Haberin Kürtçesi için tıklayın
Örgüt üyeliği (TCK 314/2) ve örgüt propagandası (TMK 7/2) suçlamasıyla 20 yıla kadar hapsi istenen gazeteci Abdurrahman Gök, tutuklandıktan yaklaşık 5 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktı.
Gök, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada iddianameye karşı savunma yaptı. 20 yılı aşkın süredir gazetecilik yaptığını söyleyen Gök "Çatışmalı alanlarda bulundum. İran, Irak ve Türkiye'de gazetecilik yaptım. 2017 Newroz'unda polislerin öldürdüğü Kemal Kurkut'un fotoğraflarını çektim. Fotoğraflar yayınladıktan sonra hakkımda 5 defa soruşturma açıldı. Fotoğrafın ardından emniyet mensupları hakkında dava açılınca baskı arttı. Bu davanın asıl motivasyonunun çektiğim Kemal Kurkut fotoğrafları olduğunu düşünüyorum" dedi.
Etkin pişmanlıktan faydalanandıktan sonra açık tanık yapılan Ümit Akbıyık'ın iddianamedeki beyanlarına karşılık da Gök, "PEL prodüksiyon da çalıştığımı söylüyor. Ben orada çalışmadım, onun yalan ifadeleriyle tutuklandım" diye konuştu.
Mustafa Gezgör'ün "Zaman'ın Ardından", İbrahim Kaya'nın "Uçurum Çiçekleri" ve Sefkan Kobanê'nin "Kobanê Direniş Güncesi" kitaplarıyla ilgili yazılar yazmakla suçlanan Gök buna karşılık da kitapların Kültür ve Turuizm Bakanlığı ile Basın Savcısının onayıyla çıktığını söyledi. "Savcısının izin verdiği kitabı sanki ben yazmışım gibi yargılanıyorum" dedi.
"Yargılama mükerrer"
Gök'ün ardından avukatları Resul Temur ve Mehmet Emin Aktar beyanda bulundu. Temur, tanık Ümit Akbıyık'ın ilk ifadesinde müvekkilinin ismini vermediğini daha sonraki süreçlerde savcının "Abdurrahman Gök'ün ismini ver" dercesine müvekkili hakkında beyan almaya çalıştığını ifade etti. Temur, "Dosyanın tamamına bakıldığında müvekkilimin 'örgüt üyesi' olduğuna dair delil yok. Kolluk ve savcılık bunun böyle olduğuna dair yorumda bulunmuş. Bu sadece müvekkilime yönelik değil mahkemeyi de baskı altına almayı dayatıyor" diye konuştu.
Temur, Gök'ün daha önceki yargılamalarında da aynı suçların dosyada olduğunu aktardı. "Yargılama mükerrerdir" dedi.
Savcı tutukluluğun devamını istedi
Savunmalarının ardından söz alan savcı, Gök’ün tutukluluğunun devamını istedi. Gök buna karşılık "Anlattıklarım neden tutuklandığımın göstergesi. Yaptığım her haberi savundum. Ben yargılanmadan kaçmadım. 22 yıl ceza ile yargılandığım duruşmaya bile katıldım. İçeride de dışarıda da olsam gazetecilik yapmaya devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
Avukatlar ise 25 Nisan’dan beri tutuklu bulunan Abdurrahman Gök’ün tahliyesini talep etti.
Mahkeme, tanığın dinlenmesine ve Gök’ün tutukluluğunun devamına hükmetti. Davanın bir sonraki duruşması 5 Aralık’ta görülecek.
Öte yandan duruşmayı Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temslicisi ve bianet Medya Özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu ile Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret de izledi.
Duruşma öncesi eylem
Öte yandan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaparak Gök’ün serbest bırakılmasını istedi.
Gazetecilere, Yeşil Sol Parti milletvekilleri Serhat Eren, Cengiz Çandar ve Meral Danış Beştaş, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri destek verdi.
Burada konuşan DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, Abdurrahman Gök ile birlikte bugün tutuklu bir başka gazeteci Mehmet Şah Oruç’un duruşması olduğunu hatırlattı. “Bugün burada yine gazetecilik yargılanıyor” diyen Altan “Gazeteci arkadaşlarımızın bir suç işlemediğini biliyoruz. Onların yeri cezaevi değil. Onların burada haber takip etmesi gerekiyor. Gazeteciler susmayacak. Gazeteciler yazmaya devam edecek” diye konuştu.
MKGP Sözcüsü Roza Metina da gazetecilerin hukuksuz bir şekilde tutulduğunu söyledi. Metina, Gök’ün Diyarbakır’da 2017 Newroz’unda polisler tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un öldürülüşünü fotoğrafladığını için hedef alındığını belirtti “Sesimizi kısamayacaklar” diye seslendi.
Cengiz Çandar, “Basın özgürlüğü Türkiye’de ayaklar altında. İçerde yargılanan bir gazeteci ama burası polislerden, helikopterlerden geçilmiyor. Bunlar sona ermeden Türkiye’ye demokrasi gelmeyecek. Herkes biliyor Kemal Kurkut’un intikamı alınıyor Gök’ten. Bizim tek istediğimiz onun özgürlüğü” diye konuştu.
