Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Kürt sorunu için "Ne kadar vakit geçirilirse bu işlerde o kadar çok problem üstüne problem yüklenir" diye konuştu.
Gül, NTV'den Murat Akgün'ün haberine göre, Kızrgızistan ziyaretini izleyen gazetecilere şunları söyledi.
Türkiye'nin en önemli konusu: Türkiye'nin en önemli konusu değil mi bu işler? İster terör, ister Kürt meselesi, ister Güneydoğu Anadolu sorunu... Ne dersen de. Bu, Türkiye'nin en önemli meselesi değil mi? Dolayısıyla bunu biz kendi kendimize halledeceğiz. Bunu hallederken de tabii ki Türkiye'nin demokratik standartlarını yükselterek halledeceğiz.
Kendi içimizde, demokratik standartları yükselterek halledeceğiz: Bunu biz kendi kendimize halledeceğiz. Bunu hallederken de tabii ki Türkiye'nin demokratik standartlarını yükselterek halledeceğiz. Gördüğüm kadarıyla zaten herkes harekete geçmiş vaziyette. Siyasi partilerin liderleri, birçok sivil toplum örgütünün lideri, Türkiye'nin aydınları herkes bu konuyla ilgileniyor. Yeniden iyi niyetli bir çaba içerisindeler. Önemli olan şey nedir? Türkiye'nin milli bünyesini daha güçlendirecek, milletimizin birliğini, beraberliğini çok daha muhafaza edecek şekilde herkesin kendi yurduna, kendi vatanına aidiyetini çok daha artıracak şekilde bu işleri halletmek.
Farklılıklar zenginlik: Bunun da yolu, kendi içimizdeki farklılıklarımızı zenginlik olarak görmekten geçiyor. Farklılıklarımızı zenginlik olarak gördüğümüzde, birbirimize saygımız, sevgimiz, şefkatimiz de artar. Bu da milli birliğimize, beraberliğimize bu ülkenin yurttaşları olarak hepimizin ülkesine bağlılığını çok daha güçlendirir.
Şiddetle olmaz: Bunların tabii ki şiddetle olacak hali yok. Şiddetin olduğu yerde zaten hiçbir şey olmaz. 'Terör örgütleriyle pazarlık falan olmaz. Devletler için böyle şeyler söz konusu olmaz. Eğer bir yerde şiddet varsa, o zaman demokratik standartların yükseltilmesinde bile zorlukla karşılaşılır.
Herkese görev düşer: Bunlar için ne kadar vakit geçirilirse bu işlerde o kadar çok problem üstüne problem yüklenir. Herkese görev düşer. Medyaya, aydınlara, bilim insanlarına görev düşer. Tabii ki iktidar başta olmak üzere siyasi partilerin liderlerine görevler düşer. Gördüğüm kadarıyla Türkiye, böyle bir çalışma ortamı içerisinde.
Bütün partiler katkı sağlamalı: [DTP'lilerin de katkı] sağlaması lazım. TBMM'de olan bütün siyasi partilerin, herkesin katkı sağlaması gerekir. Herkesin sorumluluğu var. Herkesin sorunudur bu. İktidarın, ana muhalefetin, diğer partilerin meselesi de onların meselesi değil mi? Herkesin bu işe yapıcı, zorlaştırmayıcı, bu konuların Türkiye'ye yakışır şekilde olgunluk içinde halledilmesi için ne gerekiyorsa bunu yapması gerekir. (TK)