Ekim, Kasım, Aralık 2016 döneminde Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında 4 yeni kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarıldı.
Kararname No | Yayınlanma Tarihi | Resmi Gazete Sayı |
KHK/675 | 29.10.2016 | 29872 |
KHK/676 | 29.10.2016 | 29872 |
KHK/677 | 22.11.2016 | 29896 |
KHK/678 | 22.11.2016 | 29896 |
Düzenlemeler
Danıştay, Basın İlan Kurumu’nun çıkardığı, 110. Maddesinde, “gazete yayın organlarının sahipleri ve muhabirleri hakkında” terör davası açılmış olması durumunda gazetelerine ilan verilmeyeceği" hükmünün yer aldığı Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği’nin yürütmesini durdurdu.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 19. Maddesinde yapılan değişiklikle, davalar sırasında iddianamenin okunmasına dair zorunluluk kaldırıldı. Bundan böyle, isnada konu eylemler, deliller ve hukuki değerlendirme anlatılacak.
675 ve 676 numaralı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yoluyla, “terör” davalarından yargılananları en fazla üç avukat savunabilecek; 673 sayılı KHK ile güvenlik açısından pasaportları iptal edilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik bakımından mahzurlu görülmesi halinde İçişleri Bakanlığınca iptal edilecek.
OHAL döneminde tutuklu bulunan gazeteciler, aileleriyle 15 günde bir telefonda görüşebilecek. Eskiden sınırsız olan avukat görüşmeleri haftada bir kez ve sadece bir saate indirildi. Bu görüşme, bir infaz memuru eşliğinde ve kamera gözetiminde yapılıyor. Tutuklunun mektup göndermesi ve alması yasaklandı.
İlan Yönetmeliğine iptal: Danıştay, Basın İlan Kurumu’nun çıkardığı, 110. maddesinde, “gazete yayın organlarının sahipleri ve muhabirleri hakkında” terör davası açılmış olması durumunda gazetelerine ilan verilmeyeceği" hükmünün yer aldığı Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği’nin yürütmesini durdurdu. Eski CHP Milletvekili avukat Şahin Mengü, yönetmeliğin iptali için Danıştay'a dava açmıştı (23 Aralık).
İddianameler okunmayacak: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nu onayladı. Düzenlemeye göre, CMK'nın 19. maddesinde yapılan değişiklikle duruşmalar il sınırları içinde başka bir yerde yapılabilecek; Duruşmanın başlangıcında iddianamenin okunması yerine isnada konu eylemlerin, delillerin ve hukuki nitelendirmenin anlatılmasıyla yetinilecek (2 Aralık).
OHAL’de “somut” cezaevi şartları: OHAL döneminde tutuklu bulunan gazeteciler, aile ve avukatlar dışında üç arkadaşı ile de görüşebilmeleri hakkı uygulanmıyor. Ailelerle ayda bir yapılan açık görüş iki ayda bire, haftada bir yapılan telefon görüşmesi de 15 günde bire indiriliyor. Eskiden sınırsız olan avukat görüşmeleri haftada bir kez ve sadece bir saate indirildi. Ayrıca, avukat görüşmeleri bir infaz memuru eşliğinde ve kamera gözetiminde yapılıyor. Dışarı mektup dahil yazılı herhangi bir materyal gönderilmesine izin verilmiyor. Dışarıdan da hiçbir mektuba izin verilmiyor. Gazeteci ve yazarlar bu kısıtlamayı ‘En insafsız ceza, psikolojik işkence’ diye eleştiriyor.
KHK ile üç avukat sınırı: Bakanlar Kurulu’nun OHAL kapsamında yayımladığı 675 ve 676 numaralı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre, “terör” kapsamında yapılan yargılamalarda sanıkları en fazla üç avukat savunabilecek; 673 sayılı KHK ile güvenlik açısından pasaportları iptal edilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik bakımından mahzurlu görülmesi halinde İçişleri Bakanlığınca iptal edilecek (29 Ekim).
“İşten at” yönetmeliği: Basın İlan Kurumu’nun “Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği” Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” veya “Terörle Mücadele Kanunu”na muhalefet iddiasıyla ceza davası açılan süreli yayınların resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı dava sonuçlanıncaya kadar durdurulacak; hakkında ceza davası açılan fikir işçisi kurum genel müdürlüğü veya ilgili valiliğin yazılı bildirimi üzerine 5 gün içerisinde kadrodan çıkarılacak. Yönetmelik Türkçe dışında yayın yapan gazetelere resmi ilan verilmesine de yasak getiriyor (5 Ekim).
Raporlar
BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye’den Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks’e, Avrupa Komisyonu İlerleme Raporu’ndan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporuna kadar birçok uluslararası kurum ve kuruluş, Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında ilen edilen OHAL ve çıkarılan KHK’lerin medya ve ifade özgürlüğüne ağır zararlar verdiği konusunda hükümeti uyardı.
IPS İletişim Vakfı/ bianet'in RSF Almanya Temsilciliği (Reporter ohne Grenzen) ile birlikte yürüttüğü Medya Sahipliği İzleme Projesi (MOM) sonuçlarıysa, Türkiye’de en popüler medya aracı olan 10 televizyondan yedisinin sahibinin iktidardaki partiyle siyasi ve ekonomik bağı olduğu gösteriyor.
HRW raporu: HRW, “Türkiye Basınını Susturmak: Hükümetin Eleştirel Gazeteciliğe Karşı Derinleşen Saldırısı” başlıklı raporunda, ceza adalet sisteminin gazetecilerin sahte “terör suçları” ve “kamu görevlilerine hakaret” veya “devlete karşı suçlar”dan yargılamanın aracı haline getirildiğini bildirdi (15 Aralık).
DİSK Basın İş raporu: DİSK Basın İş, Kasım raporunda, “Avrupa genelinde hapiste bulunan gazetecilerin yüzde 95’i Türkiye’de yaşıyor” dedi. Rapora göre, 4 yabancı gazeteci gözaltına alındı; 12 gazeteci ve yazar tutuklandı, 4 gazeteci toplam 9 yıl 2 ay hapse mahkum oldu (7 Aralık).
BM de uyardı: BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, "terörle mücadele" ve "devlet yetkililerine hakaret" ile ilgili yasaların bir süredir zaten yazarları ve gazetecileri susturmak amacıyla kullanıldığını ama bu durumun Temmuz 2016’da darbe girişimi sonrasında ilen edilen OHAL ve çıkarılan KHK’lerle daha da kötü bir hale geldiğini söyledi (18 Kasım).
P24 raporu: Bağımsız Gazetecilik Platformu P24, OHAL’de Gazeteciler Raporu’nun 36’ıncısını yayınladı: Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ile birlikte tutuklu gazeteci sayısının 144’e yükseldiğini bildirdi (12 Kasım).
İlerleme Raporu eleştiri dolu: Avrupa Birliği Komisyonu 2016 İlerleme Raporu'nda, “Türkiye geçtiğimiz yıla göre ifade özgürlüğü konusunda ciddi bir gerileme gösterdi… Darbe girişimi sonrası gazeteciler, yazarlar ve sosyal medya kullanıcılarına yönelik devam eden ve yeni açılan davalar, akreditasyonların iptal edilmesi, yüksek sayıda gazetecinin tutuklanması ve bazı medya kuruluşlarının kapatılması derin kaygıya yol açtı” denildi. OHAL altında medya özgürlüğünün ve hukuk devletinin gerileme gösterdiğine işaret edilen raporda, “Türkiye ifade özgürlüğü konusunda ‘erken evre’de” denildi. AB Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn’ın açıkladığı raporda, Türkiye'nin reform hızını yavaşlattığı ve insan hakları ile temel özgürlükler konusundaki çabaların yetersiz kaldığı belirtildi (9 Kasım).
10 şirketten 7’si hükümet bağlantılı: IPS İletişim Vakfı/ bianet'in RSF Almanya Temsilciliği (Reporter ohne Grenzen) ile birlikte yürüttüğü Medya Sahipliği İzleme Projesi (MOM) sonuçları açıklandı. Türkiye’de en popüler medya aracı olan televizyonlara bakıldığında, en büyük 10 TV şirketinin sahiplerinden yedisinin iktidardaki partiyle siyasi bağı olduğu görülüyor. MOM’un üzerinde çalıştığı 40 medya kuruluşunun üçte ikisinden fazlası, inşaat, enerji, madencilik ve turizm gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketlere ait: Doğan, Doğuş, Demirören, Ciner, Albayrak, Turkuvaz/Zirve/Kalyon, İhlas and ES grupları gibi. Doğan, Doğuş, Albayrak, Demirören, İhlas gruplarının hissedarları çoğunlukla aile üyelerinden oluşuyor (27 Ekim).
10 Ekim Katliamı raporu: DİSK Basın İş, Ankara Garı önünde 100’ü aşkın kişinin hayatına mal olan 10 Ekim 2015 tarihli bombalı saldırının yıldönümünde “Medyada 10 Ekim Katliamı-TV ve gazetelerin habercilikle imtihanı” başlıklı bir rapor yayınladı. Ankara Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleşen basın toplantısına sendika Genel Başkanı Faruk Eren, çalışmaya katılan Doç. Dr. Tezcan Durna ve Ceren Sözeri katıldılar. Raporda; televizyon kanalı olarak A Haber, CNN Türk, Fox TV, Kanal D, Kanal 24, Med Nuçe ve NTV 10-11 Ekim 2016; yazılı basın olaraksa Hürriyet, Star, Yeni Şafak, Zaman, Sabah, Cumhuriyet ve Özgür Gündem gazetelerinin 10-16 Ekim 2015 tarihlerinde yaptıkları yayınlar incelendi (10 Ekim).
Avrupa Konseyi’nden OHAL uyarısı: Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Türkiye’deki OHAL ve uygulamalarının sonuçları üzerine yayınladığı memorandumda OHAL’e son verilmesini ve hızla olağan sürece dönülmesini istedi. Belgede, “Basit bir idari veya yürütme kararıyla gazetelerin, televizyonların, derneklerin, özel şirketlerin kapatılmasına ve mal varlıklarının hazineye devrine acilen son verilmeli” (7 Ekim).
Tepkiler
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün (RSF), Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda Türkiye’yi 180 ülke içerisinde 151. Sırada gösterdi. Türkiye, RSF ve CPJ verilerine göre, “Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” oldu.
