İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 2 Nisan'da düzenlenen ekonomik boykot çağrılarına ilişkin olarak sabaha karşı açıklama yaptı.
Üniversitelilerden 2 Nisan'da 'ekonomik boykot' çağrısı
1 Nisan 2025
Yerlikaya, boykotun "ekonomik bağımsızlığımıza yönelik bir sabotaj" olduğunu ve "ekonomiye darbe girişimi" niteliğinde değerlendirdi. Boykot çağrılarının halk arasında "kin ve düşmanlık" yaratmaya çalıştığını iddia eden Yerlikaya, Cumhuriyet Halk Partisi'ni eştirdi.
Bakan, CHP'nin boykot çağrısının "iç karışıklık çıkarmaya yönelik" olduğunu öne sürerek, "Ana muhalefetin fütursuz çağrılarını büyük bir keyifle izleyenlerin başında Siyonist İsrail'in gelmesi, nasıl bir tezahürdür?" dedi.
Üniversite öğrencileri, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasının yarattığı tepkinin devamı olarak 2 Nisan'da tüketim boykotu çağrısında bulundu. Bu çağrı gençler arasında hızlı bir şekilde yayıldı ve geniş kesimlerden destek gördü.
Ancak boykot çağrıları, "nefret ve ayrımcılık" ile "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamalarıyla soruşturma konusu oldu. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nden peş peşe gelen açıklamalarda, boykot "ekonomiye şantaj girişimi" olarak nitelendirildi.
Yerlikaya’nın açıklaması şöyle:
"Gençlerimizi kendi siyasi emelleri uğruna sokaklara çağırıp iç karışıklık çıkarmaya çalışanlar; halkımız arasında kin ve düşmanlık tohumlarını ekmeye uğraşanlar, 'işkence yapılıyor' diyerek ülkemize iftira atanlar, şimdi de ‘'boykot çağrısı’ yapıyorlar.
Ana muhalefetin fütursuz çağrılarını büyük bir keyifle izleyenlerin başında siyonist İsrail’in gelmesi, nasıl bir tezahürdür?
Türkiye kendi ayaklarının üzerinde durdukça, dünya siyasetinde dik ve güçlü bir duruş sergiledikçe, bölgesinde olup bitene seyirci kalmadıkça, hem milletimizin hem de mazlumların hakkını korudukça, birileri yine aynı oyunları sahneye koymaya başladı.
Şimdi de ‘'boykot’' diyorlar. Peki kim, kimi boykot edecek?
Milletimiz; kendi esnafını, çiftçisini, yerli ve milli ürünlerini, üreticilerini, öz sanayisini boykot edecek, öyle mi? ‘Demokratik hak’ kalkanı gölgesinde istenen bu mu?
Unutulmasın ki, bu çağrı ekonomik bağımsızlığımıza yönelik bir sabotajdır. Bu boykot çağrısı, binlerce insanın ekmeğiyle oynamak demektir!
Bu çağrı milli ekonomimize suikasttır! Kendi insanımızın ekmeğini küçültmektir. Ekonomimize bir darbe girişimidir! Oysa biz ‘Boykotla değil, üretimle büyürüz!’
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Tehditlerle, parmak sallamalarla, sokak ve boykot çağrılarıyla eğip, bükülemez.
Parti içi kavgalarınıza ülkemizi alet etmeyin!
İşçilerimizin, üreticilerimizin, çiftçilerimizin gücü; gençlerimizin enerjisiyle, 7’den 77’ye, alın terimizi akıtmaya, bir ve beraber olarak Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine doğru yürümeye devam edeceğiz. #BoykotDeğilMilliZarar"
Ticaret Bakanı Ömer Bolat da boykot çağrılarının "ekonomiyi sabotaj girişimi" olduğunu belirterek, "Boykot çağrısı yapanlara karşı ticaretinde maddi kaybı olan tazminat davası açabilir" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, "Sokak ve boykot çağrıları ile toplumsal huzuru ve ekonomik istikrarı hedef alan bir muhalefet kaybetmeye mahkumdur" dedi.
