Haberin Kürtçesi için tıklayın
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medyada paylaştığı haberler ve haberlere ait görseller gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası” suçlamasıyla gazeteci Abdurrahman Gök’e verdiği 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasının gerekçesini açıkladı.
Mahkeme gerekçeli kararında, Gök’ün paylaşımlarının yaptığı haberler olduğu bilgisine yer vermedi. Gök’ün gazeteci olduğu da gerekçeli kararda yer almadı.
Yine ayrıca Gök, YPG’liler ve onlara ait sembollerin görselini paylaşmakla suçlanmasına rağmen mahkeme YPG’nin 2014’te Türkiye tarafından “terör örgütü” olarak kabul edilmediğini bilgisini de gerekçeli kararında belirtmedi.
Mahkeme, konuyu sorduğu İçişleri Bakanlığı’nın, söz konusu tarihte YPG’nin “terör örgütü” olarak kabul edilmediği yönündeki cevabına da gerekçeli kararında değinmedi.
Mahkeme, YPG’liler ve YPG sembollerinin paylaşılması nedeniyle verilen cezasının gerekçeli kararında YPG ismini anmadı. Paylaşılan haber fotoğraflarının YPG’ye değil PKK’ye aitmiş gibi değerlendirme yaptı.
Savunması suçtan kurtulmaya yönelikmiş
Mahkeme, İçişleri Bakanlığının PKK isminin yaygınlaşmaması amacıyla “Bölücü Terör Örgütü (BTÖ)” kavramının kullanılması için daha önce resmi kurumlara verdiği talimata uyarak, paylaşılan YPG’lilerin fotoğrafını “BTÖ” mensubu olarak nitelendirdi.
Mahkeme PKK’nin tarihçesini anlatarak gerekçeli kararında, Yargıtay’ın kararlarında, propaganda fiiline dair yapılan tanımlamalara yer verdi. Gök’ün paylaşımlarının şiddeti ve cebiri meşru gösterdiğini belirtti.
Mahkeme gerekçeli kararında, Gök’ün savunmasında o dönemde YPG’nin “terör örgütü olarak” görülmediği, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun PYD yetkilileriyle Ankara’da görüştüğü, söz konusu paylaşımları kendisinin yaptığı, yayınladığı fotoğrafların haber görselleri olduğunu yönündeki savunmasını içinse “suçtan kurtulmaya yönelik olduğu” değerlendirmesi yaptı.
Temur: Haberleri gerekçeli kararda yok
Abdurrahman Gök’ün avukatı Resul Temur, açıklanan gerekçeli kararı, “Tüm yargılama aşamasında Gök’ün gazeteci olduğunu gösterir evrak ve kimlik örneklerini, dosyada yer alan fotoğrafların yer aldığı haber çıktıları ile birlikte mahkemeye sunmamıza rağmen mahkemenin ilgili belgeleri gerekçeli kararında tartışmadığını görüyoruz.” şeklinde değerlendirdi.
Temur “Bu durum aslında mahkemenin somut delillerini dosya kapsamında özgün bir şekilde tartışmadan ceza vermeye dönük ön kabul ile hareket ettiğini göstermektedir. Cezalandırmaya esas alınan fotoğrafların Gök tarafından bulunduğu çatışmalı alanlarda, çatışmanın ve haberin öznesi olarak çekildiği, bu görüntülerin haberlerinin yapıldığı ve yayınlandığını görmezden gelen mahkeme, temelde maddi gerçeği anlamaya çalışmak yerine gazeteciyi sadece yaptığı haberin fotoğrafını kullandığı için cezalandırmaktadır.” diye konuştu.
İlgili haberi yapmanın ve haberlere konu çektiği fotoğrafların neden suç unsuru olduğu gerekçeli kararda açıklanamamıştır.” diye konuştu.
Gök: İddianame aşamasında karar
Abdurrahman Gök ise, “Zaten savunmamın tamamında iddia makamının suç delili diye isnat ettiği her iddianın gazetecilik faaliyetleri olduğunu kanıtlarıyla ortaya koydum, hepsini kanıtladım, hepsini savundum. Bu temelde her duruşmada, hem yazılı hem de sözlü olarak sayfalarca savunma yaptım. Ancak buna rağmen gerekçeli kararda güya benim cezadan kaçınmam için bu savunmayı yaptığıma dair bir cümleye yer vermeleri komik geldi. Bu da mahkemenin daha iddianame hazırlanırken hüküm verdiğinin kanıtı oluyor. Duruşmaların tamamının yapılmış olması sadece bir hukuk mizansenin sergilenmesi oldu.” ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - Kemal Kurkut'un öldürülme anını fotoğraflayan gazeteciye hapis cezası
Ne olmuştu?Abdurrahman Gök, 21 Mart 2017'de Diyarbakır Newroz'unda üniversite öğrencisi Kemal Kurkut'un polisler tarafından kurşunlanarak öldürülmesi anını kare kare fotoğrafladı. Gök, olaydan 8 gün sonra 29 Mart'ta avukatlarıyla birlikte Diyarbakır Adliyesi'ne giderek, olayla ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı'na ifade verdi. Gök, savcının talebi üzerine çektiği 26 fotoğraf karesi de savcılığa teslim etti. Bu olaydan birkaç hafta sonra 20 Nisan 2017'de polisler Gök'ün Diyarbakır Bağlar'daki evine baskın yaptı, gazetecinin bulunmadığı evde arama yapan polis dört kitap ile bir derginin yanı sıra Gök'e ait kullanmadığı 2 telefona el koydu. Daha sonra da haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, sosyal medya paylaşımları ve yaptığı haberler gerekçe gösterilerek Gök'e “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla 7 yıldan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Beşinci duruşmada mütalaa veren savcı, “silahlı terör örgütüne üye olmadan” üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığını belirterek suçlama nedeniyle hakkında beraat kararı verilmesini istedi. Savcı, Gök’ün sosyal medya hesaplarında farklı tarihlerde yaptığı beş ayrı paylaşıma ise “zincirleme örgüt propagandası yapmak” suçundan cezalandırılmasını talep etti. Gök, söz konusu fotoğrafı ile Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri – Jüri Özel Ödülü'ne layık görülmüştü. |
(HA)