İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'ne göre 2024'te 71 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Bu yıl Kasım ayı sonunda ise ölen çocuk işçi sayısı 85'i buldu. 2023-2024 ve 2024-2025 eğitim öğretim yıllarında Mesleki Eğitim Merkez'lerindeki (MESEM) en az 15 çocuğun sanayide veya inşaatlarda çalışırken öldüğü kayıt altına alındı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Türkiye Yüzyılı Mesleki Ve Teknik Eğitim Zirvesi”’nin açılış konuşmasında MESEM çocuk iş cinayetleri konusunda yapılan eleştirilerden rahatsız olmadığını belirtti. Tekin’in bu açıklaması hak örgütlerinden ve muhalefet partilerinden tepki çekti. Ayrıca Zirve’de MESEM programını protesto etmelerinin ardından gözaltına alınan Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 17 öğrenciden 16'sı hakkında tutuklama kararı verildi.
Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) Temsilcisi Kansu Yıldırım, zirvenin çocuk işçiliğinin meşrulaştırılmasına nasıl hizmet ettiğini ve bu durumun çocuk hakları ihlallerine nasıl zemin hazırladığını bianet’e anlattı.

MESEM: Çocukların eğitim adı altında işçileştirilmesi
“Şu anda iki milyondan fazla çocuk işçi bulunuyor”
Her dönemde çocuk emeğinin patronlar tarafından sömürüldüğünü belirten Yıldırım, özellikle son yıllarda işgücü piyasasında “olağanüstü bir çocuk işçiliği yoğunlaşmasına” dikkat çekti. Devletin çocuk emeğine yönelik göstermelik hukuki ve bürokratik sınırlamalarının da kalkmış olduğunu söyleyen Yıldırım, çocuk emeğinin bir kamu politikası haline getirilmeye çalışıldığını şu sözlerle belirtti:
“AKP iktidarında “zirveye” ulaşan bir şey varsa o da çocuk işçiliğidir ve çocuk iş cinayetleridir. Şu anda iki milyondan fazla çocuk işçi bulunuyor. Daha önceki yıllarda çocuk emeğinin yoğunlaştığı alan tarım sektörü iken, Türkiye’nin sermaye birikim rejiminin ucuz emeğe dayanan bir yapıda kökleşmesi nedeniyle sanayi ve hizmet sektörlerine kaydı.”
“MESEM’ler çocuk işçiliği kamufle eden bir araç”
MESEM’ler hakkında nicel verilerle süreci değerlendiren Yıldırım, şu detayları verdi:
“2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla toplam 3 bin 954 mesleki eğitim okulda 1 milyon 536 bin 242 öğrenci var. Bunun dışında 408 meslek eğitim merkezinde 420 bin öğrenci çalışıyor ve okuyor. Mesleki ve teknik eğitimdeki zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerin toplam ortaöğretim öğrencilerine oranı yaklaşık %40. Bu oran hem eğitim sistemindeki dönüşümü hem çalışma rejimindeki demografik değişimi de gösteriyor. İSİG Meclisi’nin verilerine göre bu yıl bitmeden 85 çocuk çalışırken öldü. Bu kıyımın arkasında büyük bir sömürü ve rant var. Çocukları “kullan-at” işçi olarak gören bu ekonomik modeli kamufle edebilecekleri bir araca ihtiyaçları vardı; adı da MESEM oldu.”
“Sömürünün yapı taşları; resmi politika belgeleri”
Çocuk işçiliğin sadece işyeri bağlamında düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, erken yaşlarda işgücü piyasasında yer alan her çocuğun biyolojik, fizyolojik ve psikolojik çeşitli risk faktörlerin belirleyiciliği eşliğinde yaşamını sürdürmek zorunda bırakıldığının altını çizdi. Çocuk işçiliğini meşru kılmaya çalışan bir sistemin oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Yıldırım, süreci şu şekilde özetledi:
“Çok tehlikeli işlerde ağır koşullarda çalışan çocuklar meslek hastalıkları maruziyetine daha açıktır. İşyerlerinde varsa kullanılan kimyasal maddeler, ortaya çıkan toz ve partiküller, yük kaldırma veya eşya taşıma gibi ağır fiziksel aktiviteler bedensel gelişimlerini, kas-iskelet sistemlerini olumsuz etkiler. Yoksulluktan ötürü yetersiz beslenme gibi diğer faktörleri da göz ardı etmememiz gerekir.

“Eğitim ve çalışma politikaları patronların istediği şekilde düzenleniyor”
Çocuk işçiliğinin resmi politika belgeleri ve üretim stratejileri ile meşrulaştırılmaya çalışıldığını ifade eden Yıldırım, bunun bir mekanizma dahilinde işletildiğini şöyle açıkladı:
“Özellikle; 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve Ulusal İstihdam Stratejisi’ni bu bağlamda anmamız gerekir. Eğitim ve çalışma politikalarını patronların istediği doğrultuda şekillendiren, mesleki eğitimi köle pazarına dönüştüren stratejiler burada yer alır. Üç metindeki ortak özellik, sermaye ile iş birliğinin geliştirilerek mesleki eğitimin yeniden yapılandırılmasıdır. Şu anda emek yoğun sektörlerin en önemli sorunu nedir? Biri ücretler ise diğeri teşviklere ve finansmana erişim. Bu sektörleri ayakta tutmak için ucuz işçi tedarikinde çocuk işçileri seferber ediyorlar.”

"MESEM'lerdeki çocuk ölümlerinden Yusuf Tekin sorumludur"
“Çocuk işçiliği ‘mesleki eğitim’ adı altında yaygınlaştırılıyor”
Yıldırım, öğrencilerin ve öğretmenlerin de protestolarına neden olan zirvenin 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve Ulusal İstihdam Stratejisi’nin bir parçası olduğunu belirtti. Buradaki amaçları ise şöyle sıraladı:
- Mesleki ve teknik eğitim müfredatının özel sektörle işbirliği içerisinde güncellenmesi
- Staj ve işbaşı eğitimi programlarının yaygınlaştırmasını sağlayacak şekilde yönetim ve finansman konularında özel sektöre daha çok rol ve görev verilmesi
- Mesleki ve teknik eğitim başta olmak üzere tüm örgün ve yaygın eğitim programlarında beşeri sermayenin yeniden yapılandırılması;
- Gençler başta olmak üzere iş gücü verimliliğinin yükseltilmesine yönelik aktif işgücü politikalarının yürürlüğe konması
- Mesleki eğitim müfredatının sektörün ihtiyaçlarına göre hazırlanması
- Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacak mesleki eğitim merkezleri ve meslek liselerinin yer seçiminde OSB’lerin öncelikli hale getirilmesi gibi çocuk işçiliğini “mesleki eğitim” adı altında yaygınlaştıran hedefler silsilesi söz konusu.
(ÇTY/NÖ)




