Fotoğraf: İlhami Çetin Bolu / AA
Türkiye’de eğitim sistemi çok uzun yıllardır konuşuluyor. Her yeni değişiklikte iyileştirileceği iddia edilen sistem gittikçe içinden çıkılmaz bir hal aldı.
15 yıldır öğrenciler rayına oturtulamayan bu sistem içerisinde, başladıkları müfredat bir yana başladıkları sistemle bile okulu bitiremiyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Lale Karabıyık bu bilgiyi 8 Eylül’de kamuoyuyla paylaştı. Peki, içinden geçerken kendimizin bile fark edemediği, önümüze sürülen her tarzda sınavı çözmek zorunda bırakıldığımız bu sistemde neler yaşandı?
Aşağıdaki sonuçlar gösteriyor ki Türkiye'de eğitim sistemi, ilerleme kaydetmeye çalıştığı her noktada tökezliyor. İçi oyulan eski sistem burada yeni gibi sunuluyor. Sonuçta ortaya çıkan sistem, kökü sağlam olmayan her şey gibi neredeyse her sene yıkılıp baştan kuruluyor.
2003 öncesi üniversiteye giriş
1974 yılına kadar üniversiteler kendi öğrencilerini kendilerini seçiyordu. Karışıklığı önlemek amacıyla sınavların tek merkezden yapılması kararı alındı ve aynı tarihte Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kuruldu.
1974 ve 1975’de sabah ve öğlen olmak üzere iki oturumda uygulanan üniversite sınavları, 1976 – 1980 arasında tek oturum olarak yapıldı.
1981’den itibaren de Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ve Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) olmak üzere iki basamaklı sınav getirildi. 1987’de öğrencilere testlerin hepsini değil, girmek istedikleri bölüme göre gereken testleri çözme hakkı verildi.
1999’da ÖYS kaldırılarak tek basamaklı sistem olan ÖSS’ye geçildi. Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP) uygulamaya konuldu. Bu uygulama ile okulun başarısına göre öğrencinin puanı ağırlıklandırılarak sınav puanına ekleniyordu.
Aynı yıl, genel lise mezunlarıyla meslek lisesi mezunlarının ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının farklı katsayılarla çarpılması esası benimsendi. Buna göre ortaöğrenim başarı puanı ile çarpılacak katsayı, öğrencilerin alanları dışındaki yüksek öğretim branşlarını seçmeleri durumunda 0,2, aksi durumda 0,5 olarak belirlendi.
Buna karşılık meslek liselilere, kendi alanlarında yüksek öğretime yönelmeleri durumunda ek puan uygulaması da yapıldı.
2003 öncesi liseye giriş
1980’lerde 5. sınıflara Anadolu ve fen liselerine giriş sınavları iki basamaklı yapılıyordu. İkinci basamak sınavları için öğrenciler belirli bölgelerde sınava giriyordu.
1998’de tek basamaklı Liselere Giriş Sınavı (LGS) getirildi.
2003: Üniversiteye girişte katsayı farkı arttırıldı
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2002’de iktidara geldi. Aynı yıl Necdet Tekin ve Erkan Mumcu milli eğitim bakanlığı yaptı.
2003’te ÖSS ve AOBP puan sistemlerinin çarpıldığı katsayılar alan dışı branşlar için 0.3; alan içi branş seçimi için 0.8 olarak düzenlendi. Üniversiteye girişte katsayı farkı arttırıldı. Değişiklik, meslek ve imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişlerini zorlaştırdı.
2009’da bu katsayılar düzenlenerek 0.12 – 0.15 olarak değiştirildi.
Öğrenciler arasında eşitsizlik yaratan bu puan farkı için davalar açıldı. 1999’dan beri artarak devam eden ve kendi içinde keşmekeşe dönen katsayı farkı 2012’de 0.12 AOBP ile eşitlenerek tamamen kaldırıldı.
14 Mart 2003 itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı’na atanan Hüseyin Çelik 2009’a kadar izlenen eğitim politikasını belirleyen isimdi.
Fen dersi 2004’te arttı, evrim teorisi 2017'de çıkarıldı
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 15 yıllık iktidarı boyunca üç kez değişime uğrayacak olan müfredat ilk değişikliğini 2004’te gördü. Fen bilgisi dersinin fen ve teknoloji adıyla ders saati arttırılarak haftada dört saat olması kararlaştırıldı.
İkinci değişiklik 2012’de yapıldı. Bu sefer zorunlu değil seçmeli derslerin sayısı arttırıldı. Hz. Muhammed’in Hayatı gibi dersler müfredata girdi.
2017’de yapılan üçüncü ve son değişiklik sadece ilköğretimi değil kademeli olarak üniversite öncesi bütün eğitim hayatını kapsadı. Evrim teorisi müfredattan çıkarılırken, cihat kavramı 15 Temmuz darbe girişimi gibi olaylar müfredata eklendi.