Yayınevleri de boykotta: Satışa ara veriyoruz
Bugün 08:22
BOYKOT ÇAĞRISINA SORUŞTURMA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "boykot"a "ayrıştırıcı söylem" muamelesi yapacakmış
1 Nisan 2025
CHP GENEL BAŞKANI'NDAN TAM DESTEK
Özgür Özel: "Zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu gönülden destekliyorum"
1 Nisan 2025
2 Nisan ekonomik boykotu nedir ve nasıl başladı?
2 Nisan 2025'te, üniversite öğrencileri ve çeşitli sivil toplum grupları tarafından düzenlenen bir günlük tüketim boykotudur. Bu boykot, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan sokak eylemleri ve protestoların devamı niteliğindedir. İmamoğlu, "ihaleye fesat karıştırma", "kişisel verileri kaydetme", "rüşvet" ve "örgüt kurma" gibi suçlamalarla tutuklanmış ve görevden uzaklaştırılmıştır. Bu gelişmeler üzerine, üniversite öğrencileri ve sivil toplum grupları, 2 Nisan'da tüketim faaliyetlerini durdurarak tepkilerini göstermek amacıyla boykot çağrısı yapmıştır
Boykotun amacı nedir?
Boykotun temel amacı, tüketicilerin ekonomik güçlerini kullanarak toplumsal ve siyasi taleplerini dile getirmektir. Katılımcılar, bu eylemle mevcut ekonomik ve siyasi duruma dikkat çekmeyi ve değişim talep etmeyi hedeflemektedir. Özellikle, İmamoğlu'nun tutuklanması ve öğrenci protestolarına yönelik sert müdahaleler karşısında demokratik hak ve özgürlüklerin korunması için bir farkındalık oluşturulması amaçlanmaktadır.
Kimler boykota destek veriyor?
Üniversite öğrencilerinin yanı sıra, birçok yayınevi ve sivil toplum kuruluşu boykota destek vermektedir. NotaBene Yayınları, Yordam Kitap, Notos Kitap, Ayrıntı Yayınları, İthaki Yayınları ve Sel Yayıncılık gibi yayınevleri, 2 Nisan'da satışlarını durduracaklarını duyurmuştur. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de boykota destek verdiğini açıklamış ve herkesi bu eyleme katılmaya davet etti.
Boykot kapsamında hangi eylemler planlanıyor?
Katılımcılar, 2 Nisan günü boyunca herhangi bir ürün veya hizmet satın almayarak ekonomik faaliyetlere katılmamayı planlamaktadır. Bunun yanı sıra, boykotu destekleyen gruplar ve bireyler, sosyal medya üzerinden farkındalık kampanyaları düzenlemekte ve boykotun nedenleri ile amaçlarını geniş kitlelere duyurmaya çalışmaktadır. Ayrıca, bazı işletmeler ve yayınevleri, bu tarihte satışlarını durdurarak boykota destek vermektedir.
Boykotun yasal ve siyasi yansımaları nelerdir?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, boykot çağrılarıyla ilgili olarak "halkın bir kesiminin ekonomik etkinlikte bulunmasını engellemeye yönelik ayrıştırıcı söylemler" nedeniyle re'sen soruşturma başlatmıştır. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, boykot çağrılarını "ekonomiyi sabotaj girişimi" olarak nitelendirmiş ve bu çağrılar nedeniyle maddi kayba uğrayan işletmelerin tazminat davası açabileceğini belirtmiştir. Hükümet yetkilileri, boykotun milli menfaatlere zarar verdiğini savunarak eleştirilerde bulunmuştur. Öte yandan, muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri, boykotun demokratik bir hak olduğunu vurgulayarak, hükümetin bu tür tepkilere karşı daha toleranslı olması gerektiğini ifade ediyor.
(EMK)