Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Barış Ünlü’nün sınavda sorduğu soru nedeniyle yargılandığı davada beraat etti.
Ünlü, Türkiye’de Siyasal Hayat ve Kurumlar dersinin final sınavında Kürt hareketinin / Kürt toplumunun yaşadığı dönüşümü sorarken öğrencilerinden Öcalan’a ait iki metni kıyaslamasını istedi. Bu soru nedeniyle “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlamalarıyla yargılanıyordu. Davanın ilk duruşması bugün Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme, Ünlü'nün istinat edilen suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verdi.
bianet'e konuşan Barış Ünlü, tüm sürecin akademik özgürlüğe müdahale olduğunu söyledi. Soruşturmanın başlamasından davanın sonucuna geçen bir yılda yeterince hasar verildiğini ancak beraat kararının sevindirici olduğunu ekledi.
Savcı: Soru ders niteliğiyle uyumlu
Savcı, esasa hakkındaki mütalasında Ünlü'nün sadece bir sınav sorusu sorarak terör propagandası yapmış sayılmayacağını belirterek beraatini istedi.
"... sanığın sadece bir sınav sorusu sorarak ya da sınavda sorduğu soruyu dersinde anlatmakla terör örgütü propagandası yapmış sayılamayacağı, sanığın somduğu sınav sorusunun içeriğinin ise terör örgütünün cebir şiddet veya tehdit içerin yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek veya bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte de olmadığı, sorulan sorunun verilen dersin niteliğiyle de uyumlu olduğu, soru içeriğinin herhangi bir değer yargısı içermediği, içinde yorum veya tespit olmadığı, müsnet terör örgütü propagandası yapmak suçunun maddi ve manevi unsurunun oluşmadığı, yine yazı içeriğinde herhangi bir suç veya suçlunun övülmediği toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla sanığın müsnet suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur..."
Ünlü: Akademik özgürlüklerle ilgili davaydı
Mahkemedeki son sözünde "heyetin Cumhuriyet Savcılığının iddianmesine karşı akademik özgürlüğümü koruyacağı düşüncesindeyim" diyen Barış Ünlü, beraat kararının ardından bianet'e süreci şöyle değerlendirdi:
"Bu tamamen akademik özgürlüklerle ilgili bir davaydı. Sınav sorusu nedeniyle terör propagandası ile suçu ve suçluyu övdüğüm yönündeki iddianameyi mahkeme maalesef kabul etti.
"Beraat almam sevindirici ama bir yılımı kaybettim bu süreçte. Bir akademisyen olarak doğru dürüst çalışamadım, düşünemedim. Sadece ben de değil, bana bu süreçte yardım eden akademisyen arkadaşlarım da akademik çalışmalarıyla ilgilenecekleri süreyi davaya harcadırlar. Onların da ayları gitti. Bu anlamda da akademik özgürlüğe vurulan bir darbe.
"Beraat kararı sevindirici, hiç olmazsa böyle bitti diyelim. Ama sadece bitmesi önemli değil; başlangıcı, süreç, hepsi akademik özgürlüğe müdahaledir. Yeterince hasar verildi. Bir yerde geri dönüldü bu hasardan.
"Bir akademisyenin böyle yaşamaması gerekir. Bir akademisyenin ne negatif anlamda ne de pozitif anlamda bu tarzda ilgi görmemesi gerekir. Çok büyük sevgi ilgi gördüm ama o da insanı mahcup ediyor. Beni bu duruma sokanlar açısından, bir akademisyenin böyle bir duruma sokulması da son derece kötü bir şey." (BK)