2005: Liseler artık dört yıl
Önünde hazırlık sınıfı bulunan ve öğrenim süresi hazırlık ile birlikte dört yıl olan, anadolu, fen, anadolu öğretmen, anadolu güzel sanatlar, spor liseleri ile başında ‘anadolu’ ibaresi bulunan mesleki-teknik liselerin öğrenim süresi, hazırlık sınıfı kaldırılarak 4 yıla çıkarıldı.
Genel liseler ile mesleki ve teknik liselerde, lise 1 ‘ortak sınıf’ oldu. Her lisenin birinci sınıfında aynı derslerin okutulması kararlaştırıldı.
2005’de yabancı dil ağırlıklı eğitim veren süper liselerin kademeli olarak kapatılması ve Anadolu liseleriyle tek programda birleşmesi onaylandı.
Böylece ihmal edilecek yabancı dil eğitiminin ilköğretimde ağırlık kazanacağı söylendi.
2006: Eğitimin en hafif yılı
Sekiz senedir uygulanan lise giriş sınavı LGS’nin yerini Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) aldı.
Aynı yıl üniversiteye giriş sınavı ÖSS’de ise soruların stili değiştirildi. Testler SAY-1, SAY-2 gibi farklılaştırıldı.
2007: 15 yılın tek önemli adımı
ÖSS’de üniversitelere yerleşmek için ortak alan testlerinin yanı sıra alan testlerinden de en az 0.5 net çıkarma zorunluluğu söz konusuydu. Bu zorunluluğu yerine getirmeyen öğrencilerin puanları hesaplanmıyordu.
2006’da üniversitelerin kontenjanları bu sistem nedeniyle dolmadı. 2007’de bu zorunluluk kaldırıldı.
Puan hesaplanması için alan testlerinin herhangi birinden 0.5 net yapmanın yeterli olduğu kararlaştırıldı.
2009: İlköğretimin çilesi başlıyor
1 Mayıs itibariyle Nimet Çubukçu, Hüseyin Çelik’ten bakanlık görevini devraldı.
2009’da lise giriş sınavı OKS kaldırıldı, yerine 3 yıllık Seviye Belirleme Sınavı (SBS) geldi. Buna göre öğrenciler ilköğretimin son üç yılında her sene bir sınava girecek, puanları bu üç sınavın ortalamasına göre belirlenecekti.
2011’de üç aşamalı SBS kaldırılarak adı yine SBS olan tek sınava geçildi.
2012’de ilköğretimin yapısı toptan değiştirilerek 4+4+4 eğitim sistemine geçildi. 8 yıllık kesintisiz ilköğretim yapısı kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen 12 yıllık kesintisiz eğitim yapısına dönüştürüldü.
Aynı yıl dershanelerin kapatılması kararı verildi.
2010: Üniversiteye girişte tarihin tekerrürü
Üniversiteye girişte 1999 öncesine dönülerek 2010’da çift aşamalı sınav sistemi tekrar edildi. ÖSS yerine Yükseköğrenime Geçiş Sınavı (YGS) ve ÖYS yerine Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) getirildi. YGS’yi geçen öğrenciler LYS’ye girmeye hak kazanacaktı.
Aynı yıl, düz liseler anadolu lisesi, teknik ve meslek liselerine dönüştürüldü. Bu düzenlemeyle sadece okul tabelalarında değişime gidildi.
6 Temmuz 2011’de milli eğitim bakanı koltuğunda Ömer Dinçer oturuyordu.
2012: Üniversiteye girişte son düzenleme
2012’de sınava üç hafta kala AOBP yerine OBP’nin kullanılmasına karar verildi. OBP ya da bir diğer adıyla diploma notunun yüzde 12’si yerleştirme puanına eklenecekti. Böylece okul başarısının yerini bireysel başarı aldı. 1999 öncesindeki sisteme dönüş bu yönüyle de tamamlandı.
Öğrenciler yüksek not almanın zor olduğu okullardan diploma notunu yüksek tutmak için başka okullara geçti. Alınan ve verilen eğitimin kalitesi değişti.
24 Ocak 2013’te Nabi Avcı 15 yıllık iktidarın altıncı milli eğitim bakanıydı. 24 Mayıs 2016’da bu görevi İsmet Yılmaz devraldı, hala sürdürüyor.
2013 sonrası: Hiçbir uygulama ilköğretime uydurulamadı
SBS 2013’te son kez yapıldı. 2014’den itibaren SBS yerine dönem içi yapılan yazılı sınavlara geçildi. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınav sistemi başladı.
Fakat 15 Eylül 2017’de katıldığı ortak bir yayında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sistemi de yanlış bulduğunu söyledi:
“TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına.”
Şimdi TEOG’un yerine gelecek sistem tartışılıyor. (TP/YY)