İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 14 Temmuz'da Diyarbakır mitingin yasaklanması ve halka uygulanan polis şiddetinini Taksim Gezi Parkı'nda bir açıklamayla kınadı.
bianet'e konuşan İHD Yönetim Kurulu üyesi Hulusi Zeybel, "Diyarbakır'daki düzenlenen yasal bir mitingde iktidar böyle bir sürece tahammül edemiyeceği, kendi koşullarana göre 'açılım' yapmak istediği için polis şiddeti meydana geldi. Oysa Kürt halkı kendi özgürlüğünü kendi idaresinde yaşamak istiyor" dedi.
İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, Abdullah Öcalan'ın üzerinde bir yıla yakın süredir hukuk dışı ağırlaştırılmış tecritin kaldırılması talebinin barışın ön koşullarından biri olduğunu ifade ederken, konuşmasına şöyle devam etti:
"Böyle bir talebin dile getirilmesini bile yasaklanması, sonrasında doğacak şiddet ortamının koşullarını hazırlamak, kentin savaş alanına dönmesini istemek demektir. Bunu yasaklamak, barış işime gelmiyor demektir, 'Savaşa devam" etmek demektir.
"Milletvekillerinin, Diyarbakır Belediye Başkanı'nın, başka bir deyişle bir halkın meşru, yasal, demokratik temsilcilerinin hedef alınması, darp edilmesi, yaralanması, devletin Kürt halkına verdiği 'sizi de tanımıyoruz, temsilcilerinizi de, gerekirse hepinizi ezer geçeriz' mesajıdır."
Açıklamanın sonunda hükümete şöyle seslenildi:
"Yasaklamalar, gaz bombaları, coplar, tazyikli sular, gözaltılar, hastanelik etmeler öfkeyi ve gerilimi daha da artırarak savaşa hizmet eder.
"Savaş politikalarından vazgeçin. Savaş hiçbir şekilde çözüm değildir. Savaşın kazananı yoktur; kaybedeni de siz dahil bütün bir toplumdur.
"Bırakın Kürt halkı konuşsun, bırakın toplansın, bırakın yürüsün, bırakın sözünü söylesin. Barış ancak böyle gelir.
"Dünyada hiçbir baskı rejimi zafer kazanmamıştır. Dünya tarihi diktatörlük rejimlerinin, zulmün yenilgesiyle doludur." (RE/ÇT)