Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda yer alan “toplantı ve yürüyüşlerin güneş batmadan bitirilmesi, yollarda yapılamaması ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmaması” hükümlerini iptal etti.
Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) 119 milletvekili, 2911 sayılı kanunun bazı maddelerinin iptali istemiyle AYM'ye başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı, bugün Resmi Gazete'de yayınlandı.
Anayasa’daki gösteri hakkı hatırlatıldı
Başvuruda, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'ndaki şu maddelerin iptal edilmesi istenmişti:
6. madde: “İl ve ilçelerde, toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergahının mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir.”
7. madde: “Toplantı ve yürüyüşlere ve bu amaçla toplanmalara güneş doğmadan başlanamaz. Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24.00'e kadar yapılabilir.”
22. madde: “Genel yollar ile parklarda, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesislerde ve bunların eklentilerinde ve TBMM'ye bir kilometre uzaklıktaki alan içinde toplantı yapılamaz ve şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez.”
Anayasa Mahkemesi, bugünkü kararıyla, “toplantı ve yürüyüşlerin güneş batmadan bitirilmesi, genel yollarda yapılamaması ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmaması” hükümlerini iptal etti.
Kararda, Anayasa'nın 34. maddesinde, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” ifadesinin yer aldığı hatırlatıldı.
“İfade özgürlüğü” ve “demokrasi” vurgusu
Kararda, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, ifade özgürlüğüyle yakından ilgili olduğu ve demokratik toplumun temelini oluşturduğu vurgulandı.
Anayasa Mahkemesi ayrıca, demokratik bir toplumda ifade özgürlüğüne gösterilen önem ve hassasiyetin, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı için de sergilenmesi gerektiğinin altı çizildi.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, memleket meselelerinin barışçıl yöntemlerle ve uzlaşı yoluyla çözülebilmesine de imkan sağladığı belirtilen kararda şu değerlendirme yer aldı:
“İfade edilen görüş ve eleştiriler ne derece sert ve rahatsız edici olursa olsun, şiddet içermediği ve barışçıl niteliğini koruduğu müddetçe, yetkili makamların her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşüne tahammül göstermesi ve hoşgörüyle yaklaşması demokrasinin bir gereğidir.”
Gösteri ve toplantı yürüyüşünün düzenlendiği mekanın, açıklanan düşüncenin muhataplarına ulaşabilmesi ve tesir oluşturabilmesi bakımından önemli olduğuna işaret edilen kararda, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılabilecek alanların, mahallin en büyük mülki amirince belirlenen yer ve güzergahla sınırlandırılmasının, bireylerin toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılacağı mekanı seçme hakkına müdahale teşkil ettiği de ifade edildi.
“Gündelik yaşam, yürüyüşten etkilenebilir”
Ayrıca kamuya açık alanlarda, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesinin, diğer insanların hak ve özgürlüklerini belli ölçüde sınırlandırabileceği ancak bunun toplantı ve yürüyüşün yasaklanmasını gerektirmediği belirtildi.
“Demokratik bir toplumda, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına ancak zorlayıcı nedenlerin bulunması koşuluyla müdahale edilebilir. Dava konusu kurallarda, gündelik yaşamın etkilenme boyutuna yönelik herhangi bir ölçüt getirilmemiştir. Bu, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yapılan müdahaleyi demokratik bir toplumda gerekli olmaktan çıkarmakta ve ölçüsüz hale getirmektedir.”
“Müdahale, gerekli ve orantılı değil”
2911 sayılı kanunun itiraz edilen maddelerinden birisi de toplantı ve yürüyüşlerin başlama ve bitiş zamanlarını belirleyen 7. Maddeydi.
Anayasa Mahkemesi bu maddeyle ilgili şu kararı verdi:
“Kamu düzeni bakımından tehdit oluşturmayan ve barışçıl niteliğini koruyan toplantılarda, toplantıya katılanların şiddet içermeyen yöntemlerle düşünce ve kanaatlerini açıklama fırsatı bulmasının, demokratik bir toplumda hoşgörüyle karşılanması gerekir. İtiraz konusu kuralla, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yapılan müdahale, demokratik bir toplumda gerekli ve orantılı bulunmamaktadır.”
Bu hükmün iptali, karar Resmi Gazete'de yayımlandıktan 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
“Aşırı ve katlanılamaz düzeyde zorlaştırıyorsa”
İtiraz edilen konulardan bir diğeri de toplantı yapılamayacak yerler arasında sayılan “genel yollar” ibaresiydi.
Kararda bu hükümle ilgili şu ifadeler yer aldı:
“Genel yol niteliği taşıyan bir yerde toplantı düzenlenmesinin trafiği aksatacak olmasının, o yerin toplantıya kapatılmasını haklı kılabilmesi için gündelik yaşamın 'aşırı ve katlanılamaz' düzeyde zorlaşması gerekmektedir. İtiraz konusu kuralda, gündelik yaşamın etkilenme boyutuna yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, genel yollarda toplantı yapılması mutlak olarak yasaklanmaktadır. Bu ise toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yapılan müdahaleyi, demokratik toplumda gereksiz ve ölçüsüz hale getirmektedir.” (AS)