanımalı ve sahiplerini bir bir ortaya koymalıyız. Hrant için, adalet için! Buradayız, vazgeçmiyoruz Ahparig."
Anma töreni Dink'in vurulup düştüğü kaldırıma karanfil bırakılmasının ardından sona erdi.
(HA/RT)