Türkiye’de TGC, TGS, Basın Konseyi, DİSK Basın-İş, ÇGD, PEN Türkiye Merkezi, KESK Haber-Sen ve P24 gibi cemiyet ve girişimler, aralarında Hayatın Sesi, İMC TV, TV10 ve Özgür Radyo’nun da bulunduğu muhalif yayın organlarının kapatılmasını kınadı. Örgütler, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Murat Aksoy, Nazlı Ilıcak ve Şahin Alpay gibi OHAL döneminde tutuklanan gazetecilerin tahliyesini talep etti; Cumhuriyet gazetesinin 12 çalışanı ve gazeteci Ahmet Şık gibi çok sayıda medya temsilcisinin de son üç ayda tutuklanmasını da protesto etti. UAÖ, gazetecilerin tutuklanması ve medya organlarının kapatılmasına karşı imza kampanyasını içeren bir Acil Eylem çağrısı yaptı. Uluslararası Karikatürist Hakları Ağı (CRNI), çizer Musa Kart’ın tahliyesini talep etti.
Aralarında RSF, IPI, İFJ, EFJ, Article 19, Uluslararası PEN’in de olduğu uluslararası örgütler, tutuklu gazeteci ve yazarların tahliyesi ve KHK’ların geri çekilmesini istedilerse de bu talepler hükümet tarafından karşılık bulmadı.
TGC, TGS, DİSK Basın İş Sendikası, ÇGD, KESK Haber-Sen, IPI, PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası ve RSF Türkiye Temsilciliği’nin çağrısıyla bir araya gelen gazeteciler ve tutuklu meslektaşlarının ailelerine, Silivri Hapishanesi önünde tutuklu gazeteci ve yazarların tahliyesi için açıklama yapmalarına izin verilmedi. Bunun üzerine açıklama Silivri İlçe Meydanı’nda yapıldı.
Türkiye’deki gazetecilik örgütleri, tutuklu gazetecilerin sayısının 150’ye dayanmasını gündemden düşürmezken RSF, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dünyadan 35 “Basın Özgürlüğü Düşmanı” listesine dahil etti. Hrant’ın Arkadaşları, son dönemde sadece FETÖ yapılanmasına yüklenen Hrant Dink cinayetiyle ilgili “Hepsi elbirliğiyle örttüler” dediler.
Kara bir yıl: Gazetecilik örgütleri 2016’yı, medya özgürlüğü ve gazetecilik hakları bakımından kara bir yıl olarak nitelendirdi: Cezaevinde 148 gazeteci bulunduğunu kaydeden TGC başkanı Turgay Olcayto, “Biz bu dayanışmayı 3-5 meslek örgütü ile sağlamaya çalışıyoruz. Birlikte uğraş veriyoruz. Büyük çapta dayanışmayı sağlayamıyoruz. Arkadaşlarımızın bir kısmı mesleğe ihanet ettiler. Bu ihanet olduğu sürece biz birliğimizi sağlayamayız. Sağlayamayınca parçalanıp bölünüyoruz. Bu da bizi kullananların işine yarıyor” dedi. TGS Başkanı Gökhan Durmuş, “Artık ülkemizde gazetecilik en tehlikeli, yapılması en zor ve neredeyse cezaevine en yakın meslek grubu haline getirilmiş durumda. İş güvencesinden yoksun, sendikasızlığın dayatıldığı, gerçekleri yazan gazetecilerin çeşitli gerekçelerle susturulmak istendiği, işsiz gazeteci sayısının her geçen gün arttığı ülkemizde yeni yılda öncelikle cezaevinde tek bir gazeteci kalmamasını ve basın üzerindeki baskıların son bulmasını istiyoruz” dedi. DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren de “Basın ve ifade özgürlüğü ayaklar altında. Bu durumu, umarım 2017 yılında değiştiririz. Daha çok dayanışarak, birlikte mücadele ederek” diye konuştu. Basın Konseyi de, İki asra yaklaşan Türk basını; ihlallerle, medyaya saldırılarla, sabah baskınlarıyla, toplu gözaltılarla, gazetecilerin tutuklanmasıyla, medya kuruluşlarının kapatılmasıyla tarihinin en kötü dönemini yaşadı” şeklinde açıklama yaptı )30 Aralık).
Şık’a destek: Avukatları Can Atalay ve Tora Pekin, CHP milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Sezgin Tanrıkulu, Ahmet Şık’ın gazeteci arkadaşları ile RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, gazeteci Ahmet Şık’ın tutuklanmasını, tutuklanması için ileri sürülen suçlamaların hiç birini kabul etmediklerini bildirdi (30 Aralık).
Gözaltılara kınama: TGS, Disk Basın-İş ve ÇGD, Diken Yazarı Gazeteci Tunca Öğreten, Dihaber Haber Ajansı Diyarbakır Haber Şefi Ömer Çelik, Dihaber Muhabiri Metin Yoksu, BirGün Gazetesi Çalışanı Mahir Kanaat ve Gazeteci Ahmet Şık’ın gözaltına alınmasını TGC salonunda yapılan ortak basın açıklamasıyla kınadı (30 Aralık).
#İtirafediyorumbengazeteciyim: Gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalar, sosyal medyada @Ben_Gazeteciyim platformunca #İtirafediyorumbengazeteciyim etiketiyle protesto edildi (26 Aralık).
Gözaltılara kınama: TGC Başkanı Turgay Olcayto, gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ilgili “İktidar gazetecilere soluk aldırmıyor” sözleriyle eleştirdi. DİSK Basın-İş, “Bu koşullar altında kendi suçunu örtbas etmek için gazetecileri ve gazetecilik mesleğini suçmuş gibi gösterenlere sesleniyoruz: Ne yaparsanız yapın gerçekleri örtbas edemeyeceksiniz, özgür basını susturamayacaksınız” dedi. TGS de, “Gerçekleri gizlemek için gazeteciler hedef alınıyor” diye bildirdi (25 Aralık).
TGS’den çağrı: TGS, gözaltındaki üyeleri Tunca Öğreten ve Ömer Çelik ile birlikte gözaltındaki ve tutuklu tüm gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmasını istedi (25 Aralık).
HDP kınadı: HDP milletvekili Müslüm Doğan, Yol TV’nin kapatılmasını, AKP Hükümetinin demokratik kurumlara yönelik saldırısında “yeni bir halka” olarak nitelendirdi (22 Aralık).
Hepsi elbirliğiyle örttüler! Hrant'ın Arkadaşları, Hrant Dink cinayetinin yargılandığı Çağlayan Adliyesi’nin önünde yaptıkları açıklamada, “Bugün gelinen aşama, cinayetin hemen ertesinde apaçık görülebiliyordu. Ama 'işi FETÖ’ye yıkma', bir imkan olarak belirene kadar, iktidar cinayet şebekesini aydınlatmak için kılını kıpırdatmadı. Hepsi elbirliğiyle örttüler” dediler. İnisiyatif üyeleri gün boyu davayla ilgili bilgilendirme tweetleri attı (19 Aralık).
Müzakereler kesilmiyor ama…: Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları, AB Komisyonu'nun Türkiye’yi eleştiren yıllık İlerleme Raporu'nun Avrupa Parlamentosu’nda krize neden olmasının ardından, Türkiye’yle müzakerelere bağlı olduğunu, ancak Suriyeli sığınmacıların göçü çerçevesinde varılan anlaşmada 72 kriterden, başta Terörle Mücadele Kanunu değişikliği olmak üzere, 7’sinin henüz karşılanmadığını savunuyor. Türkiye ise, özellikle vize muafiyeti konusunda adım atılmasını istiyor (16 Aralık).
HRW’den hükümete ağır eleştiri: HRW, “Türkiye Basınını Susturmak: Hükümetin Eleştirel Gazeteciliğe Karşı Derinleşen Saldırısı” başlıklı raporunda, “Eleştirel gazeteciliğe yönelik saldırılar 2014’te sertleştiyse de, Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra iyiden iyiye artarak, Türkiye halkının ülkede yaşanan gelişmeler hakkında ulusal gazete, radyo ve televizyonlardan edinebileceği bağımsız bilgi akışına erişimini engelledi” dedi (15 Aralık).
Gözaltıya kınama: ÇGD, Basın Konseyi, Yurt gazetesi köşe yazarı ve Halk TV yorumcusu Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli’nin gözaltına alınmasını kınadı (14 Aralık).
TGC’den kararlılık mesajı: Sedat Simavi Ödül Töreni’nde konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Türkiye’de düşünceyi ifade özgürlüğünün, temel hak ve özgürlüklerin, basın özgürlüğünün temellendiği bir çağdaş demokrasi için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi (13 Aralık).
Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesiyiz: RSF, 41’i kesinkes gazetecilik faaliyetlerinden olmak üzere 100’ü aşkın gazetecinin cezaevinde olan Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olduğunu bildirdi. Hapisteki gazeteciler açısından 2016 için “gelmiş geçmiş en kötü yıl” diyen CPJ’ye göre, dünyadaki tutuklu 259 gazeteciden 81’i Türkiye’den (13 Aralık).
Gözaltıya tepki: TGS Ankara Şubesi, DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya’nın Ankara’daki evinden gözaltına alınmasına tepki gösterdi (11 Aralık).
Tutuklular için Silivri’de eylem: TGC, TGS, DİSK Basın İş Sendikası, ÇGD, KESK Haber-Sen, Basın Enstitüsü Derneği (IPI), PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası ve RSF Türkiye Temsilciliği’nin çağrısıyla bir araya gelen gazeteciler ve tutuklu meslektaşlarının aileleri, Silivri İlçe Meydanı’nda yaptıkları açıklamayla, Silivri Cezaevi önünde toplanma yasağını kınadılar ve tutuklu gazeteci ve yazarların tahliyesini talep ettiler (10 Aralık).
Tutuklu gazeteciler için sosyal medya kampanyası: Cezaevinde bulunan 146 gazeteci için, sosyal medyada 9 Aralık Cuma günü saat 11.00'de #GazetecilikSuçDeğildir yazılı tweet kampanyası düzenlendi (9 Aralık).
Cumhuriyet için IMOK yürüyüşü: İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (IMOK) Şişli Camii’nde “Özgür basın susturulamaz” pankartını açarak Cumhuriyet gazetesinin Mecidiyeköy’de bulunan binası önüne kadar sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdi (7 Aralık).
Yarkadaş tutuklu gazetecileri konuştu: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Murat Sabuncu'nun mesajını Meclis Genel Kurulu'nda okudu. Sabuncu, “Düşünceyi ifade etme özgürlüğünü kullandığı için cezaevinde olan herkes tüm yazarlar, gazeteciler özgürlüğüne kavuşana dek sorun hepimizin sorunudur. Tutuklu gazeteciler özgür değilken hiçbirimiz özgür değiliz” mesajı gönderdi (7 Aralık).
