Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, son yıllarda Fransa'da basın ve ifade özgürlüğüne yönelik vakalarda artış gözlenmesinden endişe ettiğini bildirdi.
Son iki yılda polis müdahaleleri ve savcılığa çağrılarla Fransa'nın basın ve ifade özgürlüğüne müdahaleler açısından Avrupa ülkeleri arasında en kötü karneyie sahip olduğunu savunan RSF, bu dönemde gazetecilerin haber kaynaklarının gizliliğine yönelik olarak altı polis araması, üç soruşturma ve gazetelerin savcılığa davet edilmesiyle ilgili 10 vaka yaşandığına işaret etti.
RSF: Dava korkusuyla yaşanması normal değil
Libération gazetesi çalışanı Vitorio de Filippis'in evinden aşağılayıcı tarzla gözaltına alınması ve Canard Enchaîné gazetesinde arama girişiminin akıllarda kaldığını vurgulayan RSF, 1 Nisan'da da, France 3 televizyonunun haber bültenine davet edilen Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile ilgili İnternet yayınından rue89 sitesi ve France 3 çalışanlarının polisçe ifadelerinin alındığını duyurdu.
Sitede, 30 Haziran 2008 tarihinde France 3 yayınına katılan Sarkozy'nin yayın hazırlığı sırasında yapılan kayıtları yayımlanmıştı. Televizyon kuruluşunun şikayeti üzerine konuyla ilgili, ön soruşturma kapsamında Paris polisi görevlendirilmişti.
"Aşırma ve izinsiz kopyalama" iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren France 3 çalışanları Joseph Tual ve Carine Azzopardi ile rue89 sitesi müdürü Pierre Haski ile soruşturma dosyası savcılığa teslim edildi.
"Fransa'da basın özgürlüğünün durumunu Rusya, Çin ve Miyanmar ile kıyaslamak istemiyoruz. Ancak artık yeter! Gazeteciler Fransa'da daha iyi korunmalı. Çok sayıda gazetecinin kovuşturma korkusuyla yaşaması Fransa gibi bir ülke için normal karşılanamaz." (EÖ)