* Fotoğraf: AA
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünün ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü koordinasyonunda yürüttüğü proje kapsamında, Marmara Denizi'nin karanlık diplerindeki araştırmalar sürüyor.
Seyrüsefer halindeki ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün araştırma gemisi "Bilim-2" ile Çınarcık havzasında yürütülen çalışmalar, müsilajın (deniz salyası) henüz alt sulara inmediğini ve hidrojen sülfürün, hassas ölçüm limitlerinin altında olduğunu gösterdi.
- Hidrojen Sülfür (H2S): Hidrojen sülfür, renksiz, çürük yumurta kokusunda zehirleyici bir gaz. Endüstriyel faaliyetlerle meydana gelen H2S salınımları istenmeyen kokulara, aşınmaya ve düşük dozlarda bile merkezi sinir sistemi üzerinde etkiye neden olur. Özellikle kirli suların arıtılması işlemleri, madencilik ve petrol arıtım işlemleri sırasında organik maddelerin anaerobik dekompozisyonu sonucu ortaya çıkar.
Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi'nde görev alan ve salya oluşumları ile ilgili Bilim-2 Gemisi'nden gelen verileri analiz eden Enstitü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, ilk kez 2016'da 900 metre ve altı derinliklerde hidrojen sülfür oluşumuna rastladıklarını ancak 2018, 2019 ve 2020 Marmara çalışmalarında hidrojen sülfürün aynı bölgede ölçüm limitlerinin altında olduğunu bulduklarını aktardı.
"Hidrojen sülfür biriktirecek yapı yok"
Anadolu Ajansı’na (AA) değerlendirmelerde bulunan Yücel, son verilere ilişkin şöyle konuştu:
"İki ayrı hidrojen sülfür metodu ve üç ayrı hassas oksijen metodu ile Marmara'nın doğusundaki hassas Çınarcık baseninde detaylı ölçümler yürüttük. Müsilajın denizin ilk 30 metrelik tabakasında yığıldığı, henüz alt sulara inmediği ilk sonuçlarımız arasında. En derin yerleri olan 1200 metre civarının yine de çok az da olsa oksijen aldığını üç ayrı metotla doğruladık.
“Hem aldığımız örnekler üzerinde hassas metotlar hem de derin denizin içinde yerinde ölçüm yapan sensörler ile hidrojen sülfürün hassas ölçüm limitlerinin altında olduğunu tespit ettik. Örneklerde herhangi bir çürük yumurta kokusuna da rastlamadık.
“Bu sonuçlar, bize müsilajın derin Marmara'yı etki etmeye başlamadığını ve sistemin zaten neredeyse oksijensiz durumunun devam ettiğini gösteriyor. Ancak, büyük bir kırılganlık içinde olan Marmara'nın diplerinde sürekli izlenebilecek şekilde hidrojen sülfür biriktirecek bir yapının olmadığını gördük."
Marmara’nın geleceği
Doç. Dr. Yücel, Marmara'nın geleceğine ilişkin ise şunları söyledi:
“Özellikle karasal besin yüklerinin Marmara Eylem Planı ile azalması ile beraber sabırla bekleyerek Çınarcık baseni de dahil Marmara'nın derinliklerinin önemli bir bölümünün Akdeniz'den gelen taze suyun etkisi ile yeniden oksijenlenmeye başlayacağını öngörüyoruz.”
TIKLAYIN - "Marmara'da denize girilmemeli, salgın riskine dikkat edilmeli"
"Uzmanlar H2S var demişti"
Öte yandan, müsilaj sorunuyla ilgili olarak R/V Alemdar II araştırma gemisiyle Marmara Denizi’ne açılan İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü uzmanları, 19 Haziran tarihli açıklamalarında İzmit Körfezi'nde 34 metre derinlikte canlı yaşamını tehdit eden hidrojen sülfür gazına rastladıklarını belirtmişti.
Milliyet Gazetesi'ne konuşan İstanbul Üniversitesi Oşinografi Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nuray Çağlar, İzmit Körfezi’nin Karamürsel açıklarındaki ölçüm istasyonunda yaptıkları araştırmalarda 34 metreden itibaren hidrojen sülfür belirlediklerini belirterek “İzmit Körfezi’ne yabancı olmayan bu gazın 110 metrelerden şimdilerde 34 metreye kadar çıkması bizi düşündürüyor. 34 metrede litrede 2 miligram olan hidrojen sülfür 157 metreden sonra 4,5 miligrama kadar çıkıyor” demişti.
Çınarcık Çukuru ve Karamürsel ölçüm istasyonlarında müsilaj tabakalarının da yüzeyden dibe doğru çökeldiğini gözlemlediklerini de kaydeden Prof. Dr. Çağlar “Organik madde yani müsilaj çözülürken sudaki çözünmüş oksijeni tüketiyor. İzmit Körfezi, Marmara denizi sularıyla yenileniyor ama hidrojen sülfür ortadan kalkmıyor. Henüz yazın başında olmamız ilerleyen süreçte bozulmanın hızlanacağını işaret ediyor. Oksijensizlik artabilir hatta kalıcı olabilir” uyarısında bulunmuştu.
Müsilaj temizliğinde son durum
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un son açıklamalarına göre, toplamda 4 bin 202 m³ müsilaj temizlenerek düzenli depolama sahalarına gönderildi.
TIKLAYIN - Marmara'da müsilaj temizliği: "Kumsalda kumu süpürmek"
Ancak söz konusu temizliğin sadece yüzeyden mi ilerlediğine veya derinde bir temizlik çalışması yapılıp yapılmadığına dair bilgi yok.
(TP)