İnsan ve çevre sağlığı alanında çalışan sivil toplum örgütleri ve sivil inisiyatifler, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nin, Zehirsiz Sofralar Platformu işbirliği ile yürüttüğü “Zehirsiz Kentlere Doğru” projesi kapsamında sağlıklı bir gelecek için güç birliği yapmak üzere bir araya geldi.
Zehirsiz Sofralar Kampanyasını başlatan kurumlar bu kapsamda, belediyelerden en geç 2025 yılına kadar herbisitlerin (ot zehri) tamamen sonlandırılmasına, 2030 yılına kadar diğer tüm pestisit ve biyosidal ürün kullanımının yüzde 50 azaltılmasına, 2040 yılına kadar tamamen sonlandırılmasına dair taahhütte bulunmalarını ve bu kapsamda katılımcı bir stratejik eylem planı oluşturmalarını talep ediyor.
Pestisitler ve biyosidal ürünlerin zararları hakkında toplumda farkındalık yaratmak, zehirsiz kentlerin mümkün olduğu ve bununla ilgili ekolojik ve doğa dostu alternatiflerin varlığı ve uygulanabilirliği konusunda belediyelerin teşvik edilmesi de kampanyanın amaçları arasında yer alıyor.
TIKLAYIN - Belediyeler zehirsiz kentler için ne yapıyor?
Yurttaş desteği, lobi faaliyetleri, gündem…
Zehirsiz Sofralar Platformu ve kampanyayı destekleyen diğer sivil toplum örgütleri ve sivil inisiyatifler, zehirsiz kentler için birlikte mücadele ederek; kampanyayı okulların, üniversitelerin, kent konseylerinin, spor kulüplerinin ve yerel basının gündemine taşımaya karar verdi.
Paydaşlar ayrıca, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere, taleplerini bütün yerel yönetimler ağında yaygınlaştırmak için de kampanyacılık, savunuculuk ve lobicilik faaliyetlerinde bulunacak.
Platform, belediyeler ile birlikte yurttaşları da zehirsiz kentler için harekete geçmeye ve katılımcı olmaya çağırıyor. Yurttaşlar, kampanyaya imza vererek destek olmanın yanı sıra, “Zehirsiz Kentlere Doğru” kararlı bir adım atmaları için belediyelerin söz vermesini talep eden dilekçeler ile sağlıklı bir çevrede yaşama haklarını savunmuş olacaklar.
TIKLAYIN - Türkiye tarımında kullanılan yasaklı pestisitlerin listesi
Çocuklar daha fazla risk altında
Kampanya basın toplantısında konuşan Biyosidal İş ve Çevre Sağlığı Derneği’nden Doç. Dr. Tufan Nayır, pestisitlerin zararlarını şöyle anlattı:
“Yapılan yerli ve yabancı araştırmalar, pestisit maruziyetinin sadece tarım çalışanları ile sınırlı olmadığını, tarım çalışanı olmayan kişilerden alınan saç ve kan örneklerinde de pestisitlere rastlandığını ortaya koyuyor. Pestisitlerin özellikle büyüme çağındakileri daha fazla etkilediğine, kanser, hormonal (endokrin) sistem bozuklukları, üreme hastalıkları, doğum kusurları, genotoksisite, nörotoksisite ve nörodavranışsal bozukluklara sebep olduğuna dair birçok çalışma mevcut.”
- İTALYA ÖRNEĞİ: İtalya’nın Güney Tirol bölgesindeki 19 çocuk oyun alanından, 4 okul bahçesinden ve 1 pazar yerinden alınan 96 çim örneğinin analiz sonuçlarına göre, tespit edilen 32 pestisit etken maddesinin yüzde 76’sının hormonal sistemi bozucu kimyasallar olduğu ortaya çıktı.
Rapor doğruluyor
Proje ortaklarından Pestisit Eylem Ağı’nın (Pesticide Action Network – PAN) yayınladığı ve proje kapsamında Türkçeye çevrilen “Tüketici Rehberi” ise, hormonal sistemi bozucu kimyasalların hamile ve bebekler için daha toksik olduğunun altını çiziyor ve insanların zehirli kimyasallardan nasıl korunabileceğine yönelik önerilerde bulunuyor.
Birçok kimyasal maddenin fetüse ulaşabileceğini belirten PAN, anne karnındaki çocuk (ve dolayısıyla hamile kadınlar) için tam anlamıyla bir sıfır tolerans yaklaşımının benimsenmesini tavsiye ediyor.
