Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye’de haber, yazı ve çektikleri fotoğraflar nedeniyle soruşturma, gözaltı ve dava tehdidi altında görev yapmaya çalışan gazeteciler fiziksel isaldırıların da hedefi. 2021’in hemen başında, ilk 15 gününde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden beş gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. Saldırılardan üçünde hedef yerel habercilerdi.
Geçmiş yıllarda da durum pek iç açıcı değildi. 2020’de 18, son 5 yılda ise 139 gazeteci saldırıya uğradı. Eleştirel medyayı susturmakla meşgul olan hükümet ise saldırılara karşı tepki koymaktan çok gazetecileri daha da savunmasız bıraktı.
Gazetecileri Koruma Komitesi Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve DİSK Basın-İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş, gelinen noktayı bianet'e değerlendirdi.
Öğret: Gazetecileri düşman gibi gösteren siyasi söylemler
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret, gazetecileri düşman gibi gösteren siyasi söylemlerin saldırılara katkı sunduğu görüşünde.
Gazetecileri hedef alan fiziksel saldırıların Türkiye'de sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğunu söyleyen Öğret "Sıklıkla karşılaşılmasının nedenleri arasında cezasızlık ve siyasi figürlerin basın karşıtı, talep edilen çizginin dışında gazetecilik yapan medyayı kriminalize eden ifadeleri önemli yer tutuyor" diyor.
Saldırıların kovuşturulmasındaki isteksizliğin de yeni saldırıları teşvik eder nitelikte olduğundan bahseden Öğret "Gazetecileri düşman gibi gösteren siyasi söylemler de bu cezasızlık ortamına katkıda bulunuyor" görüşünü savunuyor.
Önderoğlu: Cezasızlık kural olarak kalıyor
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önceroğlu da Öğret gibi, cezasızlığa vurgu yapıyor. Siyasilerin saldırıları teşvik eden söylemlerine tepki gösteren Önderoğlu, "Hakim siyasetin tartışma kültüründen uzaklaşıp eleştiriyi artık bir düşman işi olarak görmeye başladığını endişeyle görüyoruz" diyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Barış Terkoğlu gibi gazetecilerin hedef yapmasından sonra "bu talihsiz görevi" şu sıralar MHP lideri Devlet Bahçeli'nin aldığından bahseden Önderoğlu ekliyor:
"Karar gazetesi yazarları Elif Çakır, Yıldıray Oğur ve Taha Akyol'a yönelik tehditlerin, şiddet işgüzarları için ele geçmez bir fırsat olmasından korkarız. Bu tehlikeli yaklaşımları ciddi bir sorumsuzluk olarak reddediyoruz.
"Son 5 yılda Türkiye’de 139 haberciye saldırıldı. Bu saldırıların bir kısmıysa özellikle 31 Mart 2019 yerel seçimlerin ardından Cumhur İtttifakı'nı eleştiren yerel gazetecilere yönelik yaygınlaştı.
"Gelin görün ki, 10 Mayıs 2019’da saldırıya uğrayan Yeniçağ gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ'a saldıranlar için 1,5 yılda iddianame bile düzenlenmedi. Gazetecinin bundan hareketle HSK’ya yaptığı başvuruya bile yanıt yok.
"Mayıs 2019'da silahlı saldırıya uğrayan Adana Egemen gazetesi imtiyaz sahibi Hakan Denizli'nin davası Şubat'ta sürecek. Gerçek şu ki, iktidar camiasına sorumluluğun atfedilebileceği saldırılar etkin şekilde soruşturulmuyor, kovuşturmalar olursa da zamana yayılıyor.
"Cezasızlık ise kural olarak kalıyor. 8 Haziran 2016’da Midyat’ta Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik saldırıyı haberleştirmek isteyen 10 haberciye (Veysi İpek, Mahmut Bozarslan, Hatice Kamer vs) yönelik saldırının takipsizliğe uğraması bu cezasızlığın acı bir sembolüdür. Zaten bu saldırıların sorumlusu olarak bir süredir siyaset sahnesinde şiddetten medet umanları görüyoruz."
Yurttaş: Saldırıları boşa çıkarmanın yolu örgütlü mücadele
DİSK Basın İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş ise gazetecilerin sadece haberci olduğu konusu üzerinde duruyor. Son dönemdeki fiziksel şiddete dayalı saldırıların genellikle iktidara muhalif ve ulusalcı-milliyetçi çizgide yer alan medya kuruluşlarının mensuplarına yönelik olduğunu söylüyor.
Yurttaş, bu saldırıların hukuki açıdan cezasız bırakılmasının yenilerinin yaşanmasına yol açtığını söylüyor ev ekliyor:
"Gazetecileri hedef alan bu saldırılar basit adli vakalar ve darp durumu olarak değerlendirilmemeli, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılar olarak nitelenmeli. Tabii bu noktada gazetecileri hedef alanlardan öte onları hedef haline getiren iktidar ve onun ortaklarının kin ve nefret dolu söylem ve eylemleri son bulmadıkça hukuki tutum tek başına yetmez.
"Bahçeli bizzat kendisi her gün yeni bir gazeteciyi düşman ilan ediyor. Ve partisinin sokakta etkin üyeleri de bu açıklamalardan vazife çıkararak gazetecilere saldırıyor. Elbette bu saldırıları boşa çıkarmanın yolu şartsız koşulsuz saldırılara karşı ses çıkarmak, gazetecilerin örgütlü mücadelesini güçlendirmek."
Son 15 gündeki saldırılarİzzet Tınmaz, İlk Havadis gazetesi imtiyaz sahibi ve Anadolu'nun Sesi gazetesi haber koordinatörüydü. Aksaray'da arabasını durduran kimliği belirsiz iki kişi tarafından sopalarla dövüldü. Bileğinden ve belinden yaralandı. Saldırganları daha önce hiç görmediğini belirten Tınmaz, saldırganlardan birisinin kendisine "Ben gazetecilere uyuz olurum" dediğini söyledi. Murat Uçkaç ve Kıymet Sarıyıldız, Aydın'da uyuşturucu satıcılığı suçundan tutuklanan bir kişinin duruşmasını takip ederken adliye önünde tutuklanan zanlının yakınları tarafından darp edildi. Afşin Hatipoğlu, KRT TV'de program yapıyordu. Ülkü Ocakları'nın eski başkanı olan ve aynı zamanda avukat olan Hatipoğlu 14 Ocak gecesi evinin önünde kimliği belirlenmeyen maskeli kişilerce saldırıya uğradı. Hatipoğlu saldırganların kendisine "Söylediklerine dikkat edeceksin" dediğini aktardı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Hatipoğlu'nun kişisel nedenlerle saldırıya uğradığını iddia etti. Orhan Uğuroğlu, Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisiydi. 15 Ocak'ta ikametgahının önünde arabasına bindiği sıada dört saldırgan tarafından sopalarla dövüldü. Gazeteci hafif bir kol yaralanmasıyla kurtuldu. Gazeteciye yapılan saldırıyla ilgili olayın ardından 4 kişi gözaltına alındı fakat şüpheliler savcılık sorgularının ardından sevk edildikleri nöbetçi mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. |
(HA)