Hak örgütleri, hapishanelerde tek tip giysi uygulamasına karşı tutum belgesi açıkladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Hukukçular ve Özgürlükçü Hukukçular bugün yaptıkları ortak açıklamada, kurumlarına, “tek tip giysi hazırlıklarının başladığı” bilgisinin ulaştığını belirtti.
Dört hak örgütünün tutum belgesinde, “mahpusun tek tip elbise giymeye zorlanmasının, onur kırıcı bir ceza olduğu” ifade edildi:
“İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı muamele veya cezalar suçtur. Mahpusa yönelik her türlü şiddet uygulamasının kolaylaştırıcı bir aracı haline de dönüşmesinin yanı sıra adil yargılama hakkını da ihlal eder. Tek tip giysi sadece mahpusa değil, toplumun tamamına dayatılan bir cezalandırmadır.”
Açıklamada, hapishanede kıyafet özgürlüğü olması gerektiği belirtildi.
Ayrıca, tek tip giysi tartışmasının, “ağır insan hakları ihlallerinin simgesi haline gelen Guantanamo’ya atıfla gündeme getirildiği” de hatırlatıldı.
İşkence, onur kırıcı muamele yasağı
Hak örgütlerinin açıklamasında, tek tip giysinin hangi hakları ihlal ettiği şöyle anlatıldı:
“Her ne kadar uluslararası hukuk mahpusların elbise serbestisi hakkını açıkça tanımamış olsa da, mahpusların üniforma giymeye zorlanması halen sahip oldukları temel insan haklarına açıkça ters düşer. Bu hakların başında da ‘işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ve ceza yasağı’ gelir.
“Mahpusun tek tip elbiseye zorlanmasının kendi iç dünyasında yarattığı etki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘onur kırıcı ceza’ tanımına da uyar: ‘Bir cezanın onur kırıcı ceza sayılabilmesi için, mağdurun başkalarının gözünde olmasa bile kendi gözünde aşağılanması yeterlidir.’”
Kişiliğin değerini düşürmek
“Tek tip elbise, mahpusları toplumun geri kalanından ayırma amacı taşır, hem dışardakilerin hem de kişinin kendine bakışı açısından bir etiketleme, damgalama amacı vardır. Tek tip elbise, artık iyi bir vatandaş ya da saygı görmeye değer özgür bir insan olmadığını her an hissedeceği bir şekilde mahpusu işaretler.
“Bazı üniformalar kasten kişiliğin ahlaki değerini düşürmek ve aşağılamak için tasarlanmıştır; örneğin düz gri, bej, hiç bir ayrıntıya yer vermeyen tulum ya da bol giysiler. Bu uygulama, bu tür bir tektipleştirmeyle yaratılan dış disiplinin, mahpusta bir iç disiplin getirmesi fikrine dayanır.”
Mahpusa iki kez ceza
“Tek tip elbise dayatması ile insanlara üniforma giydirilerek davranışları üzerinde örtük bir kontrol oluşturmaya, tek tek kişilikleri susturmaya ve insanları aynı şekilde hareket ettirmeye çalışılıyor.
“Böylece mahpusun mekânsal uzanımlarının daraltılmasıyla yetinilmeyip onu bir elbisenin, bir tipin içine sıkıştırarak kendi bedeni içerisine hapsedilmesi, bir başka deyişle bir sivil ölüye dönüştürülmesi, bir özne olmaktan soyutlanarak hiçleştirilmesi ve tüm mahpusların aynılaştırılarak tekleştirilmesiyle ifadesizleştirilmeleri hedeflenmektedir.
“Konunun bir başka boyutu ise, mahpusun iki kez cezalandırılmaya maruz kalması. Hükümlü hem hapis cezasını çeker hem de bu sırada bir başka cezaya da maruz kalır.”
Adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi
“Psikolojik bir cezalandırma ve aşağılama aracı olarak, tek tip elbise sadece mahpusları değil, yargılama süreçlerindeki sivilleri de etkiler.
“Tek tip elbise ile damgalanmış olan mahpusun duruşmalara götürülürken, izleyicilerin saldırıları da kolaylaşır.
“Yapılan araştırmalar mahkeme heyetlerinin, tulum giyen bir sanığın, giymeyen birinden daha fazla suçlu olduğuna inanmaya eğilimli olduklarını gösterir. Bu, tek tip elbise dayatmasının adil yargılanma hakkını ihlal edici yönüdür. Böylelikle masumiyet karinesi ihlal edilir ve telafisi zor sonuçlar doğar.” (AS)
* Tutum Belgesi'nin tamamını okumak için tıklayın