İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü bağlamında ele alınan Ataman Grubu Türkiye Kararlarının Uygulanması İzleme Raporu’nu açıkladı.
Gordion Hotel'de yapılan toplantıya raporu hazırlayan Doç. Dr. Başak Çalı ile Yrd. Doç. Kerem Altıparmak katıldı.
"Ataman Grubu Davaları” olarak adlandırılan kararlar, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlalleri ve/veya göstericiler dağıtılırken uygulanan aşırı ya da orantısız güç sebebiyle başvurucuların kötü muameleye tabi tutulmalarına ilişkin kesinleşmiş Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ihlal kararlarıdır.
Ataman Grubu Davaları AİHS'nin 11. (toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, 3.(işkence yasağı) ve 13. (etkili bir hukuki yola başvurma hakkı) maddelerinin ihlalleri olarak karşımıza çıkıyor.
Davaya konu olan farklı illerde yapılan gösterilerde F tipi cezaevi koşulları protestolarından NATO Zirvesi protestosuna, ABD’nin Irak’ı işgalinden, İşçi Bayramı mitinglerine, Yüksek Öğretim ve Sosyal Güvenlik yasalarında yapılan değişikliklerin protesto edilmesine kadar geniş bir yelpaze var.
Ataman kararıAvukat Oya Ataman, İnsan Hakları Derneği'nin Nisan 2000'de F tipi cezaevlerindeki uygulamalara karşı basın açıklamasını polis şiddet kullanarak dağıtınca, yasal yollara başvurmuş ama hem savcılık hem de Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi "takipsizlik" kararı vermişti. |
45 kesinleşmiş dava var
Bu gruba ismini veren ilk dava olan Oya Ataman-Türkiye kararı, 5 Aralık 2006'da hükme bağlandı. Ataman Grubunda Kasım 2014 itibarı ile kırk beş kesinleşmiş dava bulunuyor.
Hâlihazırda AİHM, Ataman Grubu ile benzer hak ihlalleri içeren yeni davalar görmeye devam ediyor. İşte bu sebeple AİHM, Ataman Grubu davalarında ortaya çıkan ihlallerin sistematik özelliklere sahip olduğunun altını çiziyor.
Kararlarda beş temel bulgu
Rapor, söz konusu kararlardaki temel bulguları, bu bulgular çerçevesinde ulusal düzeyde alınan önlemleri ve tavsiyeleri içeriyor.
Raporu hazırlayan Doç. Dr. Başak Çalı, bu kararların hepsinde toplantı özgürlüğünün ihlali, cezasızlık ve işkencenin iç içe olduğunu belirterek kararlarda beş temel bulgu olduğunu ifade etti:
"1. Barışçıl gösterilere müdahale Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesine aykırı.
"2. Barışçıl olmayan gösterilerde barışçıl şekilde eylem yapanların hedef alınması AİHS’in 11. ve 3. maddelerine aykırı.
"3. Barışçıl ve barışçıl olmayan gösterileri dağıtmak için orantısız güç kullanımı (göz yaşartıcı gaz veya fiziksel kuvvet yoluyla) AİHS’in 11. ve 3. maddelerine aykırı.
"4. Barışçıl eylemcilerin iç hukukta yargılanmaları AİHS’in 11. maddesine aykırı.
"5. Polis memurlarının ve amirlerinin toplantı ve gösterilerde 3. madde ihlali niteliğine bürünen tasarruflarının etkin olarak soruşturulmaması 3. maddenin usül bakımından yüklediği pozitif yükümlülüklere aykırı."
"2911 sayılı yasa kalkmalı"
Yrd. Doç. Kerem Altıparmak ise 2013'te 38 bin gösterinin 33 binine müdahale edildiğini hatırlattı:
"Hükümet diyor ki 2013'te 4564 gösterici yaralandı. Oysa Türk Tabipleri Birliği'nin verileri sadece Gezi zamanında 8 binden fazla insanın yaralandığını gösteriyor. Aslında insanlar yaralansa bile gözaltına alınırım korkusuyla hastaneye bile gitmiyor. Son üç yılda 102 binden fazla kişiye memura mukavemetten dava açılmış. 41 bin 500 kişi bu suçtan mahkum edilmiş.
"2911 nolu Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun düzelme ihtimali yok, kalkması lazım. Çünkü mesela 6. madde yer ve güzergahı düzenler. Vali belirledikten sonra o güzergah dışında toplanamazsın ve güneş batmadan dağılmak zorundasın. Gezi'yi düşünelim. Bu yasaya göre Gezi Parkı ile ilgili protestonuzu parkta ya da yanı başındaki Taksim Meydanı'nda değil Çağlayan'da yapmanız gerekirdi. Bu yasa 'bir toplantıyı nasıl yaptırmam' yasasıdır. Yeni güvenlik paketi de 'nasıl daha fazla cendereye alırım, mantığıyla yapıldı. Yeni paket kısaca 'Ethem Sarısülük'ü vuran polis beraat etsin', diyor. Örgütlenebileceğimiz az sayıda mekan var: biri sosyal medya öteki sokaklar." (EG/NV)
2911 sayılı yasa ya değişmeli ya kalkmalıRaporda TBMM'ye şu tavsiyeler verildi: 2911 Sayılı Yasayı acilen AİHS'in 11. maddesinin ve Anayasa'nın 34. maddesinin amacına ve ruhuna uygunluğunu sağlayacak şekilde gözden geçirin ya da kaldırın. Yeni hukuki düzenlemenin şekli ne olursa olsun barışçıl toplantı yapma hakkına, toplantının yeri ve zamanı gözetilmeksizin en yüksek korumayı sağlamalı. Barışçıl ve barışçıl olmayan toplantı ayrımı yapmasını sağlamalı. Barışçıl gösterici ve toplantı katılımcılarının haklarına toplantının yeri, zamanı ve toplantı sırasında ortaya çıkan şiddetin oranı gözetilmeksizin en yüksek korumayı sağlamalı. Barışçıl gösteri ceza hukukuna konu olmamalıBarışçıl göstericileri asla ceza hukukunun konusu yapmamasını sağlamalı. İşkence, insanlık dışı ve alçaltıcı muamele yasağının öngörüdüğü standartları barışcıl göstericiler, gösteri muhitinde gösteri amaçlı bulunmayan bireyler ve gösteri sırasında gözaltına alınan bireyler açısından karşılamasını sağlamalı. Barışçıl olan toplantıda şiddete başvuran olması halinde kolluğun öncelikli görevinin toplantıyı dağıtmadan bu kişileri ayırmak olmasını sağlamalı. Biber gazındaki yasal boşluk kalkmalıAcil olarak Abdullah Yaşa ve diğerleri kararının biber gazı kullanımı konusunda öngördüğü yasal düzenleme boşluğunu kararın öngördüğü standartlar ışığında ortadan kaldırmalı. Polisin kullanabileceği güç ile ilgili düzenlemenin CPT standartlarına uygun bir yasa ile yapmalı. Yeni yasal düzenlemenin gaz kullanımı da dahil olmak üzere ayrıntılı angajman kurallarını, kurallara uymayanların uğrayacakları yaptırımları ve mutlaka kolluk amirlerinin sorumluluğunu ayrıca hükme bağlamasını sağlamalı. Acil olarak kolluk güçlerinin toplantı ve gösterilerle alakalı olarak yaptıkları tüm tasarrufların bağımsız bir kurum tarafından tasarruf sonrası bir tarihte değerlendirilmesini ve gözden geçirilmesini sağlayan bir yasal düzenleme yapmalı. |