SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile SES yöneticileri Fikret Çalağan, Belkıs Yurtsever, Rona Temelli, Bedriye Yorgun, Erdal Turan ve Ramazan Taş hakkında “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla açılan davanın dördüncü duruşması, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapmak isteyen sendika üyelerine polis izin vermedi.
Tutuklu yargılanan Selma Atabey ve Gönül Erden salona getirildi. Tutuksuz sanıklar Belkıs Yurtsever, Erdal Turan, Ramazan Baş, Fikret Çalağan salonda hazır bulunurken, Rona Temelli SEGBİS ile bağlandı. Bedriye Yorgun ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.
"Süre tanımanız gerekiyor"
Mahkeme Heyeti, tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun duruşmada dinlenmesini istedi.
Sanık müdafi olarak duruşmaya katılan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Ovalıoğlu’nun bu celsede dinlenmesine şu an karar verilmesine tepki gösterdi.
Türkdoğan, “Önceden haberimiz olsaydı itirazlarımızı yapardık. Böyle dinlemeye dair kararınız varsa hemen dinlenmesi değil, bizim itirazlarımızı alıp öyle dinlemeniz lazım. Biz hazırlıksız dinlersek nasıl itiraz edeceğiz? Süre tanımanız gerekiyor. Biz her duruşmada başka bir tanıkla karşılaşacaksak bu yargılama ilkesine aykırı, bu yargılama bitmez. Savcı başka deliller bulacaksa araştırma yapacaksa başka bir dava açması, sonra bunları birleştirmesi lazım. Bundan bir şey bulamadık, bir de bunu dinleyin demek CMK’ya aykırı. Biz dinlenmemesini, şayet dinlenecekse de daha sonra dinlenmesini istiyoruz” dedi.
Mahkeme Heyeti, ara karar vererek, Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun dinlenmesine ilişkin itirazları kabul ederek, sanık müdafilerin talep ettiği sürenin kendilerine verilerek, tanık beyanının bir sonraki celsede alınmasına karar verdi ancak tanığın beyanlarının dosyadan çıkarılması talebini reddetti.
“Gizli tanık yalan söylüyor "
Mahkeme Başkanı Gönül Erden’e hakim tarafından gizli dinlenen ve ifadesinin dosyaya eklenen Ulaş isimli gizli tanığın beyanlarına karşı söyleyeceği bir şey olup olmadığını sordu.
Gizli tanığın beyanlarının hiçbirini kabul etmediğini, tamamının yalan ve iftira olduğunu vurgulayan Erden, şöyle konuştu:
“Bana dair söylediği tek doğru şey SES içinde faaliyet yürüttüğüm, 24 yıldır sendikal faaliyet yürütüyorum. Bunun dışında bana dair söylediği her şey yalan ve iftira. Benim illegal yollarla yurt dışına çıkmışlığım asla yok.
"Legal çıkışlarımı da belgelerle beyan ettim. Çıkışlarımın çoğu sendikal faaliyet içindir. Gizli tanık çok rahat şekilde bize iftira atıyor, kendini kurtarıyor. Sonra kime ne iftira attığını unutuyor. Onu siz hatırlattığınızda, ‘Ben bu dosyayla yatıp kalkmıyorum, benim bir hayatım var’ diyor. Bizim hayatımız 15 aydır cezaevinde, mahkemelerde geçiyor, bizim hayatımız yok. Bu bile kendini kurtarması için birilerine iftira atması gerektiğini ortaya koyuyor.”
Selma Atabey de “Gizli tanık Ulaş’ın her metnini okuduğumda eyvah diyorum, bu kadar mı? Bu insanın ifadeleri üzerinden ben 6 aydır cezaevindeyim. Kendisi benim hayatım var diyebiliyor rahatça. Benim hayatım ne olacak? Benim çocuğum ne olacak? Sendikada görevlerim var, 6 aydır bunlardan uzaktayım” dedi.
Gizli tanığın ses ve görüntüsünün değiştirilerek SEGBİS ile duruşmada dinlenilmesi gerektiğine dikkat çeken Avukat Türkdoğan, şöyle konuştu:
“Gizli tanığı mahkemeniz duruşma dışında dinlemişti. AYM’nin kararına göre, gizli tanık da olsa mutlaka duruşmada dinlenmesi gerekiyor. Sanık müdafileri tanık sorgulama hakkını kullanmadan ifade alınamaz. Siz bile görmediniz bu tanığı. Hangi gizli tanık olursa olsun, Mahkeme Heyeti’nin karşısına çıkması gerekir.
"Gizli tanığın ne dediğiyle ilgilenmiyorum, bu şekilde dinlenmesi usule tamamen aykırı. Tanık sorgulama hakkımız ihlal edildiği için bu tanığın söylediği hiçbir şeyin ciddiye alınmaması gerekir. Yaptığınız şey duruşma değil. CMK’ya göre, sanık ve müdafisi yoksa o duruşma kabul edilmez. Duruşma olmayan bir faaliyetle ilgili ben beyanda bulunmak istemiyorum.”
