Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 5 Temmuz 2000’deki Burdur Cezaevi operasyonunda kolu koparılan Veli Saçılık’ın başvurusuyla ilgili kararını bugün açıkladı.
Aynı olayla ilgili 24 kişinin başvurusunda, “işkence ve kötü muamele yasağını” ihlalden suçlu bulunan Türkiye, Saçılık’a ödenen manevi tazminatı geri isteme hakkından men edildi. Türkiye eğer Saçılık’a ödenen tazminatı alırsa, üç ay içinde faiziyle birlikte geri ödemek zorunda.
Saçılık’a verilen yerel mahkemenin hükmettiği tazminatı yeterli bulan AİHM, sadece 2010’dan beri yaptığı mahkeme masrafları için Türkiye’nin Saçılık’a 10 bin Euro ödemesine hükmetti.
Devlet tazminatı geri istemişti
Saçılık’ın İçişleri ve Adalet bakanlıklarına açtığı dava sonucunda kazandığı ve kendisine ödenen 150 bin TL’lik maddi ve manevi tazminat, Danıştay’ın kararı bozması ve sağ kolu iş makinesiyle koparılan Saçılık’ı suçlu bulmasıyla kendisinden geri istendi. Saçılık, bu süreçteki yargılama masraflarını da üstlenmek zorunda bırakıldı.
Bunun üzerine Saçılık, AİHM’de bekletilen davasıyla ilgili mahkemeye tekrar başvurarak son durumu bildirdi. AİHM de iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından bugün karar verdi.
Diğer davaları da etkileyecek karar
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan Avukat Senem Doğanoğlu bianet’e yaptığı açıklamada, müvekkili Saçılık’la ilgili verilen kararda ayrıca iki önemli husus daha olduğuna dikkat çekti:
“AİHM kararında, Saçılık’la ilgili Isparta’daki yerel mahkemenin kararında yer alan ‘kusurlu olduğu’ yönündeki tartışmanın geçersiz olduğu ifade ediliyor. 2011’deki nihai kararında bu tartışmanın kapandığı, Saçılık’a kusur atfedilemeyeceği belirtiliyor."
"AİHM ayrıca, Danıştay’ın Saçılık’ın tazminatı geri ödemesi yönünde karar vererek kendi kararlarını dikkate almadığını gösterdiğinin de altını çiziyor. Bu çok önemli ve AİHM’in yeniden yargılama kararı verdiği diğer herkes için de geçerli olabilecek bir karar. AİHM, verdiği kararların mahkemelerce dikkate alınmak zorunda olunduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ve Türkiye’deki mahkemelerin yeniden yargılama yapıp aynı kararları vermesine karşı tepkili olduğunu, bunun da ayrı bir ihlal olduğunu ifade ediyor."
Avukat Doğanoğlu, Saçılık’ın Sağlık Bakanlığı’na açtığı ve doktorların ihmaline yönelik ayrı bir davanın da Danıştay’da olduğunu, yine Burdur’da açılan “operasyona katılan iş makinelerinin yıktığı duvarın parasının mahpuslardan istendiği” bir başka davanın da Yargıtay aşamasında olduğunu ekledi.
Burdur davasında mahkeme AİHM kararını bağlayıcı görmeyerek duvarın parasının 20 bin TL ve yasal faiziyle birlikte 61 mahpusun ödemesine karar vermişti.
Doğanoğlu, bugünkü AİHM kararının da bu davalarda ve hatta cezaevi operasyonlarıyla ilgili açılan tüm davalarda bağlayıcı olacağını belirtti.
Karşı oy: Türkiye ayrıca tazminat ödesin
AİHM kararında, iki de karşı oy var. Karşı oy verilmesinin bir sebebi, “belli olmayan bir miktarla ilgili karar alınmasının AİHM içtihatlarına uygun olmaması.”
İtiraz eden iki yargıç ayrıca, 2011’deki kararın iç hukukta etkin soruşturma yapılmamasıyla ilgili olduğunu, burada da cezai soruşturmanın yürütülmesiyle ilgili bir karar verilmesi gerektiğini belirterek Saçılık’a aynı sebeple ek olarak tazminat verilmesi gerektiğini ifade etti. (AS)