Haberin İngilizcesi için tıklayın
*Elyas Urfa Geri Gönderme Merkezi'ne gönderilmeden önce bizi aradı. 17 saat su ve yemek vermemişler. Kötü davranıldığını söyledi.
*Biz çocuklarımızı çok merak ediyoruz ve herkesten yardım istiyoruz.
*Çocuğum için ne yapmam gerekirse onu yapmak istiyorum. Ben sadece kendi çocuğum için değil oradaki herkes için kaygılıyım.
Bu cümleler, İran’da hakkında idam kararı olan LGBTİ+ aktivisti Elyas Torabibaeskendari’nin annesi Ashraf Abudzadeh Bereyhi ve ablası Andisneh Torabibaeskendari’den.
25 Haziran’daki 21. Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alındıktan sonra Uluslararası Koruma statüsüne sahip olmasına rağmen İran’a gönderilmek istenen İranlı Mülteci Elyas Torabibaeskendari için İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesinde İHD LGBTİ+ Komisyonu, Onur Haftası Komitesi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği basın açıklaması yaptı.
İnsan hakları savunucuları, “Uluslararası koruma altında olan Elyas Torabibaeskendari'nin sınır dışı edilmesini önleyin, serbest bırakın” dedi.
“Elyas’ın iade edilmesi sözleşmelere aykırı”
*Elyas'ın annesi ve ablası
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, şu bilgileri paylaştı:
“Gözaltına alınan arkadaşlarımız kötü muamele ve işkenceye maruz kaldılar. Bununla da kalmayan devlet altına imza attığı sözleşmelere aykırı olarak Türk vatandaşı olmayan bazı arkadaşlarımızı geri gönderme merkezlerine yolladı. Bunlardan biri Elyas, İranlı."
"Uluslararası Koruma Statüsü altında ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1951 Birleşmiş Milletler Mülteci Hakları Sözleşmesi'nin tarafı olmasına rağmen geri gönderilmesinde hayati sakınca bulunan bir kişiyi geri gönderme merkezine bile gönderilemeyecekken maalesef gönderildi. Elyas’ın İran'a iade edilmesi yaşamsal bir sorun.”
“Elyas geri gönderilme merkezine kaçırıldı“
ÖHD İstanbul Şubesi avukatlarından Vedat Çağrıtekin de şu bilgileri verdi:
“Elyas, geri gönderme merkezine gönderilmedi. Adeta kaçırıldı, avukatlarıyla görüştürülmeden yanlış bilgilerle nereye götürüldüğü saklanarak Urfa Geri Gönderme Merkezinde resmen kaçırıldı."
"Uluslararası sözleşmeye ve ulusal mevzuat bakımından geri göndermesi imkansız işkence ve idam tehdidi altında bulunmasına rağmen müthiş bir devlet Elyas‘ı sınır dışı etmeye çalışmakta. Elyas durumu avukatlarından gizlenerek adeta üstü kapalı bir şekilde ülke dışına çıkarılmaya çalışıldı. Ancak avukatların diretmesi ile şimdiye kadar gönderilemedi."
"Biz bir kez daha buradan yetkililere sesleniyoruz. Bu konudaki kararından mutlaka dönülsün. Yetkililer bir an önce sorumluluk alsınlar. Elyas'ın gönderilmesi kararı kaldırılsın. Elyas'ın yaşam hakkı korunsun.”
“Derhal serbest bırakın"
TİHV'den sosyal hizmet uzmanı Bilal Yıldız, Elyas'ın uluslararası koruma statüsünde olduğuna dikkat çekti.
Elyas'ın İstanbul iline de kayıtlı olduğunu, dolayısıyla İstanbul iline kayıtta birinin Urfa iline gönderilmesi başlı başına ciddi bir sorun teşkil ettiğine belirten Yıldız, şu bilgileri verdi:
“Avukatlarıyla görüştürülmüyor olması, ailesiyle sağlıklı bir iletişim kuramıyor olması da hem Türkiye Cumhuriyeti anayasası hem de uluslararası sözleşmelerce güvence altına alınan hani işkenceye karşı usul güvencelerinin de işlenmediğini gösteriyor. Şu an can güvenliğinden yoğun endişe duyuyoruz."
"Cinsel yöneliminden ötürü iran'a gönderilmesi halinde ağır bir işkenceye maruz kalacağını ve hatta belki idam cezasına çarptırılacağı da biliyoruz. Elyas'ı derhal serbest bırakın, mültecilere yönelik bu ihlallere LGBT+ yönelik bütün bu ihlalleri de bir an önce son verilsin."
