Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Gezi Davası tutuklusu Can Atalay, Anayasa’nın 83. Maddesine rağmen serbest bırakılmadı.
Atalay’ın durumunu bianet’e değerlendiren avukatı Akçay Taşçı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerekli itirazları yaptıklarını ancak hâlâ sonuç alamadıklarını söyledi.
Anayasa’nın 83. Maddesi’ni hatırlatan Taşçı, “Anayasa’nın 83. Maddesi çok net bir şekilde seçilmiş bir kişinin cezaevinde tutulamayacağını, sorgulanamayacağını söylüyor. Bunu herhangi bir mahkemenin yorumlamasına bırakmıyor. Çok kesin bir hüküm. Biz bu hükmün uygulanması için başvurumuzu yaptık.
"Hatta Yargıtay Başsavcılığı kalemiyle de görüştük. Talebimizin alındığını söylediler. Bu işlemlerin çok kısa sürede yapılabilmesine rağmen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı hâlâ kararı verecek olan Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermedi” dedi.
"AYM'den olumsuz bir karar çıkamaz"
Avukat Taşçı, tahliye talebinin reddedilmesi halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirtti ve şöyle devam etti:
“Anayasa Mahkemesi’nden olumsuz bir karar çıkamaz çünkü Anayasa Mahkemesi’nin kendi içtihatları bunu söylüyor. Şimdiye kadar milletvekilleriyle ilgili verdiği tüm kararlarda aynı içtihatları devam ettirdi. Ancak Anayasa Mahkemesi’nden kararın çıkması zaman alacak ve bunun ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Bu süre boyunca Can Atalay yasama faaliyetinde bulunamayacak ve özgürlüğünden mahrum kalacak. Hatay halkının çözülmesi gereken problemleri ertelenmiş olacak.”
"Can hakkında kesinleşmiş hüküm yok"
Son olarak yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Atalay’ın tahliye edilmemesine ilişin yaptığı açıklamaya da değinen Taşçı, “Adalet Bakanının yargılaması devam eden bir dosya hakkında konuşamayacağını” söyledi:
“Bu çok net bir kuraldır çünkü sizin verdiğiniz beyan yargı mensupları tarafından talimat olarak algılanıyor. Talimat vermek için basına açık olmasına gerek yok, arkadan da talimat verirsiniz ama adil yargılanma hakkının en temel öğelerinden biri bunun görünüşte dahi bunu sağlamalısınız.
“Ayrıca verdiği beyan içerik olarak da yanlış çünkü Can Atalay hakkında kesinleşmiş bir hüküm yok. Anayasa Mahkemesi Leyla Güven kararında açıkça söylüyor. ‘Anayasa’nın 14. Maddesi, bildiğiniz anlamda teknik olarak bir ceza kanunu maddesi değil, dolayısıyla herhangi bir kişiyi özgürlüğünden mahrum kılmak için uygulayabileceğiniz bir hüküm sıfatına haiz değil’ diyor. Dolayısıyla bu madde dayanak gösterilerek bir kişi hürriyetinden mahrum bırakılamaz.”
Adalet Bakanı ne demişti?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 7 Mayıs Çarşamba günü Can Atalay’ın durumuyla ilgili şöyle demişti:
“Onunla ilgili yargı süreci devam ediyor. TBMM Başkanlığı’na başvurular var. Bu başvurular neticesinde elbette yargı süreciyle ilgili Meclis Başkanlığı gelen cevaplara göre hareket edecektir.
“Adalet Bakanlığının uhdesinde değil. Yargıtay’da görülen bir dava. Gezi davasıyla ilgili hususu sordunuz. Yargıtay’da şu anda hükümlü olarak dosyası devam ediyor, hüküm verilmiş. Yargıtay’dan gelecek cevaba göre Meclis Başkanlığı hareket edecektir.
“Biliyorsunuz Gezi davası anayasal düzenle alakalı bir konu. Anayasa’nın 14. maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında olan dosyalardan. Tabii ki bunun takdiri Meclis Başkanlığımızla Yargıtay arasındaki yazışma sonrası ortaya çıkacak hususlar.”
Anayasa'nın 83. Maddesi
"Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasi parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz."
Anayasa'nın 14. Maddesi
"Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."
(RT)