Süryanile ilk kez azınlık
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı yasayla Süryaniler ilk kez azınlık olarak tanımlanırken, yasanın en önemli özelliği ise 1936 beyannamesiyle ortaya çıkan azınlık vakıfları üzerindeki mal edinme yasağının ortadan kalkması oldu. 1936 beyannamesi dayanak alınarak azınlık vakıflarının mallarına da el konulamayacak.
165 Cemaat vakfı
Türkiye'de 77 Rum, 52 Ermeni, 19 Musevi, 10 Süryani, 1 Bulgar, 2 Gürcü, 3 Keldani ve 1 esnafa ait olmak üzere toplam 165 gayrimüslim vakfı bulunuyor.
Rum cemaatinin 44'ü ilkokul, 9'u lise ve ortaokul, biri papaz okulu olmak üzere 54, Ermeni cemaatinin 22 ilkokul, 5 orta, 5 lise olmak üzere 32, Musevi cemaatinin 4'ü ilkokul, biri lise olmak üzere 5 okulu bulunuyor.
1953'de çıkarılan 'Yabancı Okullar Hakkında Yönerge' isimli yönetmelik gereği bu okulların şube açmaları, sınıflarının sayılarını artırmaları dahi yasak kapsamında bulunuyor. Ancak yeni yasayla bu okullar gayrimenkul edinebilecek, yeni şube açabilecek.
1936 Beyannamesi
1936 Beyannamesi, gayrimüslim azınlıklara ait cemaat vakıflarından istenen ve sahip oldukları malları gösteren bir listeden ibaretti. O dönemde çıkarılan 2762 sayılı Vakıflar Kanunuyla, azınlık vakıflarından akar ve gayrimenkullerine ilişkin istenen ve vakıf yönetimlerince Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne teslim edilen listelere '1936 Beyannamesi' denmeye başlandı.
Valilik muvaffakatnamesi ve resmi tapu verildikten sonra vakıf siciline işlenerek herhangi bir problemle karşılaşmadan mal edinebilen azınlık vakıflarının bu hakkı 1974 yılına gelindiğinde ellerinden alındı.
Vakıflar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden tam 38 yıl sonra 1974'de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, cemaat vakıflarının taşınmaz mal edinemeyeceklerine karar verdi.
Balıklı Rum Hastanesi Vakfı davası
İstanbul'daki Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Yönetim Kurulu ile Maliye Hazinesi arasında 1971'de görülmeye başlanan bir dava sonunda, azınlıkların 1936 beyannamesi uyarınca mal edinilemeyeceği hükmü uygulanmaya başladı.
1936 Beyannamesi davalarının ilki olan bu yargılamada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gidilmiş ve 8 Mayıs 1974 tarihinde oybirliğiyle 1936 Beyannamesinde bulunmayan malların sonradan edinilemeyeceği kararı verilmiştir. Bu karar daha sonra Maliye Hazinesi veya Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce Azınlık Vakıfları aleyhine açılan benzer davalara emsal teşkil etti ve davaların azınlık vakıfları aleyhine sonuçlanmasında birincil derecede rol oynamadı.
Bu karara göre, 1936 yılında yasa gereği verilen beyannameler, ilgili yasa ve tebliğlerde böyle bir talep olmamasına rağmen vakıfname olarak kabul ediliyordu.
Karar gereğince bu beyannamelerde, vakfın taşınmaz mal edinmeye devam edebileceği açıkça belirtilmediğinden hareketle azınlık vakıflarının bu hakkı ellerinden alındı.
Yargıtay'ın azınlıkları "Türk olmayanlar" değerlendirmesi
1936 yılından sonra edinilen taşınmazların da bedelsiz olarak varsa eski mal sahiplerine veya mirasçılarına yoksa hazineye verilmesi de karara bağlandı. 1936 beyannamesi Yargıtay kararlarına göre 'Vakfiye' olarak kabul edildi ve söz konusu beyanname dışında vakıfların başkaca mülk edinemeyeceği ve mülklerin üzerine yeni akar eklenmesine izin verilmeyeceği hükme bağlanmış oldu. Bu hükümden sonra azınlık vakıfları herhangi bir mülkü satın almak bir yana bağış olarak dahi kabul edemedi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, verdiği kararda Türkiye'deki azınlıkları Türk olmayanlar olarak değerlendirmişti. Türk olmayanların meydana getirdikleri Tüzel Kişilikler'in ise taşınmaz mal edinmelerinin yasak olduğu belirtilen kararda, "Görülüyor ki, Türk olmayanların meydana getirdikleri Tüzel Kişiliklerin taşınmaz mal edinmeleri yasaklanmıştır. Çünkü, Tüzel Kişiler, Gerçek Kişilere oranla daha güçlü oldukları için, bunların taşınmaz mal edinmelerinin kısıtlanmamış olması halinde, devletin çeşitli tehlikelerle karsılaşacağı ve türlü sakıncalar doğabileceği açıktır. Bu nedenle de karşılıklı olmak şartıyla yabancı Gerçek Kişilerin Türkiye'de satın alma veya miras yolu ile taşınmaz mal edinmeleri mümkün kılınmış olduğu halde, Tüzel Kişiler bundan yoksun bırakılmışlardır" denildi.
Hazineye devredilen gayrimenkuller
Bugüne değin Rum vakıflarına ait 100'ün üzerinde ve Ermeni cemaatinin vakıflarına ait 40'a yakın çeşitli bina ve arsa bu uygulamayla ellerinden alınarak eski sahiplerine veya Hazine'ye devredildi.
Yeni yasayla birlikte 6 ay içinde ilgili makamlara başvuru yapan azınlık vakıfları sahip oldukları mülkleri tapularına geçirebilecekler. Ancak yeni yasa, 1936 beyannamesi dayanak alınarak el konulan mülklere ilişkin herhangi bir düzenlemeyi getirmediği için azınlık vakıfları temsilcileri bu mülklerini alabilmek için yargı yoluna başvurmaya hazırlanıyor. (MZ/NM)