Meslek örgütleri Bozdağ’a katılmıyor: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Cezaevlerinde 3 sarı basın kartlı tutuklu var” sözlerine TGS başkanı Gökhan Durmuş, TGC başkanı Turgay Olcayto, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) Başkanı Hakkı Boltan ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun (TGDP) sürgündeki Temsilcisi Necati Abay tepki gösterdi. Açıklamalarda Türkiye’nin dünyadaki en büyük gazeteci hapishanesi olduğu savunuldu (1 Aralık).
AGİT uyardı: AGİT’in Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatoviç, 11 Mart-1 Aralık 2016 dönemine ilişkin raporunda Türkiye’de, AGİT katılımcı ülkelerinin tamamından daha fazla gazetecinin hapiste olduğuna dikkat çekildi (1 Aralık).
OHAL bildirgesi: TGS, IFJ, EFJ ve Friedrich Ebert Stiftung Derneği’nin düzenlediği “OHAL Dönemlerinde Örgütlenme ve Uluslararası Dayanışma” başlıklı uluslararası toplantının sonuç bildirgesinde hükümete, OHAL sürecinde medyaya yönelik girişilen baskılara son vermesi çağrısı yapıldı (30 Kasım).
Yayın yasağına kınama: TGC, Basın Konseyi, RSF, Adana’da 11 kız öğrencisinin hayatına mal olan yurt yangınıyla ilgili Aladağ Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği yayın yasağı kararını kınadı. TGC, “Yayın yasaklı toplumda basın özgürlüğünden söz edilemez” derken Basın Konseyi, “Türkiye'yi yönetenlerin sorumluluğunun örtbas edilmesi değil, gerçeklerin ortaya çıkarılması asıldır” dedi (30 Kasım).
En çok şikayet Türkiye’den: Avrupa Konseyi bünyesinde oluşturulan Gazeteciliğin Korunması ve Gazetecilerin Güvenliğinin Kuvvetlendirilmesine dair dijital platformuna 18 ayda 227 şikayet geldi. RSF, IFJ, EFJ, Article 19, CPJ, IPI, AEJ ve Index on Censorship gibi örgütlerin ilettiği 82 şikayetle Türkiye en çok başvuru kaydedilen ülke oldu (28 Kasım).
Gözaltıya tepkiler: Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC), yönetim kurulu üyesi ve BBC Türkçe Muhabiri Hatice Kamer'in Siirt'in Şirvan ilçesinde gözaltına alınmasına tepki gösterdi (26 Kasım).
AP, müzakerelerin dondurulmasını istedi: Avrupa Parlamentosu (AP), AB ile Türkiye arasında 3 Ekim 2005’te başlatılan üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulmasına ilişkin önergeyi oyladı. 623 parlamenterden 479’u kabul, 107’si çekimser, 37’si ret oyu kullandı (24 Kasım).
Kural’a destek: Özgür Gündem gazetesiyle dayanıştığı için hapisle yargılanan Oyuncu Jülide Kural’a sanatçılar Kadir İnanır, Tilbe Saran, Iraz Yöntem, Ferhat Tunç, gazeteciler Ragıp Duran, Banu Güven ve TİHV’de Ümit Efe de duruşmayı izleyerek destek verdi (24 Kasım).
Nişanyan’a destek: Düşünce Özgürlüğü Ağı, “Nefret suçlarıyla mücadele etmeli” yazısında “dini değerlere hakaret” iddiasıyla yargılanan Yazar Sevan Nişanyan’ın davasını dayanışma için izledi (23 Kasım).
“İtirazım Var!” bildirisi:Yurttaş Girişimi, “İtirazım Var!” başlıklı bir bildiri kaleme alarak, bildiriyi herkesin kendi itirazını ekleyerek sosyal medyada paylaşmaya çağırdı. Bildiride “Düşman cephelere bölünmek, kardeşliğimizi, ortaklığımızı yitirmek istemiyoruz. Ne darbe, ne vesayet. Ne diktatör, ne terör!” denerek, kutuplaşmaya karşı demokrasi ve özgürlükler savunuluyor ( 20 Kasım).
BM vahim buldu: BM ifade özgürlüğü özel raportörü David Kaye, bakanlıklar, AYM, demokratik kitle örgütleri ve cezaevinde bulunan bazı gazetecilerle görüşme yaptıktan sonra Türkiye’nin durumunu ‘karamsar’ ve ‘vahim’ olarak yorumladı. Kaye, tutuklu gazetecilerin tahliyesini ve orantısız OHAL uygulamalarına karşı önlem istedi (18 Kasım).
Ben Gazeteciyim eylemi: Ben Gazeteciyim inisiyatifi üyeleri, Cumhuriyet gazetesi 10 çalışanı ve yetkilisi ve tutuklu tüm habercilerin tahliyeleri için İstanbul Kitap Fuarı’nda eylem yaptı (17 Kasım).
Hapisteki yazarlar için toplandılar: Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Türkiye, TGC, ÇGD, Disk Basın-İş Sendikası ve Türkiye Yayıncılar Birliği, Hapisteki Yazarlar Günü’nde tutuklu tüm gazeteci, yazar ve çevirmenlerin serbest bırakılmasını talep etti. Düşünce Özgürlüğü Ağı da, basın toplantısına katılarak desteğini sundu (15 Kasım).
Kart için uluslararası çağrı: Uluslararası Karikatürist Hakları Ağı (CRNI) ve Barış İçin Karikatüristler (Cartooning for Peace), “FETÖ’ye yardım”dan tutuklanan Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart’ın derhal salıverilmesini talep etti (15 Kasım).
Tutuklamalardan endişeliyiz: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşen Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, “Açık ve dürüst diyalog çok önemli. Ciddi endişelerimiz var. Darbe girişiminden sonra özellikle geniş ölçekli tutuklamalar ve ifade/basın özgürlüğü konusundaki endişelerimizi ifade ettim. Bunun tepeden bakarak, ders verme gibi algılanmamasını, egemenliğinize saygısızlık olarak algılanmamasını rica ediyoruz” dedi (15 Kasım).
Sansüre ÇGD kınaması: ÇGD, Adıyaman Gerger’de İmam Hatip Lisesi’nde yaşanan çocuk istismarını haberleştiren Gerger Firat haber sitesinin kapatılmasını “Çocuk istismarını duyurmak suç değil, haberciliktir!” diyerek kınadı (15 Kasım).
PEN Aslı Erdoğan’ı unutmadı: Uluslararası PEN, Hapisteki Yazarlar Günü nedeniyle düzenlenen kampanyaya bu sene mahpus yazar Aslı Erdoğan'ı da dahil etti (15 Kasım).
Tutuklu yazarlar için ortak çağrı: PEN Türkiye Merkezi, TGC, DİSK Basın-İş, ÇGD, TYB ve TYS, Tutuklu Yazarlar Günü dolayısıyla Cağaloğlu’da bir ortak basın toplantısı düzenledi; tutuklu gazeteci, yazar ve çevirmenlerin tahliye edilmesini talep etti (15 Kasım).
Yarkadaş kınadı: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Adıyaman'da çocuklara yönelik cinsel taciz vakalarını gündeme getiren yerel Gerger Fırat sitesinin kapatılmasını kınadı (12 Kasım).
RSF kınadı: RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, Fransız gazeteci Olivier Bertrand’ın Gaziantep’te gözaltına alınmasına, Twitter üzerinde “Türkiye gayrimeşru gözaltı operasyonuyla gözdağı vermek istiyor” sözleriyle tepki gösterdi (12 Kasım).
UAÖ kampanyası: UAÖ, gazetecilerin tutuklanması ve medya organlarının kapatılmasına karşı imza kampanyasını içeren bir Acil Eylem çağrısı yaptı (11 Kasım).
AB Büyükelçileri acil toplandı: HDP vekillerine ve Cumhuriyet’e yönelik tutuklamalar sonrasında Avrupa Birliği Büyükelçileri Dışişleri ve Savunma Politikaları Yüksek temsilcisi Federica Mogherini’nin çağrısıyla Ankara’da acil bir toplantı düzenledi (4 Kasım).
14 örgütten ortak imza: 14 gazetecilik ve ifade özgürlüğü örgütü, tutuklu gazetecilerin tahliyesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetten acil toplantı talebinde bulundu. Ortak mektupta Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Article 19, Index on Censorship, Etik Gazetecilik Ağı (EJN), PEN International, Dünya Gazeteciler ve Haber Yayıncıları Birliği (WAN-IFRA), Güneydoğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO), IFEX, Avrupa Gazeteciler Derneği (AEJ) ve Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi’nin (ECPMF) imzası vardı (3 Kasım).
Erdoğan “basının düşmanları” listesinde: RSF, dünyadan 35 kişi ve örgütün adına yer verdiği “Basın Özgürlüğü Düşmanları” listesine ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da aldı. RSF Almanya Temsilcisi Christian Mihr, Erdoğan'ın, medya kuruluşlarının kapatılması ve gazetecilerin gözaltına alınmasından sorumlu olduğu için bu listeye dahil edildiğini açıkladı (2 Kasım).
İsveç PEN’den kınama: İsveç PEN Genel Başkanı Ola Larsmo, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonu hükümetin, “eleştirileri sistematik bir şekilde susturma eyleminin bir parçası” olarak değerlendirdi (1 Kasım).
Cumhuriyet’e yoğun destek: TGS, DİSK-Basın İş ve RSF çağrısıyla bir araya gelen gazeteciler, Cumhuriyet gazetesine yönelik “çoksesliliği hedef alan” operasyonu kınadı. IPI, RSF, IFJ, IFEX üyeleri gözaltına tepki gösterdi. UAÖ Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner “OHAL, muhalif sesleri sistematik olarak bastırmak için bir kılıf” ifadelerini kullandı. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Yargı aracılığı ile Cumhuriyet gazetesine karşı girişilen hukuk dışı, ölçüsüz kararlar siyasi niteliktedir. Amacın, gazetenin yayınlarını denetleme, sindirme, hatta kayyım atayarak bitirmeye yönelik olduğu endişesi içindeyiz” dedi. Uluslararası Şeffaflık Derneği, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Ekonomi Muhabirleri Derneği operasyonu kınadı.
Cumhuriyet gazetesi bahçesinde kurulan kürsüde Sanatçılar Girişimi’nden Orhan Aydın, Edip Akbayram, Orhan Kurtuldu, Ragıp Yavuz, Onur Akın, Suavi, Belkıs Akkale, Orhan Aydın, Bedir Bayram ve Melike Demirağ ile TYS Başkanı Mustafa Köz operasyonu kınadı. Türk Ceza Hukuku Derneği’ne bağlı, içlerinde hukukçular Duygun Yarsuvat, Fikret İlkiz ve Köksal Bayraktar’ın da olduğu bir heyet gazeteyi ziyaret etti.
