* Fotoğraf: Gökhan Arpa, bianet
Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 695. haftalarında 26 yıl önce gözaltında kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe’nin faillerinin bulunup yargılanmasını istedi.
19 yaşındaki Ferhat Tepe Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiriydi. 28 Temmuz 1993 yılında Bitlis şehir merkezinde sivil polis olarak bilinen silahlı telsizli üç kişi tarafından kaçırıldı. Bedenine 13 gün sonra “meçhul kişi” olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı.
“Biz onları görmesek de onlar bizi görüyor”
Sağdan sola Ferhat Tepe'nin kızkardeşi Ayşe Tepe, annesi Zübeyte Tepe, babası İshak Tepe, Kayıplardaan Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç
Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe, "Yıllarca bu meydana bizi mahkum edenlere sesleniyorum. Kayıplarımızın kemiklerini istiyoruz. Biz çocuklarımızın katillerini görmesek de onlar bizi burada görüyor" diye konuştu.
Ferhat Tepe’nin babası İshak Mete ise “Ferhat’ı kaybedişimizin 26. yılına giriyoruz. Oğlum devlet içinde kümelenmiş kişiler tarafından katledildi. Oğlumun katledilmesin rol oynayan örgütü (JİTEM) devlet, önceleri kabul etmemesine rağmen şimdi kabul ediyor. AHİM’de davayı kazandık ama devlet yine de failleri açığa çıkarmadı” dedi.
"Adaletin gerçekleşmesi için Türkiye normalleşmeli"
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon'un basın açıklamasını Sebla Arcan okudu. Açıklamada şu ifadeler öne çıktı:
"695 haftadır Galatasaray Meydanı’ndan yükselttiğimiz adalet talebimizin gerçekleşebilmesi için ve yeni adaletsizliklerin yaşanmaması için Türkiye’nin normalleşmesine; yurttaşın hak ve özgürlüklerinin devletin müdahalesinden korunduğu hukuk devletine dönülmesine ihtiyacımız var."
"Önce inkar sonra kimsesizler mezarlığı"
Açıklamada Ferhat Tepe'nin hikayesi şöyle yer aldu:
"Ferhat’ın kaçırılması ardından DEP Bitlis İl Başkanı olan İshak Tepe’yi telefonla arayan bir kişi, oğlunun hayatına karşılık DEP Bitlis il örgütünü kapatmasını ve fidye vermesini istedi. İshak Tepe, telefondaki sesi Tatvan 6. Zırhlı Tugay komutanı General Korkmaz Tağma’ya benzettiğini kamuoyuna açıkladı. Tepe ailesi, Bitlis Asayiş Şube Başkanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne, Valiliğe, Savcılığa, Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na ve OHAL Valisi’ne başvurarak oğullarının bulunmasını istedi.
"Ailenin ısrarlı arayışı sonucunda gözaltına alındığı inkar edilen Ferhat’ın ağır işkence görmüş bedenine 13 gün sonra “meçhul kişi” olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı.
Baba İshak Tepe’ye Hapis
"Ferhat için etkin soruşturma yürütmeyen yargı makamları, Baba İshak Tepe’yi oğlunun kaybedilmesi ile ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalar nedeniyle 'güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etme' suçundan bir yıl hapse mahkum edildi.
AİHM'de mahkumiyet
"İç hukukta ilerleme sağlayamayan aile, davayı AİHM'e taşıdı. Kamu görevlileri, AİHM'de tanıklık yapacak kişilerin tehditle ve rüşvetle yalan beyanda bulunmalarını sağladı.
"AİHM’in olayın kamu görevlileri ile ilgisi olup olmadığı açısından kritik öneme sahip olduğunu değerlendirdiği General Korkmaz Tağma’nın Mahkeme’ye ifade vermesi hükümet tarafından sağlanmadı. 9 Mayıs 2003 tarihli kararında Mahkeme, Ferhat Tepe soruşturmasında “ şarşırtıcı eksiklikler” olduğu tespitini yaptı. Olayın aydınlanması için Hükümetin AHİM’le işbirliği yapmadığı; gerekli bilgi, belge ve tanıklara ulaşımı sağlamadığı ve etkin bir cezai soruşturma yapmadığı için Türkiye’yi mahkum etti."
İç hukukta zamanaşımı
"İç hukukta ailenin yaptığı tüm başvurular gerekçesiz reddedildi. Ferhat’ı Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında işkenceli sorguda gördüğünü söyleyen 14 tanığın ifadesine başvurulmadı. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma 2013 yılında zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı.
"Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne taşınan davada Mahkeme, 'savcılığın soruşturmayı genişletmek için somut hiçbir talimat vermediğini, olayı aydınlatacak işlem yapmadığını, soruşturmanın sürüncemede bırakıldığını' kayıt altına aldı ve hak ihlali kararı verdi. Ancak değerlendirmesini uluslararası hukuka aykırı biçimde 'insanlığa karşı suç' kapsamında yapmayarak, zamanaşımı gerekçesiyle soruşturmanın yeniden açmasını engelledi."
"Ferhat Tepe davasının hukuksuz bir biçimde zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmasını kabul etmiyoruz. Zaman kayıplarımızın acısını hafifletmiyor. zaman yaralarımızı iyileştirmiyor. Zaman yaşadığımız adaletsizliği unutturmuyor. Gözaltında kaybedilişinin 25. yılında Ferhat Tepe için ilk günkü kararlılığımızla adalet istiyoruz!"
Basın açıklaması sonrasında söz alan Yeni Yaşam gazetesinden Hüseyin Kalkan “Arkadaşımızın kaybedilmesinde rol oynayan kişiler daha yargı önüne çıkarılmadılar. Dileğimiz bir an önce bunların bulunup yargılanmasıdır” dedi. (GA/BK)