"Alışın buradayız, gitmiyoruz"
21. İstanbul Onur Yürüyüşü’nden Tuna Bulut ise şunları söyledi:
“Keyfi bir şekilde bir çok arkadaşımız Beşiktaş'tan, Cihangir'den, Beyoğlu'ndan, Şişli'den farklı bölgelerden kolluğun keyfi bir tutumuyla gözaltına alındı. Bunların içerisinde 5 tane mülteciye arkadaşımız vardı. Bizler biliyoruz ki toplumun yıllardır değişmeyen devlet eliyle bizler öcü, hastalıklı ve sorunlu bireylermiş gibi gösteriliyor."
"Bunun bir varoluş olduğu, Türkiye devleti tarafından kabullenmekte ve buna istinaden Türkiye'nin çeşitli yerlerinde Haziran ayı boyunca yaptığımız tüm etkinliklerde ve yürüyüş işlerimizde saldırılara maruz kaldık. Bunlardan hiçbirinden korkmuyoruz. Biz LGBT+ hak savunucuları ve varoluş mücadelesini veren bireyler olaraktan bugün ve bundan sonra da geçmişte olduğumuz gibi her gün daha fazla mücadele edeceğiz. "
"Evet, Elyas ve diğer arkadaşlarımıza alana kadar hiçbir şekilde mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Biz lubunyalar varlığımızı hiçbir şekilde gizlemiyoruz, saklamıyoruz, vardık, varız var olmaya devam edeceğiz ve en son olarak yine söylüyoruz; alışın, barışın buradayız, gitmiyoruz.”
"Daha fazla dayanışacağız"
SPoD’tan Oğulcan Yediveven de şöyle dedi:
“Hükümet ve devlet her zamanki gibi en zayıf gördüğünden vurararak bizi aslında parçalamaya çalışıyor ve biliyoruz ki onur yürüyüşleri, göçmen lubunyalarla Türkiye’li lubunyaların karşılaştıkları, bir araya geldikleri belki örgütlenmeye başladıkları yerler."
"En baştan aslında sindirerek bu sindirme politikasıyla bizlerin bir araya gelmesinin önüne geçmeye çalışıyorlar. Ama bugün bu salonu dolduran kalabalık gösteriyor ki bizler yine en çok vurulanımızdan belki de işte en zayıf görünenimizden birbirimize tutarak dayanışmamızı göstermeye devam ediyoruz. Bundan sonra da böyle olacak."
"Avukatları ile görüştürülmüyor"
Basına açıklamayı İHD İstanbul Şube Sekreteri Oya Ersoy okudu. Torabibaeskendari’nin gözaltına alındıktan sonra ailesinin derneğe başvurduğunu belirten Ersoy, gözaltı sonrasında hem derneklerinin hem de ÖHD’li avukatların harekete geçerek, Taksim Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne gidip Torabibaeskendari’yle görüştüğünü söyledi.
Yapılan görüşme sonrasında yetkililerin, Torabibaeskendari’nin Tuzla Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldüğü bilgisini verdiğini fakat daha sonra avukatların bilgisi dışında oradan da Urfa Geri Gönderme Merkezi'ne sevk edildiği öğrendiklerini belirten Ersoy, avukatların Urfa’da da Torabibaeskendari’yle görüşme girişimlerinin sonuçsuz kaldığı bilgisini paylaştı.
"İşkence edildiğinden şüpheleniyoruz"
Elyas'ın İran’da annesiyle birlikte yaşadığı ağır işkenceler nedeniyle Türkiye'ye göç ettiğini ve uluslararası koruma talep ettiğini ifade eden Ersoy, Torabibaeskendari ailesinin 2013 yılından bu yana Türkiye’de "şartlı mülteci" olarak yaşamını sürdürdüğünü belirtti. Torabibaeskendari’nin geri gönderilmesiyle idam edilebileceği riski ve yaşamsal tehlikelerinin oluşabileceğini vurguladı.
Ersoy son olarak, şöyle dedi:
“Bu süreçte işkence görmüş olabileceği ve sınır dışı edilme ihtimalinden kaygı duymaktayız. Elyas’ın nerede ve hangi koşullarda tutulduğunun resmi makamlarca açıklanmasını ve derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz."
(EMK)