CHP ve HDP kınadı; Bahçeli savundu: Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’nu ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir karşı darbeyle karşı karşıyayız. Tüm gazetecilere sesleniyorum. Eğer medya üzerindeki baskılara ortak direnç gösterebilirsek o zaman Türkiye'deki demokrasiyi de ortak koruma zemini oluşturmuş oluruz. Eğer ses çıkarmazsak bir gün sıra onlara da gelir” dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Adında Cumhuriyet olup da Cumhuriyet değerlerine en çok zarar verenlerin medya özgürlüğüne sığınmaları inandırıcı görülemeyecektir. 'Özgürlük' demek millete küfretmek değildir” dedi.
Sezgin Tanrıkulu, Süleyman Çelebi, Barış Yarkadaş’ın olduğu çok sayıda CHP milletvekilleri operasyonu sert şekilde kınadı. EMEP, İHD, TİHV, TMMOB Mimarlar Odası, Türkiye Komünist Partisi, ÖDP, İstanbul Barosu, ÇYDD, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, Birleşik Haziran Hareketi, operasyona tepki gösterdi. Gazetenin Ankara Temsilciliği'ne destek ziyareti yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Saray’dakine biat manşetleriyle çıksın istiyorlar” dedi.
AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic, “Medyadaki son tutuklamalar, Türkiye’deki basın özgürlüğüne son darbedir. Yetkililer, basın özgürlüğünü, canlı ve çoğulcu medya ortamını yeniden sağlamalı” dedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz Twitter hesabından, “İfade özgürlüğüne saygıda yeni bir kırmızıçizgi aşıldı” dedi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, “Türkiye’yi AİHM’de bir sürü dava bekliyor” açıklaması yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, "ABD, Türkiye’de muhalif basına yönelik resmi baskının artışı konusunda derin endişe duyuyor" dedi. Fransa Dışişleri Bakanlığı, “ifade özgürlüğüne, özellikle de basın özgürlüğüne bağlılığını bir kez daha anımsatır ve bunun demokratik bir toplumun vazgeçilmez parçası olduğunu yeniden hatırlatırız” açıklaması yaptı.
Alman Gazeteciler Sendikası (DJU) ve Alman Gazeteciler Birliği’nden (DJV) ve Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) yapılan açıklamalarda gazete yöneticilerinin gözaltına alınması kınandı; Avrupa Birliği ve Federal Alman Hükümeti’nin “tepkisizliği” eleştirildi.
Annelerden de destek: Cumartesi Anneleri’nden Maside Ocak, Hanım Tosun, Hanife Yıldız ve İkbal Eren dahil birçok kayıp yakını İHD üyeleri, operasyonu kınadıktan sonra gazete binasına girerek gözaltında tutulan gazetecilerin masalarına karanfil bıraktılar (1 Kasım).
Erdoğan ve Alpay’dan geçmiş olsun: Bakırköy Cezaevi’nde mahpus olarak kalan Özgür Gündem gazetesi yayın danışma kurulu üyeleri ve yazarları Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay, yazarları gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesine geçmiş olsun mesajı gönderdi (31 Ekim).
AP uyardı: Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de tutuklu bulunan gazetecilerle ilgili kabul ettiği bir karar tasarısında, haklarında suç işlediklerine dair somut delil olmaksızın tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılması talep edildi. AP, Türkiye'de gazetecilerin durumunun 15 Temmuz darbe girişimi sonrası daha da kötüleştiğini duyurdu (28 Ekim).
Tutuklular için IFJ kampanyası: IFJ, Türkiye’de hapiste bulunan gazeteciler için sosyal medya üzerinden #FreeThemAll (hepsini özgür bırakın) etiketiyle bir kampanya düzenledi. Kampanya, IFJ üyeleri, Türkiye’deki gazeteciler ve diğer uluslararası gazetecilik örgütlerinin de desteğiyle büyük ilgi gördü (21 Ekim).
26 örgüt KHK’lara karşı: Aralarında Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası PEN gibi kuruluşların da bulunduğu 26 uluslararası kuruluş, hükümetten OHAL kararnamelerdeki insan haklarını ihlal eden hükümlerin kaldırılmasını istedi (21 Ekim).
Kılıçdaroğlu gazetecilerin tahliyesini istedi: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dilbilimci Necmiye Alpay, 21. yüzyılda edebiyat dünyasına damgasını vuracak 50 isim arasında gösterilen Aslı Erdoğan, Altan kardeşlerden tutun Murat Aksoy'a kadar tüm gazetecilerin, yazarların, çizerlerin serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi (18 Ekim).
Cemil Uğur için PEN çağrısı: Britanya PEN, örgüt üyeliği suçlamasıyla tutuklanan Evrensel gazetesi muhabiri Cemil Uğur'un tahliyesini istedi (17 Ekim).
Zarok TV için Avrupa girişimi: Avrupa Parlamentosu’ndan 59 milletvekili, OHAL altında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameyle kapatılan Türkiye'nin ilk Kürtçe çocuk kanalı Zarok TV için Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği ile Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini'ye mektup yazdı (16 Ekim).
Pamuk demokrasi istedi: Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk, BBC’ye, “Türkiye’deki en iyi yazarların bir kısmı, ki bunların bir bölümü benim yıllardır okuduğum, 40 yıl boyunca Türkiye’de kanaat önderi olmuş yazarlar ve romancılar, şu anda hapiste. Bu kabul edilebilir bir şey değil, demokrasi de değil” dedi (15 Ekim).
TV10 için sivil itaatsizlik: Alevilere yönelik yayın yapan TV10’nun OHAL kapsamında kapatılması, Taksim Galatasaray Meydanı'nda protesto edildi. TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, TV10 açılana kadar her cumartesi saat 14.00'te Galatasaray Meydanı'nda sivil itaatsizlik eylemi başlattıklarını açıkladı (15 Ekim).
Erdoğan ve Alpay için nöbet ve yazılar: Yazarlar, “Aslı’nın Arkadaşları” adı altında, Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’ın tutukluluğu başta olmak üzere ifade özgürlüğüne yönelik baskılara karşı Özgürlükçü Demokrasi gazetesinde her gün yazılar yayınlıyorlar. Yazarlar yazı nöbeti için bir çağrı yaptı (15 Ekim).
Adana’da protesto: 23 televizyon ve radyonun OHAL altında kapatılması, Adana'nın Seyhan ilçesinde protesto edildi. “Televizyon ve Radyoma Dokunma” pankartının yer aldığı eylemde Radyo Dünya yayın yönetmeni Medine Gümüş, Zarok TV'nin yayınından korkan bir zihniyetin topluma faydası olmayacağını dile getirdi (15 Ekim).
Uğur’un özgürlüğü için: Uluslararası PEN, 6 Ekim’de tutuklanan Evrensel gazetesi muhabiri Cemil Uğur’un derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını istedi (14 Ekim).
Brüksel ve Londra’dan OHAL çağrısı: IFJ ve EFJ, Brüksel’de düzenledikleri basın toplantısında Türkiye hükümetine, “OHAL’a son verilsin ve kapatılan yayın organları geri açılsın” çağrısı yaptı. İngiltere Gazeteciler Sendikası (NUJ) de, Başbakan Binali Yıldırım ve RTÜK’e birer mektup göndererek basın üzerindeki saldırıların son bulmasını istedi, Türkiye’nin İngiltere Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’ten randevu talep etti (14 Ekim).
Sözlü saldırına kınama: İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, Karşıyaka Futbol Takımı yedek kalecisi Behram Zülaloğlu'nun Aydınspor 1923 maçının devre arasında Habertürk gazetesinin spor muhabiri Deniz Biricik'e sözlü saldırıda bulunup, fiziki saldırı girişiminde bulunmasını kınadı. TSYD İzmir Şubesi de olayı kınadı (10 Ekim).
Şiddete kınama: Batman Basın Derneği Başkanı Cebrail Uyanık, Batman Petrolspor-Tokat Erbaaspor arasında oynanan futbol maçından sonra bir grubun dört haberciyi darp etmesini kınadı; saldırıyla kamuoyuna haber alma hakkının engellendiğini bildirdi (10 Ekim).
HRW kınadı: İnsan Hakları İzleme (HRW) Örgütü Türkiye direktörü Emma Sinclair-Webb, 23 TV ve radyonun kapatılmasını “Türkiye’de eleştirel kanalların sonu geldi” sözleriyle kınadı (8 Ekim).
IPA “intikam” gördü: Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Başkanı Richard Charkin, yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay’ın da aralarında olduğu birçok aydının ‘terör’ iddiasıyla tutuklanmasına tepki gösterdi; “İntikam peşindeki Türkiye hükümeti sindirme kampanyası yürütüyor!” dedi (7 Ekim).
Yeni yönetmeliğe eleştiri: TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, hakkında TMK’dan dava açılan medya çalışanlarının işine son verilmesini olanaklı kılan “Resmi İlan ve Reklamlar” yönetmeliğini, “İktidar kendisine muhalif olabilecek kimseyi görmek istemiyor. Yönetmelik Anayasa’nın çalışma özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi maddelerine ve masumiyet karinesi itibariyle de Basın Kanunu’na aykırıdır” dedi. Basın Konseyi de, “Yeni uygulama, muhalif olan sesleri susturmaya yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor” diye uyardı. Yönetmeliğe bir tepki de TGS’den geldi (6 Ekim).
“Kendi darbelerini gerçekleştiriyorlar”: Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara Temsilcisi Ayşen Ece Kavas, TV ve radyoların kapatılmasını kınadı; “Darbeye karşı 'demokrasi' mücadelesi verenler bugün kendisi darbeyi gerçekleştiriyor. Baskın ve mühürlemeler ile savaş ortamını daha da yükseltiyorlar” dedi (6 Ekim).
Sokakta ve sosyal medyada protestolar: İçinde DİSK Basın-İş, TGC ve TGS yöneticileri ile siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin olduğu bir grup, “#TVmeRadyomaDokunma” yazılı pankartıyla 23 medya organının kapatılmasını İstanbul Galatasaray Meydanı’nda protesto etti. Eylemde “Tek sesli medyaya biat etmeyeceğiz”, “Özgür basın özgür ülke” pankartları da taşındı. Ayrıca, “TVmeRadyomaDokunma” etiketi ile gösterilen tepkiler Türkiye'de en çok konuşulan konu listesinin başına çıktı (5 Ekim).
