* Fotoğraf: Canva.
Düşük karbonlu ekonomiye geçişin planlanması birçok ülkenin politika tasarımında acil bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda değerlendirilen temel hedeflerden biri ise kömürden çıkış.
WWF-Türkiye (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve SEFiA'nın (Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği) Nisan 2022 tarihli raporu bu bağlamda, Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde faaliyete geçmesi planlanan kömürlü termik santralin kamu bütçesine getireceği yükü değerlendiriyor.
Türkiye'nin hedefleri
"Çelişkiyi Aşmak: Türkiye'nin Yeşil Devrimi ve Yeni Kömür Yatırım Planları" başlıklı raporda, kömürlü termik santrallerin yarattığı/yaratacağı maliyetlere dikkat çekiliyor.
Raporda, ayrıca 2053 yılında net-sıfır olma hedefi açıklayan ve Paris Anlaşması'nı imzalayan Türkiye'nin kömürden çıkış hedefinin aksine kurulu gücünü yeni termik santrallerle destekleme çabası bir çelişki olarak değerlendiriliyor.
TIKLAYIN - TÜİK: Sera gazı emisyonu 2021'de yüzde 7,7 arttı
Dinar Kömürlü Termik Santrali
Raporda, kurulmak istenen Dinar Santrali'ne dair şu bulgular öne çıkıyor:
- En düşük maliyetli senaryo altında bile santral, faaliyete başladıktan ancak 18 yıl sonra kâr edebiliyor. Santralin yıllık ortalama net kârı 54,2 milyon dolar.
- Net-sıfır hedefi ile uyumlu olabilecek yüzde 90'lık bir karbon yakalama yatırımı ise işletme ve bakım maliyetlerini artırarak başabaş noktasına erişilmesini imkânsız hâle getiriyor. Böylece işletmenin ömrü sona erdiğinde karşılaşacağı zararın bugünkü değeri 230 milyon dolara erişiyor.
- Yıllık kömür tüketimi öngörüleri ve mevcut AB Emisyon Ticaret Sistemi fiyatları üzerinden yapılan hesaplama, 450 milyon – 1 milyar euro seviyesinde bir tutarın karbon maliyeti olarak ortaya çıkabileceğini gösteriyor.
- Kullanılacak olan kömür kaynaklı emisyon, santralin faaliyette kalacağı 35 yıl boyunca ortalama bin 311 erken ölüme ve 315 bin iş günü kaybına yol açıyor. Bu süre içinde sağlık etkileri kaynaklı ortaya çıkacak toplam ekonomik maliyet de 35 yıl için 2 – 5 milyar euro (yıllık 57 – 143 milyon euro) seviyesini buluyor.
- Santralin emisyonlarının, içinde bulunduğu tarım havzasındaki tarımsal üretimde neden olacağı değer kaybının yıllık 1,2 milyon dolar seviyesine ulaşacağı gösteriliyor.
- Hâlihazırda termik santrallere sunulan teşvikler (kapasite ödemeleri ve alım garantileri) de hesaba katıldığında santralin kamu bütçesi üzerinde yaratacağı yükün, yılda 1,4 milyar euro'yu bulabileceği öngörülüyor.
Sonuç olarak
Rapordaki analiz sonuçları, Türkiye'de kömürlü termik santrallerin iklim hedefleri ile uyumlu biçimde çalışmasının ekonomik açıdan mümkün olmadığını ortaya koyuyor ve kömürün, doğa ve iklim dostu olmadığı gibi, ekonomik bir çözüm de olmadığı vurgulanıyor.
Ortaya konan bulgular, Türkiye'nin fosil yakıtlara bağımlılığını sonlandırması ve yenilenebilir enerjiye dayalı bir enerji sistemi kurması gerektiğinin de somut birer kanıtını sunuyor.
(TY)