Büyükşehirlerin sorumluluğu
Toplantıda konuşan Yeşil Düşünce Derneği’nden Yağız Abanus, yeşil dönüşüm gündeminin belediyeler açısından önemine vurgu yaparken; Marmara Belediyeler Birliği Çevre Yönetimi Koordinatör Yardımcısı Mustafa Özkul, Buğday Derneği ile proje kapsamında başarılı bir iş birliği sürdürdüklerini ve Zehirsiz Kentlere Doğru Projesi’nin belediyelerin özellikle zararlılarla mücadele konusundaki operasyonel faaliyetleri açısından çok önemli çıktıları olacağına inandıklarını belirtti.
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Müdürü Murat Ar ise şunları söyledi:
“Büyükşehir Yasası ile pek çok köy ve beldenin mahalleye dönüşmesi sonucunda 2020 verilerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 93’ü il ve ilçe merkezlerinde, yani kentlerde yaşıyor. Bu sebeple zararlılarla mücadele ağırlıklı olarak büyükşehirlerin sorumluluğu haline geldi.
“Zehirsiz kent olmak bu konuda daha sistemli çalışmalar yürütülmesini zorunlu kılıyor. Kent sağlığı temasında çalışan bir belediyeler birliği olarak biz de konuyu belediyelerimizin gündemine taşımak için önümüzdeki dönemde gerekli adımları atmayı planlıyoruz.”
Belediyelerin öncülüğünde “Zehirsiz Kentler”
Halk, sivil toplum örgütleri, kamu, özel sektör ve diğer paydaşların katılımcı ve kararlı bir biçimde hareket etmesinin önemine vurgu yapan Buğday Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu da şu açıklamalarda bulundu:
“Uzun vadede, insan sağlığı, çevre ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki zararlar dikkate alındığında, ekolojik ve doğa dostu alternatiflerin uygulanması çok daha ekonomik. Dünyada zehirsiz kent olmayı başaran pek çok yerel yönetim mevcut. Ülkemizde de hassas grupları ve alanları öncelikleyen, aşamalı bir geçişi temel alan stratejik eylem planını hayata geçirerek 2030 yılına kadar zehirsiz bir kent olmak mümkün.
“Proje kapsamında hazırladığımız ‘Türkiye’deki Belediyelerde Zararlı Mücadelesi Durum Analizi Raporu’ sonuçlarına göre, anket çalışmasına katılan belediyelerin yüzde 96,3’ü alternatif yöntemlerin kullanılmasının gerekli olduğunu belirtiyor. Çalışma, belediyelerin zararlı mücadelesinde kimyasallar yerine çevre dostu alternatif yöntemleri daha fazla kullanma konusunda teşvike ihtiyacı olduğunu bizlere gösteriyor.”
Zehirsiz Kentlere Doğru projesi
Avrupa Birliği tarafından Sivil Toplum Diyalogu VI programı kapsamında desteklenen, Nisan 2021’de uygulamasına başlanan proje kapsamında, pestisitlerin ve biyosidal ürünlerin zararlarını ve zehirsiz yöntemleri anlatan kaynakların yer aldığı bir web sitesinin (www.zehirsizkentler.org) ve belediyelere yönelik zararlılarla alternatif mücadele rehberinin hazırlanması planlanıyor.
Projenin başarısı
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği öncülüğünde, 2019 yılında “Zehirsiz Sofralar Mümkün” diyerek bir araya gelen 100’ün üstünde sivil toplum örgütü ve sivil inisiyatifin kurduğu Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı, Tarım ve Orman Bakanlığı’nı muhatap aldıkları ve 165 binin üstünde imza topladıkları Zehirsiz Kampanya ile önemli bir başarıya imza attı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 25 tarım zehrinin yasaklanmasına ve 7'sinin de kullanımının sınırlandırılmasına karar verdi.
İş birliğinin sürekliliğini arzu eden 38 sivil toplum örgütü ve sivil inisiyatif, gıda güvenliğini merkeze alan daha geniş kapsamlı bir amaç için Zehirsiz Sofralar Platformu’nu kurdu. 23 sivil toplum örgütü ve sivil inisiyatif de platformu desteklediğini açıkladı. Kampanya toplamda 75 kurum tarafından destekleniyor.
(TP)