Köşe yazarları eleştirdi: Milliyet gazetesi yazarı Gökçer Tahincioğlu, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan ve Cumhuriyet gazetesinden Aydın Engin, Başbakanlık talimatıyla 12 televizyon kanalı ve 11 radyonun KHK ile kapatılmasını eleştirdi (2 Ekim).
Kapatmalara kınama: TGS başkanı Uğur Güç, TGC başkanı Turgay Olcayto, DİSK-Basın İş başkanı Faruk Eren, aralarında Hayatın Sesi, İMC TV, TV10 ve Özgür Radyo’nun da bulunduğu muhalif yayın organlarının kapatılmasını kınadı (3 Ekim).
Soru ve araştırma önergeleri / Kanun teklifleri
Ekim-Aralık döneminde CHP ve HDP milletvekilleri sundukları soru önergeleri, araştırma önergeleri ve kanun teklifleri yoluyla, Türkiye’de medya ve ifade özgürlüğünün çok yönlü sorunlarını Meclis gündemine taşıdılar.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Cumhuriyet gazetesi kantin işletmecisi Şenol Buran’ın tutuklanması, TOKİ ve Emlak Konut’un Sözcü gazetesine reklam ambargosu uygulaması, tutuklanan Evrensel gazetesi Mersin muhabiri Cemil Uğur’a ajanlık teklifi gibi pek çok konuda ilgili bakanlara soru önergeleri sundu. Yarkadaş, RTÜK Kanunu’nda Başbakanlığa yayın yasağı getirme yetkisinin kaldırılması için değişiklik teklifi sundu.
CHP Milletvekili Fikri Sağlar, tutuklanan gazetecileri konusunu Başbakan Binali Yıldırım'a sordu. CHP milletvekili Utku Çakırözer de, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a OHAL döneminde tutuklu gazetecilere getirilen kısıtlamaları sordu. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekillerinin gözaltına alınmasının ardından Türkiye genelinde yaşanan internet kesintilerini Meclis gündemine taşıdı
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a gazeteci-yazar Seray Şahiner’in Bursa’daki otelde gözaltına alınmasını sorarken, HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, “Bir gece ansızın gelebiliriz” bildirisiyle Agos gazetesi ve azınlıkları tehdit edenlerin beraat etmesini Meclis gündemine taşıdı.
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, 20’yi aşkın TV ve radyonun KHK ile kapatılmasını Başbakan Binali Yıldırım'a soru olarak yöneltti. HDP milletvekili Bedia Özgökçe ise, RSF Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda 180 ülke arasında 151. olan Türkiye’de medya özgürlüğünün OHAL altında daha da ağırlaştığına vurgu yaparak medyanın durumuyla ilgili Meclis Araştırması talep etti.
Sağlar tutuklu habercileri sordu: CHP Milletvekili Fikri Sağlar, tutuklanan gazetecileri konusunda Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemişle bir soru önergesi sundu. Sağlar, "Sizin kalemşörleriniz olmayan gazeteciler hapse atılmaya mahkum mudur? Neden özgür basın istemiyorsunuz? Gerçeklerin ortaya çıkacak olması sizleri tedirgin mi ediyor?" diye sordu (29 Aralık).
Medyaya baskılar CHP önergesinde: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Cumhuriyet gazetesi kantin işletmecisi Şenol Buran’ın tutuklanması, aynı gerekçeyle Yol TV’nin kapatılması, tutuklu Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının Silivri Cezaevi’nde dört gündür çok soğuk ortamda tutulmaları ve gazete yazarı Aydın Engin’in tehdit edilmesini soru önergesi yoluyla Başbakan Binali Yıldırım’a taşıdı (26 Aralık).
Yayın yasağına karşı teklif: CHP milletvekili Barış Yarkadaş, RTÜK Kanunu’nda yayın yasağını düzenleyen 7/2 Maddesindeki “Ancak milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir” şeklindeki son cümlesinin yürürlükten kaldırılması için değişiklik teklifi sundu (21 Aralık).
Şahiner’e gözaltı önergede: HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle, gazeteci-yazar Seray Şahiner’in Bursa’daki otelde gözaltına alınmasıyla ilgili bir soru önergesi sordu. Bir soru da, “Hiçbir kaçma şüphesi olmayan Şahiner’in gözaltına alınmasında gözetilen kamu yararı nedir?” oldu (15 Aralık).
Çakırözer Tutuklu gazetecileri sordu: CHP milletvekili Utku Çakırözer, soru önergesi yoluyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a OHAL döneminde tutuklu gazetecilere getirilen kısıtlamaları sordu. Çakırözer, gazeteci Şahin Alpay’ın 11 kronik rahatsızlığı olduğuna, Hakan Kara’nın by-pass ameliyatı geçirdiğine, yazar Aslı Erdoğan’ın felç riski bulunduğuna, Ahmet Turan Alkan’ın olağan dışı kilo kaybı yaşadığına işaret etti. Çakırözer, “Bırakın atılan suçların kesinleşmesini, iddianameleri bile hazırlanmayan meslektaşlarımız insan haklarına aykırı bir şekilde cezaevinde tam bir tecrit hayatına maruz bırakılmaktadır” dedi; Bakandan çözüm geliştirmeyi düşünüp düşünmediğini sordu (7 Aralık).
Sözcü’ye ambargo önergede: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, TOKİ ve Emlak Konut yöneticilerinin Sözcü gazetesine yönelik reklam ambargosunu Başbakan Binali Yıldırım’a sordu. Yarkadaş, soru önergesinde “Buna derhal son verdirtin” çağrısı yaptı (8 Ekim).
Cezasızlık önergede: HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, “Bir gece ansızın gelebiliriz” başlıklı bildiriyle Agos gazetesi ve azınlıkları tehdit edenlerin beraat etmesini Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na sunduğu bir yazılı soru önergesiyle gündeme getirdi. Paylan, 2016 yılında İstanbul'da eğitim veren Ermeni okullarının duvarlarındaki ırkçı yazılamalar, azınlıklara ait mezarlıkların tahrip edilmesini de önergede hatırlattı. Paylan, “Hükümetinizce, azınlıklara yönelik artan ve cezasız kalan nefret suçlarını engellemek için nasıl bir çalışma yürütülüyor” diye sordu (23 Kasım).
Muhabire “ajanlık” önergede: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, haber takibi sırasında gözaltına alınıp, “örgüt üyeliği ve propagandası” suçlamasıyla tutuklanan Evrensel gazetesi Mersin muhabiri Cemil Uğur’un Avukatı Tugay Bek'in açıklamalarını TBMM’ye taşıdı. Yarkadaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle sorduğu sorularda, “Cemil Uğur'a ajanlık teklifi yapıldığı doğru mu? Bu kapsamda bir soruşturma başlatılmış mı?” diye sordu (20 Kasım).
TRT’de sunucu maaşı önergede: CHP Milletvekili Atilla Sertel, TRT’de Stadyum programının sunucusu Ersin Düzen’in ayda 417 bin TL maaş alıp almadığını Meclis Başkanlığı’na sunduğu bir soru önergesiyle Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a sordu. Sorulan sorulardan bazıları, “7 binden fazla personeli bulunan TRT’nin kendi içinde deneyimli spor yorumcuları yok mudur? TRT’nin yetiştirdiği öylesine bilgili, kültürlü, eğitimli yapımcılar, spikerler var. O halde Stadyum programı neden bu spikere sundurulmamaktadır? Ülkemizdeki insanların yaşam koşulları ortada iken devletin imkanlarını kullanarak bir spor programı sunan kişiye bölüm başı astronomik ücretler verilmesini doğru buluyor musunuz?” oldu (10 Kasım).
Kesinti Mecliste: CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekillerinin gözaltına alınmasının ardından Türkiye genelinde yaşanan internet erişim engelini Meclis gündemine taşıdı; Başbakan Binali Yıldırım’a, kesintinin gerekçesini ve hukuki dayanağını sordu. Sorulardan biri, “İnternet erişiminin kısıtlanması konusunda servis sağlayıcılara nasıl bir talimat verilmiştir ve bu talimatın hukuksal dayanağı nedir?” oldu (6 Kasım).
HDP İnternet kesintisini sordu: HDP Urfa milletvekili Osman Baydemir, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki 11 kentte (Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Van, Elazığ, Dersim, Antep, Urfa, Kilis ve Adıyaman) yaşanan internet kesintisiyle ilgili Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın yanıtlaması istemiyle Meclis’e bir soru önergesi sundu (1 Kasım).
Baydemir, kapatılan medyayı sordu: HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir, soru önergesi yoluyla Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’a KHK ile kapatılan yayın organların durumunu sordu. Baydemir, Kurtulmuş’a “RTÜK zaten hem kapatılan hem de diğer tüm radyo ve TV’lerin denetimini Anayasa, yasa ve yönetmeliklere göre yapmaktadır. Yargı kararı olmaksızın Bakanlığınızın radyo ve televizyonlara yönelik aldığı kararlar yetki gaspı ve hukuka aykırı değil mi?” diye sordu (1 Kasım).
Tanrıkulu Dinç’i Başbakana sordu: CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hrant Dink davasında sanık olan eski İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’i, Başbakan Binali Yıldırım’a sordu. Tanrıkulu, “Hrant Dink Suikastinde istihbarat paylaşmamakla suçlanan ve 10 Ekim 2015 katliamı öncesinde gelen istihbaratı geç paylaşan Emniyet İstihbarat Daire Başkanı hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?” dedi. Dinç, emniyette yaşanan son görev değişikliğinde, İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’ne kaydırılmıştı (28 Ekim).
CHP yönetmeliği Meclise taşıdı: CHP milletvekili Selina Doğan, OHAL kapsamında 5 Ekim 2016’da yürürlüğe giren ve Türkçe dışında yayın yapan gazetelere resmi ilan verilmesine yasak getiren “Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği” Meclis gündemine getirdi. Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Doğan, yönetmeliğin Lozan Antlaşmasına ve Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti (14 Ekim).
HDP medya için araştırma istedi: HDP milletvekili Bedia Özgökçe, RSF Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda 180 ülke içerisinde 151. Sırada olan Türkiye’de medya özgürlüğünün OHAL altında daha da ağırlaştığına vurgu yaparak, medya organlarının kapatılması sonucu gazetecilerin işten çıkarılması dahil birçok yönün ortaya konulması amacıyla Meclis Araştırması talep etti (10 Ekim).
