Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Başkanı Deniz Baykal, Güneydoğu gezisinde PKK'nin tamamen silah bırakması, silaha yeniden başvurmayacağının güvencesini vermesi halinde af projesinin başlayacağını söyledi.
Baykal'ın dün Adıyaman yolundaki sözleri, Habertürk, Hürriyet ve Cumhuriyet yayımlandı.
Baykal DTP'nin "terörü reddetmediği" yönündeki eleştirilerini yineledi; partisinin 1999 tarihli "Doğu ve Güneydoğu Raporu"na yaşama geçirmeye çalıştıklarını söyledi. Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Ahmet Türk, önceki gün (26 Mayıs) Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP'yi bu rapora sahip çıkmaya çağırmıştı.
Baykal DTP milletvekillerinin yargılanmasıyla ilgili de "Milletvekilini siyasi duruşundan, sözlerinden dolayı yargılamayacaksın" dedi.
Haberlere göre, Baykal'ın Kürt sorununa ilişkin sözlerinden bazıları şöyle.
Af çıkar: Siyaseti silahla yapmayacağım, silahı tamamen elimden bırakacağım dendiği anda af projesi başlar. "Bazı taleplerimi, hukuk ve demokrasi içinde dile getireceğim, savunacağım. Taleplerimi terör yaptırımıyla takip etmeyeceğim" densin. PKK'nin dağdan ineceği, bir daha silaha başvurmayacağı netlik kazansın, bu durum ortaya çıksın af olur. Silahtan vazgeçip, dağdan inenlerin ortaya koyacakları güvencelerin gereği olarak bu kararı alanların toplumla kucaklaşmaları ve ağır bir mahkumiyete uğramamaları için gerekli adımlar atılır. Ancak dağdan inilince, ihtilaflar ortadan kalkar mı? O demokrasinin bileceği iştir. Her şey demokratik süreç içinde işler.
"Masanın üzerinde silah olmamalı, kalem, kağıt, fikir olmalı"
DTP: Biz DTP'yi neden eleştiriyoruz? "Terör yapanları onaylama, terörü önerme, terörü bir yönetme olarak önümüze koyma." Daha bunları göremedik. Masanın üzerinde silah olmamalı, masada kalem kağıt, fikir olmalı. Hem sizde silah olmayacak, hem de sizin arkanızda olanlarda. İşin özü silah ve silahın gölgesi ortadan kaldırılmalı. "Normal bir parti gibi talebimi siyasi sürecin içine koyarım", "Ama bugüne kadar silaha başvurduğum için beni köşeye sıkıştırma", "Silah ve terörü tamamen dışlıyorum" diyorsan tamam. Bunu göremiyoruz.
CHP'nin Kürt raporu: O rapora sahip çıkıyoruz. Yaşama geçirmeye çalışıyoruz. O günkü önerilerimizi bugün siyaset de bürokrasi de sahipleniyor. Ancak unutulmasın ki Türkiye bir ırk devleti değildir. Siyasi bilinç cumhuriyetidir. Herkes kendi etnik kimliğiyle elbette iftihar edecektir. Ancak kimsenin etnik kimliği, cumhuriyeti ayrıştırmaya neden olamamalıdır. Çözüm tartışmalarında temel anlayış etnik temelde ayrıştırmayı amaçlar nitelikte olmasın. Bizi kaynaştıran, bütünleştiren etnik kimlik çerçevesinde tüm özgürlüklerin kullanıldığı, ama herkesin milletin bir parçası olamayı doğal saydığı bir anlayışı temel almalıdır.
Eğitim: Orada en iyi okullar açılmalı. Eğitim kurumları nitelikli olmalı. O bölgeye umut vermek lazım. Kuşakları umutlandıracak bir perspektif ortaya koymak lazım, entegrasyon böyle olur. Bölge insanına Türkiye'yi yönetebileceği güvenini de vermeliyiz. (TK)