Okuldan Haber Odasına (OHO) programının üçüncü günü Birgün gazetesi ziyaretiyle başladı. Gazete binasında kısa bir turun ardından gazete çalışanları Birgün'ü anlattı. Birgün gazetesi yazı işleri müdürü Barış İnce "Liberal, milliyetçi akımlara karşı halktan, emekten yana bir sol"un temsilcisi olarak tanımladığı gazetenin ana akım medyadan farkını vurgularken tüm çalışanların eşit söz hakkına sahip olmasına dikkat çekti.
Daha sonra konuşan Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın, kuruluşundan beri kolektif emeğe dayanan gazetenin dağıtım ve baskı süreçlerinde tekeller karşısında yüz yüze kaldığı zorluklardan bahsetti.
Kültür-sanat editörü Ali Şimşek ise Birgün'ün bir gazete olmaktan öte bir blok olduğunu belirtirken 1970'lerden gelen bir birikim taşıdığını ve tirajıyla karşılaştırılamayacak kadar büyük bir etkisi olduğunu ifade etti.
IMC'nin Farkı
IMC'ye yapılan ziyarette IMC Haber Kordinatörü Ertuğrul Mavioğlu ile görüşüldü.
IMC'nin diğer televizyonlardan farkının "hak haberciliği" anlayışıyla hareket etmesi olduğunu vurgulayan Mavioğlu bu anlayışı, "Gösterilmeyeni gösteren, herkesin bildiği ama sırtını döndüğü, ezilenlere, dışlananlara, görmezden gelinenlere kamerayı döndürmek" olarak açıkladı.
"Hayata ezenin cephesinden değil, ezilenin cephesinden bakan bir çizgimiz var."
Mavioğlu, kadın istismarı ve toplumsal cinsiyet konularına odaklanan, LGBTT bireylerin kendilerini ifade edebildikleri "Mor Bülten", çevre üzerine ekolojist bir dille yayın yapan "Yeşil Bülten" ve "Kültür Sanat Bülteni"nin IMC'yi farklılaştırdığını anlattı.
"Medyada sansürle sanıldığından daha az karşılaşırsınız. Esas sık rastlanan, nasıl olsa bu haber benim gazetemde yayınlanmaz, neden o haber için uğraşayım diyen oto sansür. Böylece hiçbir haber sansürlenmiyor, ama ortalıkta büyük bir oto sansür mekanizması var."
Gazeteciliğin aslının merak etmekten geçtiğini söyleyen Mavioğlu, OHO ekibine; "Gerçek ve doğru o kadar çıplak halde ki, kimse anlatmaya cesaret edemez. Elle tutulan, gözle görülebilen doğru ne ise onu haber yapmalısınız. Bazen yazmak cesaret ister, yazmanız yetmez, yayınlamak da cesaret ister. O zaman bana gel," dedi.
Cabas: "Bugünler çok da iyimser olabileceğimiz günler değil"
"Haber Her Yerde: TV Haber Merkezi" başlığıyla gerçekleştirilen öğleden sonraki ilk oturuma, gazeteci Mirgün Cabas, NTV örneği üzerinden bir haber merkezinin işleyişini ve günlük pratikleri anlattı.
"Yaptığımız işlerden bahsederken çok da iyimser olabileceğim günlerden geçmiyoruz; birkaç ay önce olsa daha farklı şeyler söyleyebilirdim belki" diyerek başladığı konuşmasının ardından gelen sorular genel olarak bu ifade etrafında şekillendi.
NTV'nin tartışma programlarını azaltmasını katılımcılar "tartışmamak için konuşmamak" olarak nitelendirdi ve eleştirdi.
Cabas da "Daha az tartışmayla, daha enformatik haberler yaparak hedef küçültüyoruz aslında. Yalnızca haber vererek de az bir şey yapmıyorsunuz," dedi.
Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutuklanmasının ardından "sırada Mirgün Cabas var" iddialarıyla ilgili bir soruya Cabas, Taraf gazetesinde yayınlanan bir habere gönderme yaparak, "Ben helikopter düşürüp sıramı savdım" şeklinde esprili bir cevap verdi. (AO/HH/BK/ŞA)