Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, yeni Anayasa ve başkanlık tartışmalarına ilişkin bugün Meclis toplantı salonunda basın açıklaması yaptı.
TIKLAYIN - CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BAŞKANLIK YA DA CUMHURBAŞKANLIĞI SIKINTI DEĞİL
“İçeriğini henüz bilmiyoruz”
Yeni Anayasa’nın içeriğinin kamuoyuna da açıklanmadığını söyleyen Meral Danış Beştaş konuyla ilgili özetle şu açıklamayı yaptı:
“Gerçekten anayasa mı tartışılıyor? Anayasayı kim istiyor ne istiyor neden istiyor? Başkanlık sistemi, uzun süredir istenen bir şey ve bu uğurda ülkenin geldiği hali görüyoruz.
“2011 yılında, şimdiki cumhurbaşkanı tek başına anayasa yapmak için halktan yetki isteyip alamamıştı. Bir uzlaşma komisyonu kuruldu, dört parti bu komisyonda görev aldı. 60 maddede uzlaşıldı ve sonra bu çalışma rafa kaldırıldı. Belki de o çalışma göstermelikti. Bunlar şimdi daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.”
“Kişiye özgü bir model arayışı”
“Şu anda tartışılan kişiye özgü bir model arayışı. Cumhurbaşkanı makamında oturan şahsın istediği çerçevede bir anayasa yapımı siparişi üzerine herkes kolları sıvamış -o ‘herkes’in içinde Halkların Demokratik Partisi yok tabi ki- Anayasa gündemi tartışılıyor.
“Bu toplumsal bir sözleşme değil, halk için yapılan bir anayasa değil. Şu anda Türkiye anayasasız bir ülke. Türkiye’de yasa yok, hukuk yok, mevzuat yok, meclis yok. Önce ülke anayasasızlaştırıldı, sonra anayasa çalışmalarına başlandı.”
“Bir yanda idam bir yanda daraltılmış bölge”
“Ne yapılıyor peki? Yeni anayasadan vazgeçtiler, beş on maddelik bir şeyler tartışılıyor. Kafalarına göre. İçeriğini henüz bilmiyoruz. Bunlar son ana kadar her an değişebilecek metinler.
“Bir yandan idam tartışmaları yapılıyor, bir yandan dar bölge daraltılmış bölge sistemleri tartışılıyor.
“Şu anda milliyetçi cephenin oluşturduğu bir anayasa çalışması var. CHP bunun içindeydi. Bunu kamuoyu unutmuş ya da unutturulmak isteniyor.
“15 Temmuz darbe girişiminden den sonra da üçlü bir mini anayasa paketi çalışması başlandı. Bu çalışmanın içinde CHP’li Bülent Tezcan, MHP’li Mehmet Parsak ve AKP’li Abdülhamit GÜL vardı. HDP’nin dışlandığı üçlü bir mini anayasa çalışması vardı, şimdi ikiye düştü.”
“Toplumsal sözleşme toplumla yapılır”
“82 Anayasası’nın darbe ürünü olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün yapılanın da ondan hiçbir farkı yoktur. Hatta daha vahim koşullarda gündeme getirilmiştir.
“Bunlar anayasanın ne olduğunu bilmiyorlar. Anayasa adı üstünde temel yasadır, toplumsal sözleşmedir. Toplumsal sözleşme halkla yapılır, toplumla yapılır.
“Bunlarınki toplumla yapılmış bir sözleşme değil, toplumdan arındırılmış bir sözleşme. Bu anayasa değildir, bu gizli bir anlaşmadır. Öyle ki AKP kendi üyelerine verdiği bir talimatla anayasa hakkında konuşmayı yasaklamıştır. Bu gizli bir anlaşmanın gizli bir ittifakın, milliyetçi cephenin ortaya çıkarmaya çalıştığı belgedir.
“Padişah, paşa, kral, başkan, führer mi demişsin…”
“Bunun toplumsal sözleşme olmadığı Cumhurbaşkanı’nın son demecinden de anlaşılıyor. ‘Cumhurbaşkanlığı ifadesi sıkıntı olmaz’ demiş.
“Tabii ki önemli değil ne isim verdiğiniz. Cumhur mu demişsin, cumhurbaşkanı mı demişsin, padişah, paşa, kral, başkan, führer mi demişsin...
“Önemli olan o en baştaki isme verilen yetkilerdir. Bütün yurttaşların aklıyla alay ediyorsunuz. Ama herkes bu gerçeklerin farkında.
“Kendi kendilerine tartışıyorlar”
“78 milyon insanı ilgilendiren bir toplum sözleşmesi iki parti arasında -en iyi ihtimalle sekiz kişi arasında- konuşuluyor. Kendi kendilerine tartışıyorlar, nasıl bir anayasa değişikliği yapalım diye.
“2011’de anayasa uzlaşma komisyonunda Meclis Başkanı Cemil Çiçek göstermelik de olsa halkın görüşlerini almaya çalıştı, televizyon tartışmaları oldu. Şu anda bizi görebiliyor musunuz televizyonda?
“Bizim çıkarılmamamız için talimat var. Çünkü biz hakikati temsil ediyoruz. Şu anda hakikatten korktukları kadar hiçbir şeyden korkmuyorlar.
“Tartışmak, konuşmak yasak”
“Referandum koşulları var mı? Var diyorlarsa Hitler Almanyasındaki gibi var ancak.
“Hayır diyecek partiler, toplumsal kesimler özgürce çalışma yapabilecek mi? Halk serbest oy hakkını kullanabilecek mi? Örneğin bu sistemin antidemokratik olduğunu demokrasi istediğimizi ve bunun bir diktatörlük olduğunu söyleyebilecek miyiz?
“Toplumun farklı kesimleri ya diktatörlük ya demokrasi seçimini özgürce yapabilecek mi? Peki başkanlığa hayır diyenler TV programlarına çıkıp tartışıp konuşabilecek mi? Hayır! Çünkü tartışmak, konuşmak yasak!”
“Diyelim ki anayasayı referandumdan da geçirdiler. Peki, bu adı anayasa olan gizli anlaşmaya kim anayasa diyebilir?” (AS)