Öğrenciler yeni eğitim öğretim yılına başladıktan sonra TEOG’un yerine getirildiği açıklanan “mahalli yerleştirme sistemi”ni Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) ile Rehberlik Öğretmeni Meral Gülşen ile konuştuk.
Veli-Der’in yaklaşımı velilerin fikri alınmadan yapılan değişikliklerin sorunu çözmeyeceği yönünde. Rehberlik öğretmeni Meral Gülşen ise öğrencilerin aniden yapılan değişikliklerden olumsuz etkilendiği söylüyor. Gülşen7e göre yeni sistem ile 1980'li yıllara dönüldü; yani eğitim sisteminde ileri değil geri gidiyoruz.
Veli-Der: Çocuklarımız imam hatiplere mecbur mu bırakılacak?
Kaç İmam hatip lisesi var, bütçesi ne kadar? TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda onaylanan 2018 bütçesinden eğitime ayrılan 19.2 milyar TL'nin yüzde 35'ine tekabül eden 7.7 milyar TL Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'ne ayrıldı. Böylelikle 'din eğitimi'ne ayrılan pay geçen yıla oranla yüzde 68 oranında artmış oldu. Toplam MEB bütçesinin yüzde 7'sine denk gelen 7.7 milyar liralık din eğitimi bütçesinin yüzde 96'sının ise İmam Hatip Liseleri için kullanılması kararlaştırıldı. Her 5 liseden 1'i imam hatipMilli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıkladığı rakamlara göre Türkiye'de 2016-2017 eğitim öğretim yılında 1452 imam hatip lisesi var. 2002'de 450 imam hatip lisesi vardı. Türkiye genelinde resmi ve özel olmak üzere toplam 6 bin 998 lise bulunuyor. Yani Türkiye'deki lise dengi okulların yüzde 20,75'i imam hatip lisesi. |
Veli-Der üyesi velinin biri dokuzuncu diğeri altıncı sınıfa giden iki çocuğu var. Eğitim sistemine ilişkin yaşadıkları sıkıntıları anlatıyor:
"Bu sistem bir alt yapısı oluşmadan, kimseye sorulmadan, iki dudağın arasından çıkan emirle ortaya çıktı. Üstelik öncekinden daha adaletsiz.
“Bulunduğunuz bölgede beş okul deniyor ama birçok bölgede bu kadar okul yok. Hatta bazı bölgelerde imam hatiplerden başka okul yok. Dolayısıyla çocuklarımız imam hatiplere veya meslek liselerine mecbur mu kalacak diye düşünüyoruz.
“Güvenilir ve adaletli değil”
"Bir de 'nitelikli' okullar çıktı. Ama bizimkiler gibi devlet okullarında okuyan çocukların puan almaları çok zor. Kolay bir sınav sisteminden geçmiyorlar. Hiçbir şekilde güvenilir ve adaletli değil, aksine ucu açık, torpile dayalı bir sistem.
"Belirli bölgelerde eskisine oranla daha fazla nüfus yoğunluğu olacak. Ekonomik olarak hepimiz ciddi oranda etkileneceğiz. Ekonomik imkanı olmayan ailelerin çocukları sıkıntılı ortamlara mecbur bırakılacak.
“Bize danışılmadan çocuklarımızın geleceğine karar verilemez”
“Biz de çocuklarımızın ömrü yollarda geçmesin, en yakınımızdaki okula gönderelim istiyoruz fakat kapımdaki okul nitelikli değil.
"Bütün okullarda çocuklar hak ettikleri gibi eşit bir şekilde laik ve bilimsel eğitim hakkına sahip olmalıdır. Çocukların yeni bir sınava tabi tutulup kaderlerine terk edilmesini istemiyoruz.
"Artık veliler olarak bu inisiyatifin bizde olmasını istiyorum. Çocuklar bizim ve onlar hakkındaki kararı biz vermeliyiz. Bu ülkede bize danışılmadan çocuklarımızın geleceğine dair karar verilmesini ben artık onaylamıyorum.”
Gülşen: Öğrenciler mutsuz ve stres altında
"Yıl ortasında çocuklar sistemin değiştiğini öğrendi. Ön hazırlıksız bir şok yaşadılar. Bu birçok değişiklik için anormal bir durum.
"Çocuklar belirli liselere gidebilmek için etüt merkezlerine, dershanelere gitmeye başlamışlardı. Ama bir sabaha uyandılar ve sistem değişti, üstelik de cevap vermeyen bir sistem.
"Öğrenciler çok mutsuz, stresleri arttı ve sınava girmek istemiyorlar. Şimdiden 'Biz ne olacağız' diyorlar.
“Sınav kalksın derken 80’lerin sistemine döndük”
"Bu sistem özelleştirmenin altını dolduruyor. Dershaneler ortadan kalktığından beri özel liselere rağbet arttı. Devlet dört bin lira teşvik veriyor ve biz bu çocukları özel liselere gönderiyoruz. Veli de mecburen bulunduğu yerde çocuğunun gidebileceği bir okul bulamayınca özel okula gönderecek.
"Eşit koşullarda eğitim hakkını kişinin elinden alıyor. Öğrenci Esenyurt'ta oturuyorsa birçok okula gidebilme şansı elinden alınıyor. Biz sınav kalksın derken 1980'li yılların sistemine geri döndük. Eşitsizlik üzerine çok ciddi sonuçlarını göreceğimiz bir sisteme doğru gidiyoruz."
Eğitimde Mahalli Yerleştirme sistemine nasıl gelindi?İlköğretimden ortaöğretime geçişteki sınav sistemine ilişkin tartışmalar 16 Eylül 2017’de AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ben TEOG olayını istemiyorum” sözleriyle başlamıştı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Erdoğan’ın konuşmasından üç gün sonra henüz yerine getirecekleri sistemi kendileri de bilmeden TEOG’u kaldırdığını duyurdu. 45 günün sonunda Bakan Yılmaz’ın bizzat açıkladığı ve “adrese dayalı kayıt” öngören yeni sistem farklı kesimlerden birçok insanın ve kurumun tepkisine neden oldu. TIKLAYIN - Eğitimciler ve Siyasetçilerden TEOG Yerine Gelen Sisteme Tepkiler Mahalli Yerleştirme ve isteyene sınav sisteminin işleyişi Mahalli yerleştirme sistemine göre öğrenciler evlerine en yakın okula gidecek. Başvuru sırasında öğrenciler karşılarına çıkan beş seçenek arasından seçim yapacak. Öğrencilerin farklı lise türlerini tercih edebilmeleri için eğitim bölgeleri oluşturulacak. Öğrencilerin akademik başarıya göre okul seçme dönemi biterken Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın söylediğine göre, bütün okullar eşit seviyeye getirilecek. Ancak diğer yandan Türkiye genelinde henüz ismi ve sayısı açıklanmayan, "nitelikli okullar" için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan sınavla alım yapılacak. İsteyen öğrenciler 6, 7 ve 8. sınıf müfredatlarının sorulacağı bu 60 sorulu 90 dakikalık sınava girecek, istemeyenler mahalli sisteme göre liseye yerleşecek. Ayrıca yabancı kurumlar isterlerse kendi sınavlarını yapacak. |
(TP)