Haberin Kürtçesi için tıklayın
Diyarbakır’da 27 Ekim 2022’de itirafçı H.B.A.’nin beyanları üzerine tutuklanan doktor Yılmaz Demir, tahliye edildi.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen ilk duruşmada doktor Demir hazır bulundu.
Duruşmayı Demir’in ailesinin yanı sıra ailesi, HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz ve Diyarbakır Tabip Odası yöneticileri takip etti.
Duruşma mahkeme başkanının, iddianamenin kabul kararını okumasıyla başladı.
Daha sonra Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne, itirafçı tanık H.B.A.’nin duruşmada hazır edilmesi için müzekkere yazıldığını belirten Mahkeme başkanı, müzekkereye yanıt verilmediğini gibi tanığın duruşmaya getirilmediğini" söyledi.
TIKLAYIN-Mızraklı ve Gökalp’in dosyasındaki itirafçı bir hekimi daha tutuklattı
"İddialarının gerçeklikle alakası yok"
Ardından doktor Demir’in savunmasına geçildi. Suçlamaları kabul etmediğini söyleyen doktor Demir, itirafçı H.B.A.’nın beyanlarının gerçeği yansıtmadığını belirtti ve şöyle dedi:
“Bugüne kadar sadece Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclis üyeliği ve belediyenin zorunlu komisyonlarından olan Halk Sağlığı Komisyonu başkanlığını yürüttüm. Bunun dışında başka bir komiteye üyeliğim söz konusu değildir.
"Reçete yazma yetkimiz yok"
"H.B.A’nin beyanlarında yer alan örgütün sağlık komitesine dahil olmam ve örgüt üyelerinin tedavisini yaptığım iddiası doğru değildir.
"H.B.A. anlatımında Sur olaylarında yani 2015'te reçete yazdığımı söylüyor. Ben 2013 yılında kamudan istifa ederek iş yeri hekimliğine başladım. 30 Kasım 2015’te özel bir şirkette işyeri hekimliği yapıyordum, ben kamudan istifa ettikten iki yıl sonraki bir tarihi söylüyor.
"Ayrıca bizim herhangi bir yerde muayene yapma ve reçete yazma yetkimiz yoktur. Yani tanığın anlatımlarının gerçeklikle hiçbir alakası yoktur.”
"Savcının elinde ne belge ne delil vardı"
Demir’in savunmasının ardından söz alan avukatı Zeynep Şeşeoğulları, iddianamede geçen ve tutuklamaya gerekçe yapılan iddialara değindi.
Şeşeoğulları, savunmasında şunları söyledi: “Savcı, Belediyenin 2014 yılında demokratik özerklik ile ilgili bir açıklama yaptığı, bu açıklamanın altında müvekkilimin de imzası olduğu iddia ediyor. Ancak tutuklamaya gerekçesinin belgesinin dosyada olmadığını biz daha sonra öğrendik.
"Savcı tutuklama gerekçesinin elinde belgesi ve delili olmadan talep ediyor. Tutuklamaya gerekçesi yapılmak istenen belge ise; belediye meclis toplantısına katılanların listesi fakat Savcı bunu öz yönetim kararına imza atanların listesi olarak göstermeye çalışıyor.
"Tanığın tanıklığı hayatın akışına aykırı"
“İddianamede yer verilen tanık anlatımları da delil olarak gösteriliyor. Ancak tanığın müvekkilimi nerede ne şekilde tanıdığına dair bilgiler olmadığı gibi, o tarihte nerede görev yaptığını dahi söylememiştir. Müvekkilim iş yeri hekimidir, kendisi anestezi teknikeri olduğunu söylüyor, aynı yerlerde çalışmaları söz konusu değil.
“Ayrıca söz konusu tanık bugüne kadar farklı hastanelerde çalışan birden fazla sağlık çalışanı ve doktor hakkında beyanda bulunmuştur. Tanığın farklı yerlerde çalışan bu kadar çok doktor ve sağlık çalışanına dair aynı zaman diliminde beyanlarda bulunması hayatın olağan akışına uygun değildir.”
Savcı tutuklama istedi, mahkeme tahliye etti
Savunmaların ardından görüşü sorulan Savcı, “kuvvetli suç şüphesi” olduğu gerekçesiyle tutukluluğun devamına karar verilmesini talep etti.
Ardından kararını açıklayan Mahkeme heyeti, doktor Demir'in, adli kontrol şartı ve yurtdışı yasağıyla tahliye edilmesine karar verdi.
Duruşmayı 25 Mayıs’a erteleyen mahkeme heyeti, itirafçı tanık H.B.A.’nin de ses ve görüntüsünün değiştirilerek duruşmaya katılması için emniyete müzekkere yazılmasına hükmetti.
Ne olmuştu?
26 Ekim 2022'de "bir konuda ifadenize başvurulacak" denilerek emniyete götürülen doktor Demir daha sonra gözaltına alındı.
Bir gün sonra adliye sevk edilen Demir, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı doktor Selçuk Mızraklı ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) eski Yüksek Onur Kurulu üyesi Şeyhmus Gökalp'i tutuklatan itirafçı H.B. A.'nin beyanları üzerine tutuklandı.
H.B. A.'nın iddiaları çürültülmüştü
H.B.A.'nın Gökalp ile ilgili 3 Mart 2019'da verdiği ifadede, "Özel Veni Vidi Hastanesi'nin acil servisinden bizzat kendisi sürekli olarak terör örgütüne sağlık malzemesi gönderiyordu. Bu malzemeleri kendisinin daha önce irtibatlı olduğu dağ kırsal kadrosundaki milisler aracılığı ile yapıyordu" demişti. Ancak H.B.A.'nın iddialarının aksine Gökalp'in, Veni Vidi Hastanesi'nde çalışmadığı ortaya çıktı.
Gökalp 20 Ekim 2020'de gözaltına alınıp tutuklandı. 3 ay süren süren tutukluluğunun ardından 10 Şubat 2021 'de serbest bırakıldı, 19 Kasım 2021'de görülen duruşmada ise beraat etti.
TIKLAYIN-Dr. Gökalp'ı tutuklatan ifadeyi veren tanık 'çark' etti
H. B. A., 22 Ekim 2019'da tutuklanan DBB Eşbaşkanı Başkanı Mızraklı ile ilgili de bir dönem aynı hastanede çalıştığını öne sürmüştü.
H.B.A., Diyarbakır'da özel bir hastaneye gece geç saatlerde yaralı olarak getirilen "Hogır" adlı PKK'linin, Mızraklı tarafından ameliyat edildiğini ve güvenlik güçlerine teslim edilmeden taburcu edildiğini iddia etmişti.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre, H.B.A.'nın Mızraklı'nın ameliyatı gerçekleştirdiğini iddia ettiği tarihlerde hastanede çalışmadığı belirlenmişti.
Mızraklı'ya verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ise; geçtiğimiz günlerde Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.
(RT)