Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya verilen cezalara tepki gösterdi.
TİHV’den yapılan açıklamada Keskin’in, Özgür Gündem gazetesi ana davasında “yasa dışı silahlı örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis ile cezalandırıldığı, Korur-Fincancı’nın da Gezi eylemleri sırasında dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla 7 bin 80 lira para cezasına çarptırıldığı hatırlatıldı.
TİHV açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Baskı altına alma çabası”
“Eren Keskin, kararlı bir şekilde sürdürdüğü insan hakları savunuculuğunun doğal bir sonucu olarak 2014-2015 yıllarında dayanışma amacıyla, Özgür Gündem gazetesinin sembolik olan genel yayın yönetmenliğini üstlenmişti. Hakkında bu nedenle de dava açılmıştı.
“Türkiye’de basına yönelik baskı ve ihlallerden en çok etkilenen Özgür Gündem gazetesi hakkında soruşturma ve davaların artması üzerine 2016 yılında çok sayıda yazar, sanatçı, insan hakları savunucusu ve gazeteci görev alarak nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyasını daha da büyütmüşlerdi.
“Ne var ki, kampanyanın devam ettiği 3 Mayıs - 7 Ağustos 2016 tarihleri arasında nöbetçi yayın yönetmenliği yapan 56 kişiden 38’si hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2 maddesi (Terör örgütü propagandası yapmak) ile 6/2 maddesinden (Terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basma veya yayınlamak) dava açıldı. Ceza alanlar ve hapsedilenler oldu. Özgür Gündem gazetesi de 29 Ekim 2016 tarihinde 675 sayılı KHK ile kapatıldı.
“Eren Keskin, bu ülkede temel hak ve özgürlüklerin korunması ve insan haklarına saygının yükseltilmesi için yıllardır mücadele eden uluslararası düzeyde tanınırlığı olan bir hak savunucusudur.
“Dayanışma amaçlı yayın yönetmenliği yaparak ifade özgürlüğü hakkını kullanmış, basın özgürlüğüne sahip çıkmıştır. Dolayısıyla dün verilen kabul edilmez ceza, özgür basını susturma ve insan hakları savunuculuğunu baskı altına alma çabasından başka bir şey değildir. Bu nedenle Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucuları Bildirgesi’nin hükümlerine uyulmalı, insan hakları savunucularına ve gazetecilere suçlu gibi davranmaktan derhal vazgeçilmelidir.
TIKLAYIN - Özgür Gündem davasında karar: 4 kişiye hapis cezası
“Siyasetçiler eleştirilebilir”
“Kararlı bir insan hakları savunucusu, iyi bir hekim ve bilim insanı olan Şebnem Korur Fincancı’ya verilen bu kabul edilemez ceza da aslında hakikat mücadelesini susturma ve ifade özgürlüğünü baskı altına alma çabasından başka bir şey değildir.
“Türkiye’nin de yargı yetkisini kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) pek çok kararında toplumda şok etkisi yaratacak en sert sözlerin bile ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
“Demokratik bir toplumun temelini oluşturan ifade özgürlüğünün korunduğu koşullarda yurttaşlar, siyasetçileri eleştirebilirler, toplumun tamamını veya bir bölümünü ilgilendiren konularda görüşlerini serbestçe paylaşabilir, hakim görüş ve siyasalara itiraz edebilirler.
“İfade özgürlüğünün etkin bir biçimde korunmadığı ve kullanılamadığı bir ülkede ise demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.
TIKLAYIN - Şebnem Korur Fincancı'ya Erdoğan'a hakaretten para cezası
“Adalet tesis edilecektir”
“İnanıyoruz ki hukukun gerekleri yerine getirilerek Emire Eren Keskin ve Şebnem Korur Fincancı’ya verilen cezalar istinaf veya temyiz aşamasında bozulacak ve adalet tesis edilecektir.
“Sonuç olarak bu ülkede yıllardır ağır bedeller ödenerek yürütülen insan hakları mücadelesinin saygın ve öncü isimleri olan Eren Keskin ve Şebnem Korur Fincancı’ya verilen cezalar ile hakikat mücadelesi, ifade ve basın özgürlüğü, hak savunuculuğu susturulmak ve değersizleştirilmek istenmektedir.
“Ancak şu kesinlikle bilinmelidir ki sadece hakikate tanıklık eden, hakikatin kaydını tutan ve onu görünür kılmak için zorbalığa direnen vicdanın sesi, insan hakları savunuculuğu susturulamaz ve cezalandırılamaz.” (EKN)