HDP’den “Çökertme” sorular: HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, 20’yi aşkın TV ve radyonun kapatılmasıyla ilgili Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Kapatmalatrın “Çökertme Eylem Planı”nın bir parçası olup olmadığını merak eden Önlü, “MedNuçe, Sterk TV, Newroz TV, Ronahi TV, MMC TV, DİHA, Özgür Gün TV, İMC TV kanalları ve Özgür Gündem gazetesinin ekarte edilmesi, yasal dayanaklardan yoksun bırakılması acilen gerekmektedirler” ifadesinin, bugün MedNuçe’nin, İMC TV’nin, Özgür Gündem Gazetesinin ve diğer demokrat muhalif basının kapatılması ile birebir örtüşmesi rastlantı mıdır? Eutelsat yetkilileri MedNuçe’nin kapatılması kararını RTÜK’ten gelen talep üzerine aldıklarını beyan etmişlerdir. RTÜK, Eutelsat yetkililerine MedNuçe’nin kapatılmasına ilişkin talepte bulunmuş mudur?” diye sordu (7 Ekim).
Her konuda bilgileri yokmuş: Özgür Gündem gazetesine 16 Ağustos’ta yapılan baskın sonrası çalışanların gözaltına alınması ve gazete binasının mühürlenerek kapatılmasını soru önergesi olarak Başbakan Binali Yıldırım'a soran HDP Dersim milletvekili Alican Önlü'ye cevabı TBMM Başkanlığı verdi. Her konuda bilgi alınamayacağını bildiren Meclis Başkanlığı, soru önergesini iade etti (3 Ekim).
Dayanışma
Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’nin Yayın Danışma Kurulu üyesi yazarlar Necmiye Alpay ile Aslı Erdoğan ve gazeteciler İnan Kızılkaya ile Zana (Bilir) Kaya için başlatılan "Özgürlük Nöbeti" özgürlüklerine kadar sürdü.
100’ü aşkın gazeteci, “Ben Gazeteciyim” inisiyatifinin çağrısıyla, kendilerine mektup ulaştırılmayan hapisteki meslektaşlarına yeni yıl için çektirdikleri için toplu fotoğraf verdi. Fotoğraf, Evrensel, Cumhuriyet, BirGün, Yurt, Özgürlükçü Demokrasi, Posta ve Hürriyet gibi gazetelerinde yayınlandı. Gazeteciler Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat'ın Mersin’deki davasını TGS, DİSK Basın İş, Uluslararası PEN, , IFJ, NUJ, ÖGC ve EMEP Partisi temsilcileri de izledi.
Almanya’da 35 gazete ve haber sitesi, tutuklanan Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarıyla dayanışma için, “Sonsuza kadar Cumhuriyet: Teslim olmayız“ yazının tamamını Türkçe ve Almanca olarak yayınladı. TGC, TGS, ÇGD, DİSK Basın İş ve RSF Türkiye Temsilciliği, 15 yazar ve yetkilisi gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesinde, birçok gazetecinin dayanışma için katıldığı bir haber nöbeti düzenledi.
Bu dönemde, TGS, Can Dündar ve Erdem Gül, yazar Aslı Erdoğan, Cumhuriyet gazetesi, gazeteci Felat Bozarslan ve Erol Önderoğlu ödüllendirildi. Milliyet gazetesi yönetimi, bu sene Abdi İpekçi Yılın Gazetecilik Ödülü ve Örsan Öymen Yılın İnceleme Ödülü’nün verilmesini uygun bulmadığını açıkladı.
Yol TV için eylem: ABF Genel Başkan Yardımcısı Fazlı Aslan, İzmir’de Alevi kurum temsilcileriyle birlikte yapılan eylemde, RTÜK’ten Yol TV'yi yeniden yayına sokmaya çağırdı (31 Aralık).
Hapishanelere toplu fotoğraf: “Ben Gazeteciyim” inisiyatifinin çağrısı ile bir araya gelen, aralarında basın örgütlerinin temsilcilerinin de olduğu 100’ü aşkın gazeteci ise kendilerine mektup ulaştırılmayan hapisteki meslektaşlarına yeni yılda toplu bir selam gönderdi. Toplu fotoğrafta yer alan gazeteci Ahmet Şık iki gün sonra tutuklandı. Fotoğraf, Evrensel, Cumhuriyet, BirGün, Yurt, Özgürlükçü Demokrasi, Posta ve Hürriyet gibi gazetelerinde yayınlandı (31 Aralık).
19.Özgürlük Eylemi: Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’nin Yayın Danışma Kurulu üyesi yazarlar Necmiye Alpay ile Aslı Erdoğan ve gazeteciler İnan Kızılkaya ile Zana (Bilir) Kaya için başlatılan "Özgürlük Nöbeti" 19. haftasında Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde devam etti. “Bilir, Aslı, Necmiye yalnız değildir” pankartının açıldığı eylemde "Özgür basın susturulamaz" pankartının yanı sıra "Gazetecilere özgürlük" dövizleri taşındı. Eyleme Haziran Hareketi, HDP Avcılar İlçe Örgütü, Barış Vakfı, CHP Kadıköy İlçe Başkanlığı, Güngören Demokrasi Platformu katıldı (27 Aralık).
İpekçi Ödülleri açıklanmadı: Milliyet gazetesi yönetimi, bu sene Abdi İpekçi Yılın Gazetecilik Ödülü ve Örsan Öymen Yılın İnceleme Ödülü’nün verilmesini uygun bulmadığını açıkladı. Ayrıca Haldun Taner Ödülleri'nin kazananları da açıklanmadı (17 Aralık).
İHD ve TİHV’den panel: İHD ve TİHV İzmir Şubeleri, İnsan Hakları Haftası kapsamında, Tepekule Kongre Merkezinde “Olağanüstü Koşullarda İfade ve Basın Özgürlüğü” başlıklı panel düzenledi. Panele, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Özgürlükçü Demokrasi gazetesi yazarı Hüseyin Aykol ve Evrensel gazetesi İzmir Temsilcisi Emine Uyar konuşmacı oldu (17 Aralık).
Dayanışma için izlediler: Gazeteciler Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat'ın Mersin’de yargılandığı davayı Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, PEN International Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı Caroline Stockford, Günlük Morning Star gazetesi yazarı Steven Sweeney, IFJ ve NUJ üyesi Arif Bektaş, kapatılan Özgür Gazeteciler Cemiyeti başkanı Hakkı Boltan,Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da izledi (13 Aralık).
TGS’ye ödül: TGS’ye, Uluslararası Willy Brandt Siyasi Cesaret Özel Ödülü verildi. Alman Sosyal Demokrat Parti yetkilisi Thomas Schäfer-Gümbel, “TGS siyasi cesaret göstererek, artan siyasi baskı, sansür ile gazeteci ve haber merkezlerine yönelik müdahaleleri eleştirdi” dedi Thomas Schäfer-Gümbel, Cumhuriyet gazetesi ile sivil toplum temsilcilerini de ziyaret etti (11 Aralık).
Yeniçağ’a ziyaret: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saldırıya uğrayan Yeniçağ Gazetesi' ne geçmiş olsun ziyaretinde bulundu; “Bu demokrasiye, basın özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır” dedi (10 Aralık).
Alpay ve Erdoğan için dayanışma konseri: Sanatçılar Ayşe Tütüncü ve Tuncer Duman, Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan'ın özgürlüğü için Özgürlük Nöbeti'nin 31. haftasında Bakırköy Hapishanesi önünde konser verdi. Nöbette Aslı Erdoğan'ın annesi Mine Aydostu, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, edebiyatçı Süha Oğuzertem, Barış İçin Akademisyenler’den Prof. Zelal Ekinci, İHD temsilcileri, TYS’den Malan Çelik ve Muazzez Uslu, HDP ve Birleşik Haziran Hareketi temsilcileri de vardı (5 Aralık).
28. Özgürlük Nöbeti: Kapatılan Özgür Gündem gazetesi yayın danışma kurulu üyesi Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay ile gazetenin yayın yönetmeni Zana Kaya ve sorumlu müdürü İnan Kızılkaya için başlatılan Özgürlük Nöbetine 28. haftasında İstanbul Bakırköy Kadın Hapishanesi önünde devam edildi. Nöbete, Birleşik Haziran Hareketi Bakırköy Meclisi, CHP Güngören İlçe Örgütü, Fransız televizyonu France 5 ve Barış Vakfı destek verdi (28 Kasım).
Davada dayanışma: Özgür Gündem dayanışma kampanyasına katılmaktan gazeteci Celal Başlangıç, Özgür Gündem gazetesi sorumlu müdürü İnan Kızılkaya ve yazar Ömer Ağın’ın yargılandığı davayı HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, sanatçı Ferhat Tunç, akademisyen Büşra Ersanlı, DİSK Basın-İş temsilcileri ve birçok gazeteci de takip etti (24 Kasım).
Ödül Önderoğlu’na: Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü'nün (SEEMO) Dr. Erhard Busek Ödülü (Dr. Erhard Busek – SEEMO Award for Better Understanding in South, East and Central Europe), BİA Medya Gözlem Raporu Raportörü ve RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’na verildi (23 Kasım).
Dündar ve Gül’e ödül: Uluslararası Yazarlar Birliği Almanya Merkezi’nin (PEN Almanya) takip altındaki ve hapisteki yazar ve gazetecilere verdiği “Hermann Kesten Ödülü” gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül’e verildi. Destek Ödülü ise, “Adalet İçin Çevir!” (Translate for Justice) isimli bağımsız çevirmenler platformunun oldu (18 Kasım).
Aslı Erdoğan’a İsveç’ten ödül: İsveç PEN Kulübü’nün yazar Aslı Erdoğan’a verilen 2016 yılı Tucholsky Ödülü Stockholm’de düzenlenen bir törenle Erdoğan’ın annesi Mine Aydoslu'ya verildi. Aydoslu, ödülü İsveç Demokrasi ve Kültür Bakanı Alice Bah Kuhnke'nin elinden aldı (16 Kasım).
Almanya medyasından büyük dayanışma: Almanya’da aralarında Spiegel Online, Stuttgarter Zeitung, tageszeitung (taz), Rhein Main Yayın Grubu gazeteleri (Allgemeine Zeitung Mainz, Wiesbadener Kurier/Wiesbadener Tagblatt, Darmstädter Echo, Gießener Anzeiger), Die Welt, Weser-Kurier, Zeit Online’ın da bulunduğu 35 gazete ve haber sitesi, tutuklanan Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarıyla dayanışma için, “Sonsuza kadar Cumhuriyet: Teslim olmayız“ yazının tamamını Türkçe ve Almanca olarak yayınladı (15 Kasım).
CHP’den mahpus ziyareti: CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi çalışanları Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Turhan Günay, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Hakan Kara, Önder Çelik ve Bülent Utku ile görüştü (10 Kasım).
