Sözkonusu soruşturmaları yürüten savcılıklar operasyona katılan askerlerin kimliklerini öğrenemediği için davası açılamayan soruşturmalardaki tek gelişme, İstanbul Valiliği'nin operasyonda görevli jandarma personeli hakkında soruşturmaya izin vermemesi oldu.
Soruşturma savcılıkları ise valiliğin bu kararına, henüz herhangi bir zanlının kimliğinin tespit edilemediğini ve delilerin takdir ve değerlendirmesinin adli mercilerin görevi olduğunu belirterek itiraz etti.
41 aydır soruşturuluyor
Operasyonlardan sonra hayatını kaybeden mahkumların aileleri, operasyona katılan askerler hakkında kasten adam öldürmek suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. Bayrampaşa ve önce Üsküdar, sonradan Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen hazırlık soruşturması ise aradan geçen 41 aya karşın halen sonuçlandırılamadı.
Suç duyuruları üzerine başlatılan soruşturmada savcılıklar, Bayrampaşa operasyonuyla ilgili İstanbul il Jandarma Alay Komutanlığı'ndan; Ümraniye ile ilgili de Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı'ndan operasyona katılan görevlilerin isimlerini istedi.
Operasyon timi Ankara'dan
Ancak ilgili askeri kurumlar savcılıkların talebine her seferinde ,"ellerinde bilgi ve belge olmadığı" şeklinde yanıt verdikten sonra, son olarak, kendi personellerinin operasyona katılmadığı yanıtını verdi.
İstanbul İl Jandarma Alay Komutanlığı ve Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı, gönderdikleri yanıtta kendi askeri personelinin operasyonlar sırasında sadece çevre güvenliği ve operasyon sonrasında sevklerle ilgili görev yaptığını belirterek, suç duyurusuna konu olan operasyon timinin Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı emrine bağlı askerler olduğu yazdı.
Kimlikler bildirilmedi
Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı'na bağlı rütbeli askerler ile erbaş ve erlerin açık kimlikleri ile operasyonlardaki görevlerinin ne olduğunun bilindiği belirtilen yazılarda, "Ancak bu kişilerin kimliklerine ilişkin istenilen bilgiler sadece ilgili komutanlıktan öğrenilebilecektir" denildi. Bunun üzerine savcılıklar Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı'na aynı taleple yazılar gönderdi.
Bilgi, belge yok
Sözkonusu talebe ilişkin komutanlıktan verilen yanıta ise, operasyona katılan personel ile ilgili bilgi ve belge elde edilemediği belirtildi.
Savcılık da bunun üzerine, "Olayın önemi dikkate alınarak operasyon sırasında görevli birlik komutanı ile de irtibat kurulmak suretiyle ilgili görevlendirilme dosyasının araştırılarak, kayıtlardan operasyona katılan tüm görevlilerin açık kimlik ve adreslerinin tespit edilmesi rica olunur" diyerek yeniden talepte bulundu. Ancak bu talebe de yanıt verilmedi.
Soruşturma izni verilmedi
Savcılıklar, dava açabilmek için görevli personelin isim listesine ulaşmaya çalışırken, operasyonlar jandarmanın idari görevi sırasında olduğu için yasa gereğince İstanbul Valiliği'ne de soruşturma izin için başvuruda bulundu.
Dönemin Valisi Erol Çakır da 2003 yılı Ağustos ayında, "Şikayetlerin asıl amacının devletin otoritesine karşı bir başkaldırı ve güvenlik güçlerini yıpratma amacı taşımaktadır" gerekçesiyle soruşturma izni verilmediği kararını savcılıklara iletti.
Karara itiraz
Bunun üzerine savcılık da, operasyona katılan jandarma görevlilerinin kimliklerinin tespit edilemeyip ifade ve savunmaları alınmadan karar verildiğini belirterek karara itiraz etti.
İtiraz yazısında, "Olayın önemi ve özellikleri gereği delillerin takdir ve değerlendirmesinin adli mercilere ait olması gerekir. Görevin ifası sırasında silah kullanılması şartlarının bulunup bulunmadığı, silah kullanma yetkisinin aşılıp aşılmadığı takdiri de adli mercilere aittir. Bu nedenle Valiliğin kararının iptal edilerek soruşturma izin verilmesi talep olunur" denildi. Ancak bu itiraza da aradan geçen 6 aya karşın henüz yanıt verilmedi.
İhbar mektubu
Bu gelişmeler sırasında Eyüp Savcılığı'na gelen bir ihbar mektubunda ise, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonu yöneten albayın kimliği belirtilerek araştırılması istendi.
Operasyonda görev aldığını öne süren Ali Er isimli bir kişi tarafından yazılan mektupta bilgi vermenin vicdani görev olduğu belirtilerek, "Operasyonun komutanı şu an Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde görevlidir. Silvan'dan önce Ankara'da Jandarma Özel Asayiş Komutanı olarak görev yaptı. Operasyonu bizzat yönetti ve tüm cezaevlerinde ölüm olaylarının baş faili ve emirleri (ölüm) veren kendisidir. Arkadaşlarla bu operasyonda görev aldık. Ölüm emrini Albay Burhan Ergin vermiştir" denildi.
Diyarbakır'a soruldu
Mektubu dikkate alan Eyüp Savcısı da, sözlü ifadelerine başvurmak için ihbarcılara davetiye gönderdi. Ancak, belirtilen adreste mektubu gönderen Ali Er isminde birinin oturmadığı tespit edildi.
Savcılık Diyarbakır Başsavcılığı'na gönderdiği yazıda da operasyon sırasında Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı Birliği'nin komutanı olarak görev yapan Burhan Ergin'nin savunma yapmak istemesi durumunda, delillerin sorulması, operasyona katılan birliğine mensup diğer görevlilerin kimlikleri ile ilgili dokümanların sorulması, nüfus cüzdan örneğinin temin edilip gönderilmesini istedi. (MZ/YS)
* 19 Aralık 2000 tarihinde, yurt çapında 19 cezaevine yönelik Hayata dönüş operasyonları düzenlenmişti. Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonda 12, Ümraniye'dekinde ise 8 mahkum ateşli silah yaralanması, gaz zehirlenmesi ve yanma nedeniyle hayatını kaybetmişti. Ümraniye Cezaevi'nde ölen iki tutuklunun ise 'ajan' oldukları gerekçesiyle diğer mahkumlar tarafından yakılarak öldürüldüğü sonradan anlaşılmıştı. Yine Ümraniye Cezaevi'nde Nurettin Kurt isimli askerin de diğer askerlerin açtığı ateş sırasında vurulduğu anlaşılmıştı.