“Yokluk siyahsa varlık beyazdır. Hayat siyahsa umut beyazdır. Gerçek siyahsa hayal beyazdır. Asi olan hayatsa, hayat Beşiktaş’tır.”
Yaratıcı sloganları, tutkulu cümleleri ve haykırışlarından tanıyoruz Beşiktaş’ın asi çocuklarından oluşan Çarşı’yı. Beşiktaş’ın sokaklarında, çarşısında “bir” olup “Çarşı”yı oluşturuyorlar. Biz de Beşiktaş’ı tanıyacaksak, Çarşı’yı anlamadan olmaz dedik ve grubun hiyerarşisiz, sokaktan gelen yapısını, semt ile taraftarın ilişkisini ve maç hikâyelerini Çarşı taraftarı Onur Umut Öner’den dinledik.
Onur Umut Öner, bankacı, iki çocuk babası. Atadan miras dediği Beşiktaş’a tutkuyla bağlı bir taraftar. Öner, “Beşiktaş, benim için armadır, fikirdir, davadır. Ben taraftar demem kendime, münferit Beşiktaşlıyım” diyor.
"Bu beş harfi herkes sever"
"Beşiktaşlılık veya Çarşı Grubu sizin için ne ifade ediyor?" diye sorduğumuzda "Herkesin Beşiktaşlılığı farklıdır" diyor Önder ve şöyle devam ediyor:
"Çarşı taraftarın Beşiktaş’ıdır diyebilirim. Herkes bu 5 harfi bilir, sever, güvenir. Deplasmana gittiğimizde, İstanbul’dan gelen Çarşı pankartı güven verir. Onlar buradaysa Beşiktaş’ın hakkı savunulur.
Muhakkak bir grup olmaktan kaynaklı, biraz da kurumsallaşmayla beraber yapılan hatalar da var. Ama yine de Çarşı büyük bir isimdir. Çarşı Beşiktaş’ın kalesidir. Taraftar kimliğidir. Plüton gezegenlikten çıkar, “Hepimiz Plüton’uz” diye pankart açarız. Ramazan'da Ramazan ayıyla alakalı pankart olur. O biter, işten atılan bir belediye işçisi için pankart hazırlanır. Sokak köpekleri için de pankart açılır. Van depreminden sonra atkı atılır… Bu yüzden değerlidir Çarşı.
"Çarşı bir ruhtur"
"Çarşılı olmak diye bir şey yok. Herkes önce Beşiktaşlıdır. Çarşı bir ruhtur; hisseder insan. Onu kimse ne ölçebilir ne de tanımlayabilir. Çarşı kimdir? Sokakta yürüyen adamdır, Belgrad Ormanları’nda sokak köpeklerine barınak yapanlardır. Dediğim gibi kendisini Çarşılı hisseden herkes Beşiktaşlıdır.
"Semt eskisi gibi değil"
"Bir defa Beşiktaş'ın doğduğu yer burası. Burada çalışan, burada yaşayan insanlar bu grubu oluşturduğu için, semtin durumuyla alakalı hoşnutsuz olunan bir şey de direkt tribüne yansıyor. Beşiktaş semtinin dönüşümünde ise son 5-6 yıldır olumsuz diyebileceğimiz etkiler söz konusu.
Semtte eskisi kadar tribüne ait yerler yok. Eskiden Akaretler'in orası, Şairler Parkı dediğimiz bölgenin üst tarafları daha boştu. Şimdi lüks, pahalı mekânlar açıldı. Bu da ister istemez, sizin arkadaş şakalaşmalarınızı, parkta içmelerinizi etkiliyor. Tüketim toplumunun zararlı olduğunu düşünüyorum. Çarşı'ya da zararı var. Örneğin, gol sevinçlerini kameraya çekmeye başladık. Fazla alkollü maça gitmeye başladık. Oynayan futbolculara sabrımız kalmadı.
"Gün, maçtan önceki gece başlar"
Öner'den bir maç gününü anlatmasını istiyoruz:
"Günümüz maçtan önceki gece başlar. Gece yatmadan önce bildiğim totemleri, ritüelleri yaparım. Önemli bir maçsa bazen uyuyamadığım olur. 10 yıllık evliyim, bazen maç öncesi eşimi bile görmek istemem. Kafanda oynarsın bir kere o maçı. Erken gol yersek ne olur, takım kırmızı kart görebilir, kaleci sakatlanabilir…
Sabah erkenden semte gelir, arkadaşlarınla buluşursun. Bir şey yenilip içilecekse hep beraber oturulur. Mekâna gidilmeyecekse Şairler Parkı’nda oluruz. 2-3 saat kala da artık maç havasına girersin. Beste söylemeye başlarsın. O gün maç için pankart yapılacaksa, onu boyarsın. Yapılmayacaksa semtte dolaşırsın, havayı solursun.