“Erden bütün izinlerini ailesi için kullandı”
Geçen duruşmada, salonda tanık olarak dinlenen Kerem Gökalp, Gönül Erden ile 2015 yılının Haziran sonu ve Temmuz başında Kandil’de KCK’nın Emek Komitesi’nin düzenlediği eğitim çalışmasında karşılaştığını ve bu eğitimin aralıksız 20-25 gün sürdüğünü söylemişti. Gönül Erden’in kardeşi ve avukatı Zülfikar Erden ise Haziran ve Temmuz ayında gün gün hangi eylem ve etkinliklere katıldığını anlatmış ve ilgili belgeleri mahkemeye sunmuştu.
Bu celsede, Gönül Erden’in belirtilen tarihlerde Türkiye’de bulunduğuna ilişkin iki tanık dinlendi.
Tanık Aylin Akçay Aydoğan, Gönül Erden’i uzun zamandır SES’ten tanıdığını, birlikte yönetim kurulu üyeliği yaptıklarını anlattı. Mahkeme Başkanı’nın sendikada yurt dışına görevlendirmenin nasıl olduğu sorusuna Aydoğan, şu yanıtı verdi:
“Bize davet gelir ve MYK kimin katılacağına karar verir. Temsiliyet önemli olduğu için genelde eş başkanlar katılır. Uygunluk durumu değerlendirilir, mesela benim bebeğim vardı görev almadım. Ya da gençlik faaliyetidir, belli yaşın altındaki kişiler katılır ya da kadınlar üzerine bir çalışmaysa kadın alanından biri katılır. MYK değerlendirir ve ortak kararla belirlenir.”
Zamanlarının büyük çoğunluğunun sendikal faaliyetle geçtiğini kaydeden Aydoğan, “İzni memurlar kadar bile kullanmıyoruz. İzin kullanmak isteyen MYK’ya bilgisini verir, zaman uygunsa kullanılır. Erden ailesine çok bağlıdır, kullandığı bütün izinler onlar için planlanmış ve en asgariye indirilmişti. Mümkün olduğu en alt düzeyde izin kullandı ve ailesi için kullandı” dedi.
Diğer tanık İbrahim Kara da Gönül Erden ile birlikte yönetim kurulunda görev aldığını ve 7 yıl boyunca eş genel başkanlık görevi yaptığını belirterek, “2015 yılı bizim için toplu sözleşme süreciydi. Bunlara hazırlanmamız gerekiyordu. Toplu sözleşme ağustos ayında yapılıyor ve öncesinde Gönül Erden ile birlikte il gezileri yaptık. Programımızı çıkardık. Gönül Erden’in 2015 yılında kardeşi doğum yaptı, İstanbul’a gitti diye hatırlıyorum” dedi.
“HTS Kayıtlarıyla Tanık Beyanlarının Yalan Olduğunu Ortaya Çıktı”
Mahkeme Başkanı’nın, dosyaya eklenen HTS kayıtlarına ilişkin söz almak isteyen olup olmadığını sorması üzerine Av. Türkdoğan, HTS kayıtlarına göre, hem açık hem gizli tanığın beyanlarının yalan olduğunun ortaya çıktığını belirterek, “HTS kayıtlarında bu tarihlerde nerelerde olduğu belli. Bu kayıtlar bile tek başına tutukluluğun artık sona erdirilmesi gerektiğini ortaya çıkarıyor” dedi.
Savcı, mütalaasında, Selma Atabey ve Gönül Erden hakkında “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutukluluğun devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme Heyeti, bir saatlik aranın ardından kararı açıkladı. Atabey ve Erden’in tutukluluk halinin devamına, tutuksuz yargılanan Rona Temelli, Erdal Turan ve Ramazan Taş’ın imza adli kontrolünün kaldırılmasına ancak yurt dışı çıkış yasağının devamına oy birliğiyle karar verildi. Bir sonraki duruşma ise 13 Mart 2023’te.
Ne olmuştu ?
25 Mayıs 2021’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile SES yöneticileri Fikret Çalağan, Belkıs Yurtsever, Rona Temelli, Bedriye Yorgun, Erdal Turan ve Ramazan Taş evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı.
8 gün gözaltında tutulan SES yöneticileri 1 Haziran’da savcılığa çıkarıldılar. Savcı ifade almadan 8 kişiyi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme, adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmalarına karar verdi ancak savcı itiraz etti. İtirazın ardından Gönül Erden hakkında tutuklama kararı çıkarıldı ve 21 Eylül 2021 günü evinden gözaltına alındı. Gönül Erden, 22 Eylül’de tutuklandı.
Soruşturmanın tamamlanmasıyla 8 SES yöneticisine yönelik “örgüt yöneticisi olmak”, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hazırlanan 305 sayfalık iddianame, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkemenin iddianameyi kabul edilmesiyle 6 Nisan 2022’de davanın ilk duruşması görüldü. 5 Temmuz 2022’de görülen davanın ikinci duruşmasında Mahkeme Heyeti, Selma Atabey’in de tutuklanmasına karar verdi.
(AO/EMK)