Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Akademi’nin yeni raporu, ifade, medya, toplantı/gösteri ve örgütlenme özgürlüklerine yönelik saldırıları konu ediyor.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı bünyesinde çalışmalarını yürüten TİHV Akademi’nin yeni raporu, “Kuşatma Altındaki Yurttaşlık Alanı - Susturma, Baskılama ve Suçlulaştırma Pratikleri” bugün yayınlandı.
Rapor, Aslı Davas ve Serdar Tekin imzasını taşıyor.
73 sayfalık raporda, şu başlıklar yer alıyor: Büyük Gerileme, Eleştiriyi Susturmak: İfade ve Medya Özgürlüğü İhlalleri, Sokağı Kapatmak: Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü İhlalleri, Siyaseti Suçlulaştırmak: Örgütlenme Özgürlüğü İhlalleri.
TIKLAYIN - Güvenlikleştirme: Toplum nasıl suskun ve tepkisiz kılındı?
2015-2019 arasındaki beş yıllık dönem
Türkiye’de ifade, medya, toplantı/gösteri ve örgütlenme özgürlüklerinin sistematik bir saldırı altında olduğuna dikkat çekilen raporda, “Sorunun temelinde sadece uygulamaya ilişkin yanlışlar değil, fakat esas olarak mevcut siyasi yapının - iktidarın ve rejimin - kendisi vardır” tespiti yapıldı.
TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verileriyle hazırlanan rapor, demokratik toplum düzeni için asli ve kurucu nitelikte olan özgürlükleri hedef alan baskıların 2015-2019 yılları arasındaki beş yıllık dönemde nasıl bir seyir izlediğini irdeliyor.
Ayrıca, demokratik yurttaşlık alanının siyasi iktidar tarafından nasıl ve hangi mekanizmalarla kuşatılıp daraltıldığını somut veriler ışığında görünür kılmayı amaçlıyor.
Anayasızlaştırma ve güvenlikleştirme döngüsü
Raporda, Türkiye’nin 2010 Anayasa referandumundan itibaren Anayasızlaştırıldığı, 2017 Anayasa değişikliği ile kuvvetler ayrılığı ve parlamenter rejimin fiilen ortadan kaldırıldığı ifade edildi.
Rapora göre, söz konusu dönemde hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve yargısal denetim yok denecek düzeye geriletilirken, siyasal çoğulculuk ve seçim güvenliği de ağır biçimde zedelendi.
“Anayasasızlaştırma ve her sorunun “beka meselesi” olarak sunulduğu güvenlikleştirme bir döngü halinde birbirini beslerken, polis şiddeti ve yargısal tacizlerle yurttaşlık alanı hızla daraltıldı.”
Raporda, ifade, medya, toplantı/gösteri ve örgütlenme özgürlüklerine ilişkin saldırı verilerle ortaya kondu:
İfade özgürlüğü ihlalleri
2015-2019 yılları arasında;
• 6.479 kişi gözaltına alındı,
• 2.801 kişi tutuklandı,
• 1.372 dava açıldı,
• 727 kişiye 27.448 ay hapis cezası verildi,
• 184 yayın kuruluşu kapatıldı,
• 137 kişi yaralandı,
• 5 gazeteci öldürüldü.
Toplantı ve gösteri özgürlüğü ihlalleri
2015-2019 yılları arasında;
• 20.071 kişi gözaltına alındı,
• 662 kişi tutuklandı,
• 4.907 kişiye ceza davası açıldı,
• 999 kişiye toplam 13.370 ay hapis cezası verildi,
• 4.450 kişi kolluk güçlerinin fiziksel şiddetine maruz kaldı,
• 1.022 kişi bombalı saldırılarda yaralandı,
• 19 kişi kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu öldü,
• 141 kişi bombalı saldırılar sonucu öldü.
Toplantı ve örgütlenme özgürlüğü ihlalleri
2015-2019 yılları arasında;
• 15.070 kişi gözaltına alındı,
• 2.709 kişi tutuklandı,
• 551 kişiye toplam 32.523 ay hapis cezası verildi,
• 1.788 örgüt kapatıldı,
• 127 belediye başkanının yerine kayyım atandı,
• 120 belediye başkanı tutuklandı,
• 11 milletvekilinin vekilliği düşürüldü,
• 17 milletvekili tutuklandı,
• 351’i kolluk güçlerinin fiziksel şiddet kullanımına, 255’i sivil grupların şiddet saldırılarına, 11’i ise kendisini “polis” veya “devlet görevlisi” olarak tanıtan kişilerce kaçırılıp zorla alıkondukları süre boyunca maruz kaldıkları işkence ve kötü muameleye bağlı olarak toplam 617 kişi yaralandı.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
(AS)