Altı Yürüyüş dergisi çalışanı, gözaltına alındıktan 13 ay sonra Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çıkacakları ilk duruşmaya, basın özgürlüğüne destek veren herkesi davet ediyor.
Gazeteci Naciye Yavuz, Tutuklu Gazete'nin ikinci sayısında şöyle yazdı:
"Yürüyüş dergisi çalışanları olarak 13 ay sonra ilk defa mahkemeye çıkacağız. Sorgusuz, sualsiz, delilsiz, kanıtsız 13 ay tecrit hücrelerinde tutulduktan sonra ilk defa mahkemede olacağız."
"Tüm dostları, adaletten, haklıdan yana olanları 20 Ocak'ta Ankara 11 Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmamıza bekliyoruz."
Tutuklu Gazete'de, Cihan Gün, Musa Kurt ve Halit Güdenoğlu'nun da yazıları bulunuyor. Dergiye yapılan baskının ardından tutuklanan diğer Yürüyüş çalışanları da Kaan Ünsal ve Necla Can.
Kitaplarını da aldılar
Gazeteciler 24 Aralık 2010'da dergi binasına yapılan baskınla gözaltına alınmıştı. Baskında, büronun kapısı kırılmış, yaklaşık 2 bin kitaba el konulmuştu.
Helikopterlerin eşlik ettiği, sabaha karşı 04:00'te yapılan baskında ofisin içi de tahrip edilmiş, iç kapılar ve mobilyalar kırılmıştı.
Baskında verilen maddi zarara karşı yapılan şikayet, "kovuşturmaya yer olmadığı" gerekçesiyle reddedildi. Şişli Cumhuriyet Savcısı Sait Kunt imzalı karara göre, "maddi delillerin yok edilmemesi için" işyerinin kapısı kırılmıştı.
"Basın özgürlüğüne saldırı"
Avukat Evrim Deniz Karatana, baskında el konulan kitapların, CD'lerin, bilgisayarlardan çıkan ve zaten Yürüyüş dergisinin önceki sayılarında kullanılmış olan yazı ve fotoğrafların kendilerine iade edilmediğini söyledi.
"Özel yetkili savcılık bu arama kararını, yürüttüğü soruşturma kapsamında aranan bir kişinin yakalanması gerekçesine dayandırdı. Ancak aranan kişi, derginin sahibi, yazı işleri müdürü ya da çalışanı olmadığı gibi dergiyle hukuki ve fiili irtibatı da yoktu."
Avukat Karatana, panellerde çekilmiş olan video görüntülerinin bile "delil" olarak alındığını söyledi. Altı gazetecinin baskında dövülerek gözaltına alındığı gerekçesiyle yapılan suç duyurusundan ise bir sonuç alınamadı.
Hakim Dündar Örsdemir'in kabul ettiği, Savcı Kubilay Taştan'ın hazırladığı iddianameye göre, altı gazeteci, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 5. maddesine göre "örgüt üyeliğiyle" suçlanıyor.
Uzun tutukluluk ve dosyada 10 aydır süren gizlilik kararı nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuru yapıldı, sonucu bekleniyor.
Yürüyüş çalışanları, 13 aydır haklarındaki suçlamaya bile tam olarak ulaşamadan 13 aydır Sincan F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.
Avukat Karatana, bu baskının, müvekkillerinin 13 aydır duruşmaya çıkarılmamasının ve yargılama sürecinin, "basın özgürlüğüne ve haber alma hakkına yönelik bir saldırı" olduğunu söyledi.
Dergi hakkında son olarak da 18 Aralık 2011'de çıkan sayısı nedeniyle yayın durdurma kararı verildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Yürüyüş dergisinin 299. sayısında, "terör örgütü propagandası yapıldığı" gerekçesiyle bir ay süreyle yayının durdurulması yönünde karar verdi, son sayı da toplatıldı. (AS)