Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Senelerdir anneme gidiş gelişlerimde derdimi kederimi sevinçlerimi endişelerimi hep canım Cansu’ya anlattım.
“Açıkçası Mücella ablanın tutuklanmasını beklemiyordum. Bana senelerdir herkesin söylediklerini bir bakıma ben ona tekrar ediyordum, ‘yok yok tutuklanmazlar için ferah tut, tutuklansa da uzun sürmez’ derken bugün Mücella Ablaya cezaevi için beraber alışveriş yaptık. Şu renk yasak bu değil, şu rahat olur bu olmaz. Ama gerçekten son demler diye umuyorum. Kavuşmamız yakın. "
Gültan Kışanak’ın kızı Evin Jiyan Kışanak, Mücella Yapıcı’nın kızı Cansu Yapıcı ile çektirdiği hemen yukarıda gördüğünüz fotoğrafı bu notla paylaştı.
“Tutuklama olur olmaz, Jiyan benim çok yakın arkadaşım. Tutuklama kararı çıkar çıkmaz onu aradım, tecrübelerinden yararlandım.
“TV’lerde gördüğümüz alışveriş içerikli yarışma programlarında gibiydik. Hapishane kurallarına uygun ihtiyaçları zaman dolmadan almaya çalışıyor gibiydik. Bu anı da birlikte yaşadık, bu süreci hep birlikte geçeceğiz gibi hissediyorum…”
Bu da Cansu Yapıcı’nın o hapishane alışverişi sırasında hissettiklerinden bazıları.
İki arkadaş önce Gültan Kışanak için dayanışırken şimdi Gezi Direnişi’nde Yiğit Ekmekçi, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’la birlikte tutuklanan Mücella Yapıcı için bir arada duruyor.
TIKLAYIN - Gezi'de karar: Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, 7 kişiye 18 yıl hapis
Dayanışmanın kıymetine her zaman dikkat çeken Evin Jiyan Kışanak, bir çok kez bianet sayfalarına annesi Gültan Kışanak’ın hapishane koşullarını anlattı. Şimdi iki arkadaştan Cansu Yapıcı söz alıyor. Hem Gültan Kışanak ve tüm siyasi mahpuslara odaklanıyor hem annesine…
Cansu Yapıcı anlatıyor...
“Çanta hazırlamadık tutuklandı…”
Bizim için bir yandan trajikomik. Çok uzun süredir bunu yaşıyoruz, tam 8 senedir bunu yaşıyoruz.
Süreç şöyle ilerledi, önce fezleke iddianame geliyor sonra oradan bir şey çıkmıyor sonra yeni iddianame yeni dava…
Korkular, gerilimler, çanta hazırlamalar, ne olacak belirsizliği... O kadar ok yaşadığımız için tükettik.
Kaderin bir cilvesi sanki hissedilecek her şeyi hissetmiştik. Diğer davalardaki olduğu gibi duygumuz yoktu bu duruşmada. Bu sefer çanta hazırlamadık. Silivri’de beraat ettiklerinde öncesinde çanta hazırlamadık ve bunu totem yaptık hiçbir şey hazırlamadan gittik birçok kez davaya, bu davaya da öyle yaptık, bu kez tutuklandı. Aslında kendisi hazırlamaya başlamıştı, biz ‘ortak bir sesle hazırlanmayalım’ dedik.
Anlayacağınız, o kadar çok bu süreci yaşadık, o heyecanları, korkuları, yaşadık tükettik şimdi ne hissettiğimi ben de bilmiyorum. Sadece annem için yapmam gerekenleri yapmaya çalışıyorum.
"Şerh düşen hakim geleceğin umudu"
Biz karşımızda hukuk var gibi davranıyoruz öyle hareket ediyoruz. İddianameyi çalıştık düşünün aylarca buna hazırlanan avukatlara mahkeme, ‘on dakika süren var toparla’ diyebiliyor.
Üstelik bu sanıklar, ağırlaştırılmış müebbet ve yüksek cezalarla yargılanıyor. Sürece bakan böyle bir mahkeme ile karşılaştık.
Mahkeme heyetinden Murat Bircan’ın AKP milletvekili aday adayı olması ve bunun itirazının sadece davaya uzatmaya yönelik bir itiraz olarak algılanıp heyetçe, reddedilmesi de nasıl bir mahkeme olduğunu gösteriyor.
Şerh düşen heyet üyesinin o duruşu çok önemli geleceğe hukuka dair umut veren şerh metni.
Bunu sadece Gezi Davası için demiyorum, Türkiye hukuk sitemi için gelecek için hepimiz için bir umut.
Ben hep şunu söylüyorum. Bunu söylerim cidden annem üzerine demeyeceğim tüm Gezi’de tutuklananlar, şuanda yurtdışına gitmek zorunda kalan herkes, gerçekten o hâkimlerin, bu cezaları kendilerine reva göre hâkimlerin, daha sağlıklı bir çevrede aydınlık bir Türkiye’de yaşaması için, onların hakları için onların da temiz toprak hava su koşulları için mücadele ettiler etmeye de devam edecekler Yapılan her şey verilen mücadele de onlar ve çocukları içindi kim olursa olsun da onlar yine mücadele edecek.
Görüş günü
Yarın göreceğim annemi evet heyecanlıyım. O ise şunu merak ediyor dışarda ne oluyor? Destekleri merak ediyor. Giden avukatlar için kısa bir rapor hazırladım ona bilgi aktarsınlar diye.
Bir gerçekten şu anda annem ve içerde olan arkadaşlarımız kendi hayatlarında kendi mesleklerinde neler yaptıysa çok onurlu durmuş insanlar.
Hukuk sisteminin bu hale gelmiş olması çok umut kırıcı. Jiyan’dan Gültan abladan söz ediyoruz, onlar bunu yaşıyordu, biz bu gerçekle yüzleştik. Çok gerçek hepsi, tüm hukuksuzlar gerçek. Cezalandırılanlar ayrı ayrı özel insanlar evet ama bu cezalandırma hepimizle ilgili.
Annem en çok şuna içerliyor, “Mücella Yapıcı kaç yaşında? Neden cezaevinde, Mücella Yapıcı 72 yaşında neden cezaevinde?” böyle söylenmesine içerleniyor. Diyor ki 71 yaşındayım, 2 Mayıs’ta 72 olacağım…
(EMK)