Haberin İngilizcesi için tıklayın
"Bu saldırılar; MİT'e bağlı kontrgerillanın faaliyetlerinde Paris'in önemli bir merkez olduğunu gösteriyor. Türk devlet yapısının burada kurumsallaşmış bir kadro yapısı var. Burada bir merkezi var ve bu merkezin de Paris Büyükelçiliği olduğu Sakine Cansız olayında da ortaya çıktı.
"Ayrıca saldırılar bu kadar rahat bir şekilde gerçekleşiyorsa Fransız Hükümeti'nin bilgisi dışında olduğunu söylemek mümkün değil. Fransız Hükümeti ikinci olayı eğer açığa çıkarmaz bu çok netleşecek, Türk kontrgerillası Fransız Hükümeti'nin bilgisi içinde bu saldırılar gerçekleştirdiği somutlaşacak..."
Kongra Gel Eş Başkanı Remzi Kartal, 23 Aralık Cuma günü Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne düzenlenen ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya ilişkin bianet’e konuştu.
Saldırgan ile Kürt kurumlarının daha önce bir temasının olmadığını belirten Kartal, "saldırının basit bir ırkçı saldırı olmadığını ve organize olduğunu" söyledi.
Kartal, "saldırganın 11 gün önce cezaevinden çıktığını, cezaevinden çıkar çıkmaz böyle bir olayı planlayamayacağını" ifade etti. Saldırının cezaevinde ve organize bir şekilde planlanmış olabileceğini belirtti.
"Saldırgan Ömer Güney ile benzer özellikte"
2013 yılında Ömer Güney adlı saldırganın Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'e yönelik düzenlediği saldırıyı hatırlatan Kartal, "saldırganların profillerinin benzer olduğuna" dikkat çekti:
"11 gün önce cezaevinden çıkıyor, saldırıyı cezaevinden çıktıktan sonraki 10 günlük kısa sürede planladığını ve her şeyi hazırladığını söylemek son derece naif ve son derece gerçek dışıdır. Saldırının içerideyken planlandığı çok açık, öyle görünüyor ki planın arkasında bir merkez var.
"Karşımızdaki saldırgan profili, 10 yıl önce üç Kürt kadınını katleden tetikçi olarak kullanılan Ömer Güney ile benzerlik gösteriyor. Ömer Güney de hastalıklı, sorunlu bir profil olarak seçilmişti, burada da benzer özelliklere sahip bir kişi seçilmiş.
"Bu seçimi yapan, planlamayı yapan bir merkez var, sorun burada ve 10 yıl önce olduğu gibi yine Kürt kadını hedefte. 10 yıl önceki katliama sayılı günler kalmıştı ve anma hazırlıkları yapılıyordu. Evin arkadaşımız bu hazırlıkların içindeydi, bu saldırı tamamen planlı ve örgütlü bir olay. Bizim elimizde farklı bir bilgiler var, önümüzdeki günlerde açıklayacağız.
"Paris saldırıların karanlık merkezi oldu"
Kartal, Paris'in Kürtlere yönelik saldırıların merkezi haline geldiğini söyledi ve ekledi:
"Kürt kurumlarına yönelik bugüne kadar gerçekleşen saldırıların arkasında Kürt sorununun da çözümsüzlüğü tercih eden Türk Devleti yer aldı. 100 yüz yıldır Kürt halkının varlığını görmezden gelen, her talebini güvenlikçi polikalarla çözmek isteyen bir ırkçı bir devlet var. Yürüttüğü politikalardan Avrupa Birliği, NATO'dan destek alan bir devlet.
"Belli bir adres var farklı senaryolar yazmanın hiç anlamı yok. Bugün bu aktör ise; AKP-MHP iktidarıdır. Bu iktidar şu an Türkiye’de ve dışarıda bir dizi krizle yüz yüze. Böyle saldırılarla yeni gündemler yaratmak istedikleri anlaşılıyor. Fakat bu saldırılara karşı asıl sorumluluk Fransız Hükümetine düşüyor.
"Kürt kurumlarına açık saldırı hiç olmamıştı"
"İkinci kez bir saldırı gerçekleşiyor. Paris artık bu tür saldırıların olağanlaştığı karanlık bir merkez haline geldi, bu nedenle bu karanlığın arkasını sorgulamak Fransız yargısının görevi.
"Kürt halkında artık ciddi bir öfke ve tepki var, Fransız hükümetinin de bu olayların üzerinde de ciddiyetle durması gerekiyor. Ayrıca bugüne kadar Kürtlere yönelik ırkçı faşist saldırılar oldu ama böyle Kürt kurumlarına açık bir saldırıda olmadı. Bu nedenle bunu basit bir ırkçı saldırı olarak göstermeye çalışan kesimler olduğunun farkındayız.
"Ama olaya gerçekçi bir gözle bakmak gerekiyor, olayın arkasında bazı benzer özellikteki tetikçileri kullanan merkezler var ve bu merkezlerin Türk Devleti ile ilişki içinde ve onların kontrolünde olduğuna dair bilgiler var.
"Ömer Güney'in MİT bağlantıları çıkmıştı"
"Bütün bunlar Ömer Güney de çıktı. Ömer Güney'in telefonun da MİT merkezli, kurumların adresleri, görüşmeler bütün bunların hepsi çıktı. Fakat Fransa Hükümeti 'bize bilgi verilmiyor, bilgiler yanıtsız bırakılıyor, yapacağımız bir şey yok' dedi ve üzerine gitmedi. Türk tarafı bunun yanıtını vermeyebilir ama Fransız Hükümeti ellerindeki bilgileri açıklayabilirdi en azından kamuoyunun vicdanını rahatlatabilirdi.
"Bu süreçte Ömer Güney'deki benzer sürecin tekrar etmemesini istiyoruz. Bu kez saldırının üzerine gerçek anlamda gidilmesini ve arka planının aydınlatılmasını istiyoruz. Saldırgan oraya bir araba ile geliyor. Arabada başka kişiler var. O kişilerin kim olduğunu ortaya çıkarmak arkasındakileri ortaya çıkarmak mümkün biz de bunu bekliyoruz.
"Fransa'nın güvenlik zaafiyeti olduğu görülüyor"
"10 yıl arayla aynı yerde aynı hedefle bir saldırı gerçekleşiyorsa bu o ülkeyi de zor durumda bırakır. Güvenlik zaafiyetiniz olduğunun açık göstergesidir. Fransa'da yaşayan herkesin olduğu gibi Kürtlerin de güvenliğinden sorumludur.
"Eğer Kürtler orada hedef haline gelliyorsa Fransa adalet ve güvenlik sistemi için büyük bir zaafiyettir. Saldırılar aydınlatılmıyor ve tekrarlanıyorsa burada bir kasıt vardır. Hatta kastın ötesinde bir ortaklık söz konusudur. Bu nedenle Kürtlerde şu an büyük bi tepki var. Saldırının bir an önce aydınlatılmasını bekliyorlar."
(RT)