“FETÖ”cü savcının iddiasıyla içerideyiz” diyen gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu “Bütün düşünce suçluları ve muhalifler için, herkes için özgürlük istiyoruz” dedi. Kadri Gürsel “Bu operasyon Cumhuriyet’i yok etmeye yöneliktir. Kişisel bir nedenle değil, bu nedenle buradayız. Burada başımız dik, alnımız açık; bize yönelik suçlamaları duyunca gülüyoruz” dedi. Güray Öz “Kitap gelmiyor. Yazmak yasak. Burada kalmak, mücadelenin bir parçasıdır”; Turhan Günay “Kitaplarla ilgili yazılarım var, siyasi hiçbir yazım yok ama yazdıklarımı okuyamayan bir savcı var. 51 bin TL’yi 51 milyon TL gören bir savcı var” dediler. Karikatürist Musa Kart “Her voltaya çıkışımda / Silivri’nin tüm kargaları / Üşüşüyor başıma / Hakkımda açılan davayı anlatıyorum / Onlar gülüyor / Ben gülüyorum” şeklinde konuştu. Mustafa Kemal Güngör, “Bu iktidarın hedefi Cumhuriyet’i bitirmek” derken Hakan Kara, trajikomik soruşturmada kaçan Savcı Zekeriya Öz’ün kopya edildiğini açıkladı. Önder Çelik de Sabah gazetesi 85 reklam alırken Cumhuriyet’in yedi reklam almasının suç olarak görüldüğünü dile getirdi. Bülent Utku da, Anayasa Mahkemesi’nin haber olarak nitelendirdiği Can Dündar’ın haberinin suçlama konusu yapılmasını eleştirdi; “Bir davadan hem Can Dündar hem Erdem Gül’e hem de bize ceza vermeye kalkıyorlar” dedi (15 Kasım).
Belediye Cumhuriyet dağıttı: Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının tutuklanmasını ve gazeteye yönelik baskıları protesto etmek için Kadıköy’de gazete dağıttı (11 Kasım).
Cumhuriyet’e ödül: Avrupa Konseyi, 5. Dünya Demokrasi Forumu programı içinde “FETÖ' ve PKK desteklediği iddiasıyla operasyon düzenlenen Cumhuriyet gazetesine Basın Özgürlüğü Ödülü verdi. Strasbourg Belediye Başkanı Ries, “Türkiye’de basın, ifade özgürlüğü ve gazetecilere yapılanlar endişe veriyor” dedi. Törende RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, Avrupa Konseyi yetkilileri de vardı (8 Kasım).
Kılıçdaroğlu’dan Cumhuriyet’e ziyaret: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dokuz çalışanı tutuklanan Cumhuriyet gazetesini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nu Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve imtiyaz sahibi Orhan Erinç karşıladı (10 Kasım).
Dava öncesi Uluslararası Forum ve Adalet Nöbeti: Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin ile İnan Kızılkaya’nın yargılandığı dava öncesi RSF Paris, Berlin ve Viyana temsilcileri, İşkence Mağdurları İçin Rehabilitasyon Konseyi (IRCT), İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü (PHR), REDRESS, Berlin Tedavi Merkezi, Nükleer Savaşı Önlemek İçin Hekimler (IPPNW), Uluslararası Hukukçular Komisyonu (ICJ), Uluslararası Savaş Karşıtları (WRI), TİHV, İHD, TTB, ÇGD İstanbul, DİSK Basın İş ve çok sayıda hak örgütü, OHAL ve KHK’lara karşı Adalet ve Özgürlük Nöbeti’ne katıldılar. Uluslararası forumda konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Cumhuriyet gazetesine operasyon, diğer tüm düşünenleri, sol ve Kürt çevrelerini de sindirmeye amaçlıyor” dedi (8 Kasım).
RSF ekibi Haber Nöbetinde: Cumhuriyet gazetesinde sürdürülen Haber Nöbeti’ni, RSF Paris’ten Lucie Monllon ve Johann Bihr, RSF Avusturya'dan Rubine Möhring ve RSF Almanya'dan Anna Renzenbrink ile RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu sürdürdü. Nöbette, TGC, TGS, DİSK Basın-İş, ÇGD ve Haber-Sen üyeleri de Cumhuriyet’e ve Nöbete destek verdi. Gazeteciler tutuklu tüm habercilerin tahliye edilmesini talep etti (7 Kasım).
Cumhuriyet önünde haber nöbeti: TGC, TGS, ÇGD, DİSK Basın İş ve RSF Türkiye Temsilciliği, 15 yazar ve yetkilisi gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesinin önünde bir haber nöbeti düzenledi (1 Kasım).
Sanık gazetecilerle dayanışma: Gazeteciler Ertuğrul Mavioğlu, Faruk Eren, İhsan Çaralan ve İnan Kızılkaya, Eren Keskin ve Reyhan Çapan’ın İstanbul Adliyesi’nde yargılandıkları davaları, dayanışma için TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Barış Vakfı Sözcüsü Hakan Tahmaz, Birgün Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi Berkant Gültekin, TGC Genel başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, CPJ Türkiye’den Özgür Öğret, CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da izledi (25 Ekim).
Bozarslan’a ödül: DHA muhabiri Felat Bozarslan, bir çocuğun başına taşla vurup bayıltarak tecavüz eden 22 yaşındaki Y.T.’ye duruşmadaki ‘saygın tutumu’ nedeniyle indirim uygulanmasını gündeme getiren haberi nedeniyle Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin ödülünü kazandı (15 Ekim).
Kapanan kanallarla dayanışma: HDP, CHP ve İHD yetkililerinden sonra KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, Eğitim Sen MYK Üyesi Elif Çuhadar, DİVES Genel Başkanı Şükrü Akılçağı, Eğitim Sen Van Şube Yöneticileri, Emek Partisi GYK üyesi Umut Yeğin ve Emek Partisi Van İl Başkanı Hayrettin Alan, Başbakanlığın emriyle yayınına son verilen Van TV ve Doğu Radyo çalışanlarına bir dayanışma ziyaretleri gerçekleştirdi (6 Ekim).
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlardan
Ekim-Kasım-Aralık döneminde Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında Avrupa Konseyi ülkelerinde artık yeri olmayan idamın geri getirilmesine destek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’yi, PKK’ya “Avrupa meydanlarında gösteri yapmalarına müsaade etmek” ile suçladı. Erdoğan, İsrail Kanal 2 televizyonu temsilcisi Ilana Dayan-Orbach’a yayın sırasında “Sen beni sıkıştıramazsın” dedi. Erdoğan, HDP’lilere yönelik operasyonlardan sonra Alman Bild gazetesinin ‘Diktatör Erdoğan’ manşetiyle çıkmasıyla ilgili “umurumda değil” diye konuştu.
Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı İlerleme Raporu için “Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine hizmet etmiyor” diyen AB Bakanı Ömer Çelik, AB ile Türkiye arasında üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulmasına dair AP kararı için “bizim için yok hükmündedir” şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Suriye’deki gruplara mühimmat taşıyan MİT TIR’larını gündeme getiren gazeteci Can Dündar’a “casus” sözüyle saldırdı ve Almanya’yı da gazeteciyi en üst düzeyde muhatap almakla eleştirdi. Benzer konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Fransa ve Almanya’yı hedef aldı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, iki TSK askerinin IŞİD’in elinde bulunduğu ve yakıldığı iddiasını içeren video görüntüleri nedeniyle “medyadaki bazı arkadaşlar ayaklarını denk alsınlar” dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, yerli İnternet arama motoru üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Başbakan Binali Yıldırım, HDP’li vekil ve belediye başkanlarına yönelik polis operasyonları sırasında sosyal paylaşım sitelerine getirilen kısıtlamayı üstlendi.
Bir soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 24 Mayıs 2016 itibariyle Türkiye cezaevlerinde “basın kartı bulunan 3 tutuklunun” olduğunu açıkladı. Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’dan, tutuklu gazeteciler konusunda hükümet içinde ilk itiraz geldi: Tutuksuz yargılanabilmeliler.
Kurtulmuş’tan medyaya gözdağı: “Bu video görüntüleriyle ilgili henüz teyit edilmiş bir bilgi yoktur, olsa kamuoyu ile paylaşırız. Ama teşekkür ediyorum, bu tür terör örgütleri dünyanın en aşağılık mekanizmaları. Video yayınlayarak halkı korkutmaya, çaresizliğe itmeye çalışıyor. Herkes birbirinden korksun istiyorlar, medyadaki bazı arkadaşlar da ayaklarını denk alsınlar. Özellikle sosyal medya sorumsuzca yayın yapılacak bir alan değildir. Türkiye şu an da DEAŞ'la fiilen savaş halindedir (Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası IŞİD’in TSK’ya mensup iki askeri yaktığı iddialarına ilişkin görüntüleri yorumladı, 27 Aralık).
Bakandan “Yerli arama motoru” arayışı: “Siz sadece lokal bir çalışma yaparsanız, dünya ile entegre olmazsanız istediğiniz verimi ve sonucu alamazsınız. Bizim kesinlikle bu sektörde ister web adreslerinde olsun ister internette yaptığınız işlemlerde olsun dünya ile entegrasyonda taviz vermeden, ancak hem Türkçe karakterlerin kullanılabileceği yazılımlar hem de özellikle yerli bir arama motorunu geliştirmemiz ülkemiz açısından çok önemli. Bunların çalışmalarını yapıyoruz." (Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Manisa Medya TV'de Günün Konuğu programında İnternet politikalarını anlattı, 24 Aralık).
“Tutuklu 3 gazeteci, sarı basın kartlı”: “Bakanlığımız kayıtlarının incelenmesinden, ceza infaz kurumlarında 24 Mayıs 2016 tarihi itibarıyla basın kartı bulunan 3 tutuklunun bulunduğu anlaşılmıştır” (Adalet Bakanı Bekir Bozdağ HDP vekili Meral Danış Beştaş’ın cezaevlerinde kaç gazeteci olduğuna ilişkin verdiği bir yazılı soru önergesini yanıtladı; 29 Kasım).
Hükümetten ilk itiraz: “Şu anda tutuklu olarak yargılanmakta olan yazarlar çizerlerle ilgili olarak iddia edilen suçlar itibarıyla tutuksuz yargılanmalarında sakınca olmayan herkesin tutuksuz yargılanması hukukun temel ilkelerine uygundur, özellikle yazarların, çizerlerin” (Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Turizm Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldüğünde açıklama yaptı, 18 Kasım).
