Burası, oraya göre daha fazla korkulacak bir yer. Orada polis pek göze çarpmıyor, kimse polisten korkmuyordu. Ama burada, polisleri görünce korkuyoruz hepimiz diyor ve ekliyor, Ben barışın olduğu bir yerde büyümek istiyorum.
Diyarbakır sokaklarında, yaklaşık bir aydır gergin bir hava var. KADEKin 1 Eylülde ateşkesi sona erdirdiği yönündeki açıklamalar, sıklaşan kimlik kontrolleri ve artan polis noktaları, savaş günlerinin acılarını yaşamış olanları tedirgin ediyor.
Ben ve Rahşan Ecevit, niye eşit değiliz?
Savaşın acılarına tanıklık etmiş kadınlar da eski günlere dönmekten ve yeni acılar yaşamaktan endişeliler. Savaş günlerinde yaşadıklarını unutmuyorlar
18 yaşındaki kardeşimi Newroz kutlamaları sırasında öldürdüler, gururumuzu incittiler. Milletimiz topyekun aç, yoksul perişan diyor 44 yaşındaki Halide Demir.
Unutulmayacak acılar yaşadık derken, anımsıyor ve soruyor: Savaş sırasında bir gerillayı ölmeden panzere bağlayıp dolaştırdıklarını, sonra da başını taşla ezdiklerini hatırlıyorum. Şimdi aynı şeyler mi yaşanacak?
Korkmuyoruz, her şeye hazırız. Timleri görünce gıcık alıyor ama, onlardan kormuyoruz diyen Demir, bir şeyi merak ediyor: Herkes aynı olsun, ma, ben ve Rahşan Ecevit niye eşit değiliz?
Psikologlara götürdüler beni hep
50 yaşındaki Neriman Ekmez, evde çalışıyor. Barış iyidir diyor Ekmez, Gidenler gitti. İçimizdeki acılar çıkmaz ama, artmasını istemiyoruz.
Savaş döneminde depresyona girdiğini, psikolojik tedavi gördüğünü anlatıyor, Aynı şeylerin tekrar etmesini istemiyorum. Artık hayat gözümde karardı diye ekliyor.
Barışta ısrarcıyız
Muhasebeci Zelal Sevgi, 24 yaşında. Barışın sürmesi için KADEKin de devletin de üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiği görüşünde. Bir yol haritasından bahsediyor, Yani, savaş olmayacak söylendiğine göre diyor.
Kalıcı barışın sağlanması ve gerginliklerin son bulması için devletin Avrupa Birliği (AB) kriterlerini gerçekleştirmesini istiyor.
Türkiye savaşla bir şey kazanamaz diyen Sevgi, 1 Eylülün öncesinde ve sonrasında Diyarbakırda hissettiği değişimi şöyle özetliyor:
Silvanlıyım. Yıllar sonra, yine tam da 1 Eylül arifesinde provakatif olaylar yaşandı. Bu da bizi korkutuyor. Barışı istemeyenler, halkın gözünü korkutmaya, huzuru bozmaya çalışıyor. Biz savaştan çok zarar gördük ve barışta ısrar edeceğiz.
Her şey, eskisinden de kötü olur
3 Eylülde Kızıltepeye giden, Diyarbakıra döndüğünde yoğun bir gerginlikle karşılaştığını söyleyen 21 yaşındaki Özlem Kaya da, Tekrar eski günleri yaşamak istemiyorum diyor.
Cafe işletmecisi Kaya, sözlerini Zaten yeteri kadar bezdik bu hayattan Akşam eve giderken tedirgin oluyoruz. Bağlarda, bir sürü özel tim görüyorum artık. Silopi ve Bingölde yaşananlar da bizi çok korkutuyor diye sürdürüyor.
26 yaşındaki Asiye Gözyan ise, yeni bir savaş döneminin eskisinden çok daha yoğun ve sert geçeceğini savunuyor.
İnsanlar aynı insanlar değil, görüşler de aynı değil artık. Bunca olaydan sonra bir kadın olarak, eğer bir şeyler yine başlarsa, ben de üstüme düşeni yaparım diyor. Savaşa katılırım demiyorum ama, üstüme düşeni de yaparım diye tekrarlıyor.
Bakışlar yine sertleşti
19 yaşındaki tezgahtar Neslihan Bulut ve 23 yaşındaki işsiz Suna Yalçın da, Diyarbakırda gerginliğin arttığı konusunda hemfikirler. Savaş olacağını düşünmek istemiyoruz diyorlar.
Bulut, Gerginlik var burada, adım başı polis doldu yine derken, Yalçın Diyarbakırdaki gerginliği Sokaklarda bir hareketlilik var son günlerde, aramalar arttı, panzerler arttı. Hatta sokakta polisle halkın birbirine olan bakışları yine sertleşti diyerek özetliyor. (BB)