Sezgin Tanrıkulu da, “Bu coğrafyada Musa Anter’in çocukları, kardeşleri hakikat mücadelesinden hiç vazgeçmediler. Sizler olmasaydınız, Roboski ve Ceylan Önkol olayı bu kadar çıplaklığıyla ortada olmazdı. Yine 12 kurşunla öldürülen Uğur’un ölümü bu kadar çıplaklıkla gözümüzün önünde olmazdı. Bu bedel neyse hep beraber ödüyoruz, ödemeye de devam edeceğiz. Ama bunun sonunda bilin ki, özgürlük, barış ve adalete kavuşacağız” dedi.
Ne olmuştu?Abdurrahman Gök'ü yargı tacizi altına alan olayların başlangıcı dihaber editörüyken 2017 Newroz'unda Diyarbakır'da çektiği Kemal Kurkut fotoğrafları. Gök, üniversite öğrencisi olan Kemal Kurkut'un polis ateşiyle öldürülmesi anını kare kare fotoğrafladı. Bununla birlikte Diyarbakır Valiliği'nin Kurkut'u canlı bomba olmakla suçladığı açıklamaları boşa düştü. Fotoğrafların yayımlanmasının ardından Gök'e yönelik polis ve yargı tacizi başladı. Bu olaydan birkaç hafta sonra 20 Nisan 2017'de polisler Gök'ün Diyarbakır Bağlar'daki evine baskın yaptı, "Örgüt üyeliği" ve "örgüt propagandası" suçlamasıyla 7 yıldan 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılandı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi propaganda suçlamasıyla Gök'e 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Diyarbakır'da yürütülen "KCK soruşturması" kapsamında da 9 Ekim 2018'de çok sayıda gazeteciyle birlikte gözaltına alındı. İddia Gök'ün KCK'nın basın yayın komitesi içerisinde faaliyet yürüttüğüydü. Gözaltı işlemleri üç gün sürdü. 12 Ekim 2018'de adli kontrolle serbest bırakıldı. Gök'le ilgili iddianame, gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan yaklaşık iki yıl sonra tamamlandı. "Silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "basın yoluyla terör örgütü ardıl propagandası yapmak" ile suçlandı. Savcılık, Gök'ün 9 yıl 4 ay 15 gün 28 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen hapis cezalarını talep etti. Dava sürüyor. Bu davada neyle suçlanıyor?Savcı Kübra Nur Kızar, hazırladığı iddianamede Gök'ü 'örgüt üyeliği (TCK 314/2)' ve 'örgüt propagandası (TMK 7/2)' yapmakla suçlandı. 20 yıla kadar hapsini istedi. Savcılık, 14 sayfalık iddianamenin ilk 3 sayfasında KCK'nin tanımını yaptı. Sonraki 3 sayfada da "etkin pişmanlıktan" faydalanan ve açık tanık yapılan Ümit Akbıyık'ın beyanları yer aldı. Akbıyık, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 'örgüt adına avukatlık yapmakla' suçladığı ve yine Diyarbakır'da yapılan operasyonlarda gözaltına alınan avukatların dosyasında da tanık olarak geçiyordu. Savcılık Gök'ün 2021 ve 2022'de kaleme aldığı yazıları da suçlama konusu yaptı. Savcılık Gök'ü, Mustafa Gezgör'ün "Zaman'ın ardından", İbrahim Kaya'nın "Uçurum Çiçekleri" ve Sefkan Kobanê'nin "Kobanê Direniş Güncesi" kitaplarıyla ilgili yazılar yazmakla suçladı. Gök'e isnat edilen suçlar arasında Mezopotamya Ajansı'nda "Dağ-ı Devran: Tutkulu bir yolculuğa davet" başlıklı haberde Selahattin Demirtaş'ın Devran ve Leyla kitaplarının Kürtçe çevirisi ile Harun Doğan'n Dağ-ı Devran şiir kitabının tanıtımları da yer aldı. Savcılığın suça delil olarak gösterdiği yazılardan biri de ağır zihinsel ve bedensel engelli iki yetişkin oğluyla birlikte yaşayan ve gizli tanık beyanıyla tutuklanan 70 yaşındaki Elif Kısa'nın oğlu Ahmet Kısa'nın beyanlarının yer aldığı haber. Gök'ün, 70 yaşındaki Elif Kısa'nın 3 Aralık 2020'de tutuklanarak Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulan duyma ve konuşma engelli oğlu Ahmet Kısa'nın dönemin Adalet Bakanı Abdullahamit Gül'e gönderdiği mektubu "Ahmet Kısa'dan Adalet Bakanı'na mektup: Hakim diyor ki anan Adalet Bakanı onayıyla 'yardım yataklık' yapmış" başlığıyla haberleştirmesi de iddianamede yer aldı. Savcılık, Gök'ün 2014'te IŞİD'in Kobane saldırısı sürecinde haber takibi sırasında çekip YouTube kanalında paylaştığı "Kobanê: Ne fîlm e ne belge fîlm e!" başlıklı videonun da suç niteliği taşıdığını iddia etti. Gök'e ait HTS arama kayıtlarında, aynı iş yerinde çalıştığı kişilerle yaptığı telefon görüşmeleri de savcılık için "örgüt üyeliği"ne gerekçeydi. Savcılık, Gök'ün çalıştığı Mezopotamya Ajansı'nın yasal olarak ödemek zorunda olduğu SGK primlerinin yatırılmasını da örgüt üyeliği suçlamasına delil olarak gösterdi. |
TIKLAYIN - Dört gazeteci tutuklandı
TIKLAYIN - Tutuklu gazeteci Gök'ün iddianamesi kabul edildi
TIKLAYIN - Gazeteci Abdurrahman Gök iddianamesi: 20 yıla kadar hapsi isteniyor
(HA)