Erdoğan ve Çelik AP’ye kızgın: Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB ile Türkiye arasında üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulmasına dair AP kararına, “Bize AB adı altında görüntü verenler, AB’de kalkıp da PKK'yı terör örgütü olarak ilan edenler bu örgüte bağlı olanlarla Avrupa meydanlarında gösteri yapmalarına müsaade ediyorlar” diyerek tepki gösterdi. AB Bakanı Ömer Çelik de, “Esasen bu kararı yok hükmünde sayıyoruz. AP’nin bugün aldığı karar hiçbir hukuki bağlayıcılığı olamayan bir karardır” dedi (24 Kasım).
“Sen beni sıkıştıramazsın”: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Haziran'daki Mavi Marmara anlaşmasının ardından ilk kez bir İsrail kanalına konuştu. Kanal 2 televizyonundaki "Uvda" (Olgu) adlı programa katılan Erdoğan, "Size zor sorular sorma özgürlüğünü kullanmak istiyorum" diyen gazeteci Ilana Dayan-Orbach’a “Sen beni sıkıştıramazsın” diye tepki gösterdi (19 Kasım).
Çavuşoğlu Dündar için “casus” dedi: “Bir gazeteci kimliği var diye eğer bu kişi casusluk yaptıysa, yargılandıysa ve ceza aldıysa bunu bir kahraman gibi, bunu bir sadece gazeteci ve ifade özgürlüğü engellenmiş bir kişi gibi Almanya en üst düzeyde kabul ederse elbette o zaman Cumhurbaşkanımız da biz de tepki gösteririz” (Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ile düzenlediği ortak basın toplantısında mahkumiyeti nedeniyle Almanya’da yaşamak zorunda kalan gazeteci Can Dündar’ı hedef aldı, 15 Kasım).
Erdoğan rahatsız: “Almanya’da Cumhurbaşkanlığı makamının yaptığını düşünün; terörden yargılanarak 5 yıl ceza almış, adli kontrolle bırakılmış, buradan kaçmış olan birini alıyor, makamında eşiyle beraber karşılıyor. Ona özel muamele yapıyor. Fransa’da Paris Belediyesi fahri hemşerilik beratı veriyor. Bunlar tam bir skandal. Bu skandallar, aslında yarın dönüp onları vuracak. ‘Sırtımızı PKK’ya, PYD’ye, YPG’ye, Kandil’e dayıyoruz’ diyenlere yarın bunlar ödül vermeye kalkarlarsa şaşırmayın. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland’a hassasiyetlerimizi aktardım. Ne yazık ki Avrupa Konseyi’nde de Avrupa Parlamentosu’nda da binaların koridorlarında terörist başının resimlerinin asılmasına müsaade edilebiliyor…” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya ve Fransa’nın gazeteci Can Dündar’a gösterdiği ilgiden rahatsızlık duydu, 13 Kasım).
“Fransa’da da var”: “Facebook, Twitter yasağı bize yakışmıyor dediniz, birçok arkadaşımız söyledi. BTK’nın söz konusu yasa dışı içeriklerle mücadelesi çerçevesinde zaman zaman engellemeler olabiliyor. Buna çocuk cinsel istismarı, müstehcenlik, kumar gibi siteler de dâhil olmak üzere. Ancak yine kişilerin hayatının gizliliği ve kişisel hakların ihlali konusunda da zaman zaman işlemler ve mahkemeler karar veriyor… Özellikle millî güvenliğe, kamu düzenine suç işlenmesinin önlenmesine yönelik yapılan işlemlerde de tabii mümkün mertebe insanımızı mağdur etmemek için olağanüstü bir gayret sarf ediyoruz. Ama kamu güvenliğini, kamu düzenini çok çok önemsediğimiz örnek gösterdiğimiz ülkelerin başında Fransa geliyor. Fransa’da da bu tip uygulamaların yapıldığını sadece Fransa’yı örnek verdim, birçok ülkede bunların yapıldığını söylüyoruz… VPN kullanıcılarının fişlenmesi gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil, bu doğru bir ifade değil. Alınan tedbirlerle VPN’in sadece terör gibi amaçlarla kullanımlarının kısıtlanmasına yönelik. Ona da herhâlde kimsenin itirazı olmaz… 8-14 Temmuz haftasında 183 siber saldırı olmuştu. Ancak daha sonraki dönemlerde aşağı yukarı 2,5 kat artmış durumda. 5-11 Ağustos haftasında 407 adet, 12-18 Ağustos haftasında 753 adet olmuş ve Eylül-Ekim aylarını da düşünürsek haftada ortalama 500 siber saldırı olmakta. Özellikle ulusal siber olaylara müdahale merkezi marifetiyle de uyarı dışında bizzat 622 siber olaya da bizzat müdahale edilmiş.” (Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, son dönemdeki internet ve sosyal medya kesintileriyle ilgili Fransa’yı örnek gösterdi; 11 Kasım).
AB Bakanı’ndan İlerleme Raporu’na eleştiri: “Özellikle dünyayı ve Türkiye'yi anlama, Türkiye'nin terörle mücadelesini doğru bir şekilde değerlendirme konusunda, Türkiye'nin özellikle reformlar konusunda attığı ilerici adımları kıymetlendirme konusunda pek çok değerlendirme eksikliği söz konusudur. Bu rapor, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine hizmet etmeyen bir anlayışla yazılmış ve katılım müzakereleri perspektifinden uzak. Bizim esas ilişkilerimizin omurgasını katılım müzakereleri teşkil etmektedir…” (AB Bakanı Ömer Çelik, AB İlerleme Raporu’nu eleştirdi, 9 Kasım).
Erdoğan’ın umurunda değil: “Baskılarla, gazetelerde bizi karikatürize edecekler, geri adım atacağız. Boşuna kafalarını yormasınlar, biz bunların ne olduğunu biliyoruz. Onlar bana ‘Diktatör’ demişler, hiç umurumda değil. Bir kulağımdan girer, diğer kulağımdan çıkar” dedi (Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasından sonra ‘Diktatör Erdoğan’ manşetiyle çıkan Alman Bild gazetesi üzerinden Batı’yı eleştirdi, 6 Kasım).
Yıldırım İnterneti kesti: “Bunlar güvenlik amaçlıdır. Bunlar olabilecek şeylerdir. Her şey normale döndüğünde, güvenlik tehdidi ortadan kalktığında her şey normale dönecektir”(Başbakan Binali Yıldırım, Twitter, Facebook, Whatsapp, İnstagram, Youtube ve Skype gibi sosyal paylaşım sitelerine getirilen kısıtlamayı üstlendi, 4 Kasım).
Bahçeli operasyonu savundu: “Maalesef bunların kadroları geniş ve sayıları kalabalıktır. Özgürlük ve demokrasi paravanının arkasına gizlenmek muhataplarını kurtarmaya, aklamaya ve temize çıkarmaya yetmeyecektir. Yayınlarıyla teröre destek veren dergi, gazete ve televizyonlar, tahammül ve sabrın bir sınırı olduğunu bilmelidir. Adında Cumhuriyet olup da, Cumhuriyet değerlerine en çok zarar veren, Türkiye karşıtı oluşumları sevindirip umutlandıranların medya özgürlüğüne sığınmaları inandırıcı görülemeyecektir. Özgürlük demek millete küfretmek değildir” (MHP lideri Devlet Bahçeli, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyona destek verdi, 1 Kasım).
Müezzinoğlu’dan BBC’ye: “Kasıtlı bir haber, art niyetli bir haber, Türkiye'yi dünya kamuoyunda kötülemek isteyen bir haber. Türkiye'de çocuk işçiler diye bir konu başlığını gündeme alsa ve bunu samimiyetle çalışsa bu kadar itirazım olmaz ama 3 milyon Suriyeliye göğsünü de bağrını da vicdanını da açmış bir ülkenin 80 milyon bir milletin ve onun devletinin ve hükümetinin saygın duruşuna leke getirmeye hiçbir medya mensubunun hakkı yoktur…” (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “İşçi ve İşverenlerin Uyum Yeteneklerinin Sosyal Diyalog Yaklaşımıyla Artırılması Teknik Destek Projesi”nin tanıtım toplantısında, BBC'de Türkiye ile ilgili çıkan 'Suriyeli çocuk işçileri çalıştırıyor' şeklindeki habere tepki gösterdi, 1 Kasım).
Kurtulmuş’tan “Cumhuriyet” operasyonu: “Cumhuriyet gazetesine yönelik soruşturmanın yazar kadrosuna değil Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetimi’ne, yani tüzel kişiliğe yöneliktir” (Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhuriyet gazetesi yetkililerinin gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama yaptı, 1 Kasım).
Erdoğan’dan “İdam müjdesi”! “Niye benim ülkemde 15 Temmuz darbe girişimini yapacak alçak kansızlar çıkıyor. Onlar kansız. ('idam isteriz' sloganları üzerine) Yakın, İnşallah yakın... Öyle inanıyorum yakında bu konu parlamentoya gelir, geçerse ben de onaylarım.“ (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı açılışında, İdam sloganlarına karşılık verdi, 29 Ekim).
İşten “Çıkarmalar/Ayrılmalar”
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde 7 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı veya işten çıkmak zorunda bırakıldı.
Geçen yılın aynı döneminde en az 213 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarılmış veya işten çıkmaya zorlanmıştı. Bu rakam, tüm 2015 yılı için 348 oldu.
Özel ayrıldı: Habertürk gazetesinde 2009’dan beri çalışan ve dış haberler müdürlüğü görevini yürüten ve politika konularında köşe yazıları kaleme alan Soli Özel, gazete ile yollarını ayırdı (20 Aralık).
Talu’dan köşe yazarlığına paydos: HaberTürk gazetesi köşe yazar Umur Talu, kaleme aldığı “Paydos” başlıklı bir yazısıyla köşe yazarlığını bıraktığını açıkladı. Talu neden olarak kendisinin, medyanın ve ülkenin “sağlık durumu”nu gösterdi (11 Aralık).
Berkan Hürriyet’ten çıkarıldı: Hürriyet gazetesi, köşe yazarı İsmet Berkan’ın işine son verdi. Berkan, nedenini soran gazetecilere, “Detayları da Cem Küçük’e sorarsınız. Madem her şeyi biliyor. Her şey daha çok yeni. İlerleyen günlerde öğreneceğim. Hürriyet’i seviyordum, gazeteme ve karara da saygım sonsuz” dedi (24 Kasım).
Yurt gazetesinde dört işsiz: Yurt gazetesi üçü TGS üyesi toplam dört gazetecinin işine son verdi (24 Kasım). (SON)