Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bugün basına yansıyan "Öğrenci harçları kaldırılması için ayrıntılı çalışma" gerçekleştireceği haberi üzerine, Öğrenci Kolektifleri bugün Taksim meydanında "Tayyip oyun oynuyor, biz bozacağız" diyerek cevap verdiler.
Açıklamanın üniversite muhalefetini bastırmak için küçük bir oyun olduğunu belirten Öğrenci Kolektifleri Basın Merkezi Üyesi Çağla Ural, "Biz, öğrenci kolektifleri olarak, yine bir yaz ayında yapılan bu açıklamaya kanmayacağız" dedi.
Ural, "Parasız eğitim isteyen yüzlerce öğrenci cezaevinde, Tayyip Erdoğan da bugün parasız eğitim istediğini açıkladı. O halde onun da cezaevine atılması uygun".
14 Mart 2010'da "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı pankartı açtığında tutuklanan Gençlik Federasyonu'ndan Ferhat Tüzer ile Berna Yılmaz, 19 ay tutuklu kalmış ve haklarında 15 yıl hapis cezası istenmişti. Öğrenci Kolektifleri ise daha önce "parasız eğitim" eylemleri yüzünden Tayyip Erdoğan'ın "Adapsızlar" hakaretine uğramıştı. 2009'da yüzde 300'e varan harç zamlarını geri aldırmak için mücadele verdi ve 2011'de gizli harç zammına karşı çıktılar.
"YÖK kapatılsın"
"YÖK reformu geldiği gün, Öğrenci Kolektiflerini karşılarında bulacaklar" diyen Ural'a öğrenciler, "YÖK'te reform olmaz, YÖK kapatılsın" sloganıyla destek verdi.
Basın açıklamasını Kolektif Yürütme Kurulu Üyesi Bircan Birol okudu.
"AKP ve YÖK üniversitelerin piyasacı dönüşümünü hızlandırmak için" çalıştıklarına dikkat çeken Birol, parasız üniversitenin sadece harçların kaldırılmasıyla gerçekleşmeyeceğini söyledi.
"Harçların kaldırılmasıyla üniversitelerin parasız olacağı, eğitim parasız olacağı ulaşımın, beslenmenin, barınmanın harçları kat kat aşan maliyetleri düşünülünce koca bir yalandır.
"Üniversite içi bütün hizmetlerin paralılaştığı ve buna karşı çıkan parasız eğitim isteyen öğrencilerin soruşturmalara, gözaltılara maruz kaldığı hatta tutuklandığı bir dönemde eğitim parasız olacağını söylemek ikiyüzlülüktür.
"Eğer eğitim parasız olacaksa, bu zamana kadar parasız eğitim istendiği için tutuklanan 700 üniversite öğrencisinin ve parasını ödeyemediği için okulu bırakmak zorunda kalan bütün öğrencilerin hesabını Tayyip Erdoğan vermelidir."
Birol açıklamasının sonucunda Öğrenci Kolektiflerin taleplerini şöyle sıraladı:
* Parasız eğitim istediği için tutuklanan yüzlerce üniversite öğrencisi derhal serbest bırakılmalı.
* Parasız eğitim gerçekleşmesi için ulaşım, barınma, sağlık, beslenme gibi temel hizmetler de parasız olmalı.
* Vakıf üniversitelerinin olduğu yerde parasız eğitimden söz edilemez.
* Krediler bursa dönüştürülmeli ve mevcut tüm kredi borçları silinmeli.
* Tayyip Erdoğan 2009'da harç zamlarına karşı çıkan Kolektif üyelerine yönelik sarf ettiği "Adapsızlar" lafından dolay özür dilemeli.
Eyleme katılan İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü birinci sınıf öğrencisi Deniz Can Sarıkaya bianet'e yaptığı açıklamada haberi ilk duyduğunda tutuklanan öğrenciler aklına geldiğini söyledi ve tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Yıllardır parasız eğitim için mücadele edenler tutuklanıyor, adeta suç haline gelmiş. Parasız eğitim kavramını sadece harç meselesi olarak kendi kılıfına sokmaya çalışıyorlar. YÖK'un meşru olduğunu çıkartmaya çalışıyorlar. Hiçbir şekilde şaşırmadım."
Sarıkaya, öğrencilerin harcın yanı sıra ne türlü sıkıntıları olduğuna dair ise şunları anlattı:
"Medikolar kapandı. Öğrencilerin aylık paraların çoğu zaten ulaşıma gidiyor. Beslenmek ve üniversite yaşam gittikçe pahalanıyor. Polisler okula giriyor. Bilimsel eğitim verilmiyor. Ama tüm bunlara karşı mücadele eden bir gençlik var."
Ne olmuştu?
Star Gazetesi'nden Mustafa Kartoğlu'nun haberine göre, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) son Merkez Yürütme Kurulu toplantısında Başbakan Erdoğan, "İki yıllık harçların kaldırılması için ayrıntılı çalışma yapılması talimatı verdi. Habere göre İki yıllık yüksek okullarından doktora düzeyine kadar toplam dört milyona yakın öğrencinin yıllık harçları 1.1 milyar TL tutuyor. Başbakan harçların öğrenciler üzerinde ciddi ekonomik yük getirdiği ve sık sık eylem konusu olduğu için bu talimatı vermiş.
Çalışmanın sonucu 2012-2013 akademik yılı açılışından önce belli olacak. Sınıfta kalmama veya ders bırakmama gibi başarı şartları ve normal harçların on katı ödenen ikinci öğretim harçları için henüz ayrıntılar belli değil.
Kartoloğu'nun haberine göre "Türkiye'de esasen eğitimi devlet finanse ediyor. Öğrencilerin ödediği ücretin resmi adı 'Öğrenci Katkı payı'". Bu pay, programına göre 190 TL'den 589 TL'ye kadar olabiliyor.
İkinci öğrenim (daha düşük puanla gece okulu olarak girilen aynı fakülteler) ise 1000 TL - 4268 TL
"Üniversite öğrenimi karşılığı alınan 'öğrenim kredisi' ise enflasyon farkı eklenerek geri ödeniyor. Ancak ödeme mezuniyetten iki yıl sonra başlıyor ve eğitim görülen süre kadar (4-6 yıl) taksitlendiriliyor. Erken ödemede ise yüzde 30 indirim yapılıyor." (RE/HK)