* Grafik: İHD
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi Dokümantasyon Birimi, 2021 yılı Ocak-Kasım ayları içerisinde en az 13 kişinin kaçılarak ajanlık teklifine ya da tehdide maruz bırakıldığını ve bu kişilerin herhangi bir işlem yapılmadan serbest bırakıldığını belirledi.
Dernek bugün “2021 Yılı Baskı ve Tehdit Yöntemleriyle İfade Alma, Mülakat Yapma, Ajanlaştırma ve Kaçırma Olaylarıyla İlgili Özel Rapor”unu açıkladı.
Raporadaki verilere göre, en az 66 kişi ise gözaltı yerlerinde (bir kısmı hapishanelerde) veya gözaltı yerleri dışındaki alanlarda ajanlık teklifine ve tehdidine maruz kaldı.
Sosyal medyadan tehdit
İHD raporunda, büyük bölümü kolluk kuvvetleri tarafından olmak üzere en az 65 kişinin tehdide maruz kaldığını da açıkladı. Tehdit edilen kişilerden 12’si sosyal medya üzerinden tehdit edildiğini belirtti.
Sosyal medya yoluyla yapılan tehditlerin çoğunlukla siyasi parti çalışanlarına, üniversite öğrencilerine ve medya emekçilerine yönelik olduğu görüldü.
Çocuklar da tehdit edildi
Azınlık grup üyelerinin de bu kimlikleri sebebiyle sık sık tehditlere maruz kaldığını ifade eden İHD, “Bazı durumlarda 18 yaşından küçük çocukların da kolluk kuvvetleri tarafından tehdit edildiklerine dair veriler bulunmaktadır” bilgisini verdi.
İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi Dokümantasyon Birimi’nin verileri, 2021 yılının ilk on bir ayı içerisinde toplamda en az 144 kişinin kaçırma, ajanlaştırma ve tehdide maruz kaldığını belirledi.
2021 yılının ilk on bir ayı içerisinde bu konuyla ilgili İHD Genel Merkezi’ne 4, İHD İstanbul Şubesi’ne 36, İHD Ankara Şubesi’ne 10, İHD İzmir Şubesi’ne 7, İHD Diyarbakır Şubesi’ne 3, İHD Van Şubesi’ne 2, İHD Batman Şubesi’ne 1, İHD Dersim Şubesi’ne 1 ve İHD Mardin Şubesi’ne 1 kişi olmak üzere toplam 65 kişi başvuru yaptı.
OHAL ile birlikte yaygınlaştı
Dernek konuya dair raporlarında, bu tür uygulamaların 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması ile birlikte devletin baskı politikası haline geldiğini vurguladı:
“Bu uygulamalar, TCK’da tanımlı tehdit, hakaret, işkence, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, görevi kötüye kullanma gibi birden fazla suçu da teşkil ettiğini ifade etmiştik.
“Özellikle 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından bu alanda yaşanan hak ihlallerinin arttığı, şikâyetlerin etkili bir şekilde soruşturulmadığı ve faillerin cezalandırılmadığı, yapılan başvurulardan ve basına yansıyan haberlerden de anlaşılmaktadır. Türkiye’deki genel cezasızlık politikasının bu tür başvurularda da temel bir yaklaşım olduğu görülmektedir.”
Sonuç ve öneriler
İHD, konuyla ilgili yapılması gerekenleri ve dernek olarak atacakları adımları şöyle sıraladı:
- Cumhuriyet savcıları, TCK’da tanımlı tehdit, hakaret, işkence, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, görevi kötüye kullanma gibi birden fazla suç teşkil eden kaçırma ve ajanlaştırma faaliyetlerine sessiz kalmamalı, şikâyetleri etkili bir biçimde soruşturmalı ve failler tespit edilerek devlet korumasından çıkarılarak yargılanmalıdır. Bu konuda Adalet Bakanlığı ve HSK üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.
- TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu kolluğun denetlenmesine yönelik olarak bir alt komisyon kurmalı ve başvuruları değerlendirmelidir.
- Kolluk Gözetim Komisyonu, bu raporda belirttiğimiz ihlallerle ilgili etkili faaliyetler yürütmelidir.
- TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu kanundan kaynaklanan yetki ve sorumluluğu gereği alt komisyon kurarak istihbarat örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri konusunda araştırma yapmalı, iş bu raporda belirtilen yaba dışı faaliyetleri önleyecek etkili tedbirler almalıdır.
- Avrupa Konseyi İşkenceyi Öneme Komitesi’nin Türkiye ziyareti esnasında bu konunun üzerine gitmesi sağlanacaktır. Ayrıca, bu konuda BM’nin yetkili mekanizmalarına da gerekli başvurular yapılacaktır.
* Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. (PDF)
(AS)