"Desibel rekorumuz var"
Onur Umut Öner ve arkadaşları
"Ses çıkarınca dikkat çekersiniz"
"Peki Çarşı'nın farklı konularda tribünlerde sloganlar atması, pankartlar açması, bu politikliği nereden geliyor?"
"Biz ses çıkarabiliyoruz, desibel rekorumuz var" diyor Onur Umut Öner:
"Ses çıkardığınız zaman dikkat çekersiniz. Biz tribünde kimsenin yapamadığı kadar ses çıkardığımız zaman, dikkatin bizde olduğunu fark ettik. Çünkü kameralar size dönüyor. Bu da ister istemez görünürlüğünüzü arttırıyor. Bağırdığımız zaman 132 desibelle Beşiktaş'a güç veriyoruz. Takım 1-0 gerideyken 2-1 maçı alıyor. Koşmaya hali kalmayan, yere yığılan adam, maç bittiği zaman tribüne gelip bizi alkışlıyor, teşekkür ediyor.
Geçen sene bir Alman takımıyla maç yapmıştık, onun forveti, “Kenarda, sahada birbirimizi duyamıyoruz” diyerek kulaklık istedi. 26. dakikada da oyundan çıktı, “Ben yapamıyorum” diyerek. Böyle bir gürültüden bahsediyoruz. Beşiktaş semtinin sosyo-politik bir farkındalığı da var. Bu herhangi bir yere yakınlıkla ilgili değil.
Sokakta merhabalaştığımız insanların dertlerini, Beşiktaş'ta veya Türkiye'nin herhangi bir noktasında birinin başına gelmiş olayları dert ediniyoruz.
Tabii bu durumumuz tribünde çok tartışılan bir konu. Biz sivil toplum örgütü müyüz, tribün müyüz? Buna da karar vermemiz gerekiyor. Mesela çok büyük Greenpeace pankartı açıldı. Vali'ye kadar arayıp o pankartı kapattırın şeklinde tribün abilerine uyarılar geldi. Bir dönem artık her şeye mesaj vereceğiz diye tribünü kaçırıyorduk."
Kurtuluş Beşiktaş’ın İçinde
Öner'e son olarak klüplerin mali zorluklarını soruyoruz: Taraftar takımına nasıl sahip çıkar?
"Şu an da en çok hoşuma giden, artık resmi kongre üyeliği diye bir şey olması. “Atkılılar” adı altında biz de kongre üyesi olmaya karar verdik. Benim gibi bir sürü genç arkadaşım gidip üye oldu. Genel kurullara gidip oy veriyoruz, bence gerçek kurtuluş da burada. Son zamanlarda Beşiktaş’la ilgisi olmayan kişiler söz sahibi olmaya başladı. Bu benim kanıma dokunuyor.
Boğazımdan, eşimden, çocuğumdan kısarak verdiğim şeyde başkaları söz sahibi olabiliyor. İşte tam da bu yüzden kendime “münferit Beşiktaşlı” diyorum. Biz Beşiktaş'ın içinde Beşiktaşlıların iktidarını istiyoruz. Bu yüzden kongre üyeliği parasını 1200 TL'ye kadar düşürdük. Beşiktaş'ın kurtuluşu belki de kendi içine dönmesindedir. Tekrar Beşiktaş'ın bu kaldırım taşlarına dönüp aslından, küllerinden doğmasıdır."
(DK/CÖ/SO)
Atölye BİA Beşiktaş Haberleri
1 / Sultan Soysal - Alicem Aydın / Tiyatrodan Midye Kuyruğuna... Beşiktaş'ın Gece Hayatı
2 / Sinem Nevruz Gümüşkaya - Evindar Güzel / Beşiktaş'ta Alışveriş: Biraz Kurabiye, Biraz Balık
4 / Ela Cengiz - Firdevs Aygün / İşçi Evlerinden Lüks Tüketime: Akaretler
5 / Dilara Kılıç - Cihat Öztürk / Desibel Rekoru Kıran Tribün... Çarşı
7 / Feride Çağla Bekaroğlu - Edanur Tanış / Beşiktaş'ın En "Mutlu" Sokağı: Kahvaltıcılar