Haberin İngilizcesi için tıklayın
Meclis Dışişleri Komisyonu'nun CHP'li üyesi Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Libya'da muharip güç olarak farklı ekiplerimiz olacak” sözlerini bianet’e değerlendirdi.
Dün (5 Ocak) Kanal D ve CNN Türk ortak yayınına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan programda “Şu anda muharip güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak. Bunlar bizim askerimizin içinden değil. Bu farklı ekiplerle o muharip güçler orada çalışacak. Ama işin koordinasyonunu bizim üst düzey askerlerimiz üstlenecek” ifadelerini kullanmıştı.
TIKLAYIN - Erdoğan: Libya'da Muharip Güç Olarak Farklı Ekiplerimiz Olacak
TIKLAYIN - Çavuşoğlu'ndan "Farklı Ekipler" Açıklaması: Tecrübe Paylaşımı
"Kim bu siviller' diye sormuştuk"
Tezkereden önce Libya ile imzalanan ve Meclis’in de kabul ettiği Askeri İşbirliği ve Güvenlik Mutabakatında, daha önceki anlaşmalarda hiç bahsi geçmeyen 'savunma ve güvenlik kuruluşları mensubu sivil şahısların' Libya’ya gönderileceğinin kayda alındığını ve bu duruma itiraz ettiklerini belirten Çakırözer şöyle konuştu:
TIKLAYIN - Çakırözer: Libya'ya Gönderilecek Siviller Kim?
“Biz o zaman benzer anlaşmalarda olmayan bu tanımı sorguladık ve ‘Kim bu savunma ve güvenlik kuruluşları mensubu siviller’ diye sorduk. Hatta anlaşmanın İngilizce ve Arapça kopyalarında da ‘sivil personel’ ifadesinin kullanılmadığı ortaya çıktı. Bunun nedenini de sorduk?
“Uluslararası basında bu tanımlamaya dayanarak yapılan haberlerden kaygı duyduğumuzu ifade etik. O haberlerde SADAT isimli savunma şirketi tarafından ya da benzeri başka özel kuruluşlardan Libya’ya savaşçıların gönderileceği iddia edilmişti. Hatta ve hatta İdlip’teki savaşçıların Libya’da görüldükleri bile öne sürülmüştü.
"Kimlerden oluştuğu belli olmayan gruplar gönderilecek"
“Biz de hem Dışişleri Komisyonu hem de Genel Kurul’da ‘Kim bu kuruluşlar? Kim bu siviller? ‘ diye sorduk. Fakat ne komisyonda ne Meclis’te bu kritik soruya doğru dürüst yanıt alamadık.
"Erdoğan, dünkü açıklamaları ile bizim tanımlamakta zaman zaman zorlandığımız endişemizin adını koydu.
“Anlaşılıyor ki, Libya’ya askeri birliklerimizin dışında kimin komutasında olduğu ve kimlerden oluştuğu belli olmayan bazı gruplar gönderilecek. Erdoğan’ın tabiriyle ‘Bizim askerimiz olmayan, farklı muharip güçler’ gönderilecek.
“Şimdi bir kez daha soruyoruz: Bizim askerimiz olmayan, ama bizim askerimizin koordinasyonunda Libya’ya savaşmaya gidecek olan bu farklı muharip güçler kimdir?
Nasıl temin ediliyorlar? Libya’ya nasıl gönderiliyorlar? Parayla mı tutuluyorlar? İaşelerini kim sağlıyor? Yurttaşların vergilerinden bu muharip güçler için ne kadar harcama yapılması planlanıyor? Tüm bu soruların yanıtlarını halkın bilmesi gerek!
"Eylemlerinden Türkiye sorumlu tutulur"
“Öte yandan işin bir de hukuki sorumluluk boyutu var. Hem askeri işbirliği anlaşması hem de asker gönderme tezkeresi ile Libya’da ikinci bir Suriye hatasına girileceği uyarısı yapmıştık. Türkiye 8 yıl önce Suriye’de yine bir çatışmanın tarafı olmuştu. Askeri operasyonlarda resmen önce Özgür Suriye Ordusu, daha sonraki adıyla Suriye Milli Ordusu ile birlikte çalışıldı. Hatta bu güçler Kuvayı Milliye ile eş tutuldu.
“Bizler o zaman da böyle bir tutumun yanlış olduğunu orada ÖSO kaynaklı yaşanabilecek herhangi bir olumsuzlukta Türkiye’nin uluslararası arenada suçlanabileceğine dikkat çekmiştik. Nitekim uluslararası basında ÖSO’nun Kuzey Suriye’de yağmalama gibi eylemlerinden Türkiye sorumlu tutulmakta.
"Uluslararası arenada Türkiye'yi zor durumda bırakır"
“Şimdi Erdoğan’ın dün açıkladığı gibi Libya’da Türk askerinin yanına benzer muharip güçlerin eklenmesi aynı risk ile Türkiye’yi karşı karşıya bırakacak. Türkiye’nin koordinesindeki SADAT, ÖSO ya da paralı asker benzeri savaşçıların Libya’da imza atacağı hukuksuz, hak ihlali anlamına gelebilecek eylemlerinden Türkiye hukuken sorumlu tutulabilir.
“Disiplin içindeki Türk Silahlı Kuvvetlerinin herhangi bir şekilde böyle bir olaya imza atmayacağını biliyoruz. Fakat Türkiye’nin koordinesindeki savaşçıların eylemleri uluslararası arenada Türkiye’yi son derece zor durumda bırakabilir.” (HA)