İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesinden Adnan Öğrü ve Veysel Kurtuluş Alabaş ile Beyhan Günyeli’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu sonuçlandı.
Mahkemenin bugün açıkladığı kararla, barışçıl eyleme katıldıktan sonra para cezasına çarptırılan üç hak savunucusuna verilen cezayla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesinde düzenlenen toplanma ve gösteri hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Türkiye başvurucuların mahkeme masrafını ödemeye mahkum oldu.
Bir mahkeme cezayı kaldırdı
Beyhan Günyeli, Adnan Öğrü ve Veysel Kurtuluş Alabaş, Aralık 2009 ve Nisan 2010 tarihleri arasında Adana’da çeşitli barışçıl eylem ve basın açıklamalarına katıldı.
Öğrü üç eyleme, Alabaş beş eyleme, Günyeli de bir eyleme katıldı. Katıldıkları tüm eylemler basın açıklamasının okunmasının ardından, polis müdahalesi olmaksızın sonlandı.
Ancak Adana Valiliği’nin Kasım 2009’da getirdiği eylem ve etkinlik yasağı gerekçe gösterilerek, üç kişiye de, katıldıkları her basın açıklaması için ayrı ayrı 143’er lira idari para cezası kesildi.
Öğrü, Alabaş ve Günyeli para cezalarına itiraz etti, itiraz başvuruları mahkemece reddedildi. Bölge İdare Mahkemesi, para cezalarının kanuna uygun olduğuna hükmetti.
Ancak Öğrü’ye verilen para cezalarından biri, mahkemece kaldırıldı. İdare Mahkemesi, Öğrü’ye verilen cezanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesindeki örgütlenme ve toplanma özgürlüğüne aykırı olduğuna karar verdi.
Üç hak savunucusu da diğer cezalarla ilgili AİHM’e başvurdu. 2010 ve 2011 yıllarındaki başvurularında, ifade özgürlükleri ile toplanma özgürlüklerinin ihlal edildiğini belirttiler.
“Demokratik toplumun temel taşı”
Hükümet AİHM’e verdiği savunmada, “para cezalarının çok hafif olduğunu, başvurucuların ağır bir ihlale uğramadığını” ileri sürdü.
AİHM ise bugün açıkladığı kararında, para cezalarının hafif olmasına ve başvurucuların maddi durumlarına büyük bir zarar vermemiş olmasına rağmen, cezaların birden fazla olmasına dikkat çekildi.
Ayrıca, başvurucuların insan hakları savunucusu olmasından hareketle, para cezalarının, toplantı ve gösteri hakkının kullanımı üzerinde daha ciddi etkileri olabileceği ifade edildi:
“Barışçıl gösteri hakkı, demokratik toplumun temel taşıdır. Bu sebeple mahkeme, Hükümetin itirazını reddediyor.”
AİHM kararında, para cezalarına yapılan itirazların mahkemece değerlendirme aşamasında da hukuksuzluklar olduğunu tespit ettiklerini ifade etti:
“Hak savunucularının mahkemeye yaptıkları itirazları değerlendiren hakimler, verdikleri ret kararlarında gerekçe olarak, tam olarak doğrulanmamış polis tutanaklarını gösteriyor. Hakimler, barışçıl gösteri hakkıyla toplum düzeninin korunması arasında bir denge gözetmişe de benzemiyor. Mahkemeler, başvurucuların haklarına müdahale edildiği kuşkusuyla orantılı şekilde karar vermeliydi.” (AS)