Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı, "mahpusların göz temasına girmelerinin cezaevi güvenliği açısından uygun olmadığına" karar verdi.
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde koridordan geçen mahkumların birbirini görmelerini engellemek üzere kapı mazgalları dışarıdan yapıştırılan kağıtlarla kapatıldı.
Cezaevindeki 28 mahpus da bu uygulamayı savcılığa şikayet etti.
Şikayet dilekçesinde, "uygulamanın tecridi koyulaştırmaya yönelik olduğu, mahpusların iletişimini engellemek için her yolun mubah sayıldığı" belirtildi ve kağıtların kaldırılması istendi.
Mahkumlar, cezaevi idaresinin "görevi kötüye kullanma" suçu işlediğini de belirterek suç duyurusunda bulundu.
Bu talebi reddeden Savcı Fatih Karakuş, gerekçe olarak 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 34/2. maddesini gösterdi:
"Hükümlüler, sayılan haller dışında, diğer odalardaki hükümlüler ve kurum görevlileri ile temasta bulunamazlar."
İşaretleşerek güvenliği bozuyorlar
Savcı Karakuş'un suç duyurusuyla ilgili 20 Eylül tarihli "kovuşturmaya yer yok" kararında şu ifadeler yer aldı:
"Koridorlarda aynı suç gruplarına mensup hükümlü ve tutukluların odalarından çıkarılarak götürülmeleri veya odalarına getirilmeleri sırasında önlerinden geçtikleri odalarda bulunan hükümlü ve tutuklular ile mazgal camı vasıtasıyla göz temasına girme ve daha ileri giderek işaretleşmeler ile kurum asayiş ve güvenliğini bozmaya yönelik iletişim yöntemlerine başvuruyorlar."
Hücrede "toplumsal hassasiyet"
Savcı, hücredeki kapı mazgalının kapatılmasına "toplumsal hassasiyetleri" de gerekçe gösterdi:
"Gerek toplumsal hassasiyetin gözetilmesi açısından gerekse aynı suç grubuna mensup olsa bile aralarında husumet olabilecek hükümlü/tutukluların da mazgal penceresi vasıtasıyla göz temasına girmemelerinin kurum asayiş ve güvenliği açısından daha uygun olacağı idaremizce değerlendirildi."
"İletişim tabii ki önem taşıyor"
Savcı Karakuş, hükümlülerin verdiği şikayet dilekçesini de "farklı örgütlere mensup olsalar bile mahkumların aralarında iletişim kurmaları kendileri açısından önem taşıyor" diye değerlendirdi.
Şikayetçilerden biri olan ağırlaştırılmış müebbet mahkumu İnan Gök'ün avukatı Oya Aslan, bianet'e yaptığı açıklamada, müvekkilinin tek kişilik hücrede tutulduğunu, iletişim kurmanın onun için büyük önem taşımasının normal olduğunu belirtti.
2000'de ölüm orucuna giren ve 180. günün sonunda yapılan zorla müdahale sonucu Wernicke Korsakoff hastası olan Gök, bu tarihten önceki yılları hatırlamıyor. Aslan, Gök'ün hareket etmede ve yürümede zorluk çektiğini anlattı.
Gök, hastalığı nedeniyle altı aylığına tahliye edilmiş, sonra tekrar hapse dönmüştü. Hastalığı öncesinde yazdığı şiirlerinden oluşan "Unutulmayan/Bir Sevgi Masalı" adlı bir kitabı var. Tekirdağ Cezaevi'nde şiir yazmaya devam ediyor. (AS)