Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) eski Yüksek Onur Kurulu üyesi Şeyhmus Gökalp’i tutuklatan itirafçı H.B. A. bu kez aile hekimi Yılmaz Demir’i tutuklattı.
26 Ekim’de polisler Demir’in evine gitti, apartman görevlisi kendisinin evde olmadığını ve arayabileceğini belirtti. Doktor Demir, kendisini arayan görevliye, polisleri çalıştığı aile sağlığı merkezine yönlendirmesini söyledi.
Bunun üzerine polis, Demir’in görev yaptığı ASM'ye gitti. Burada bir süre Demir ile konuşan polisler, bir konuda ifadesine başvuracaklarını söyledi. Demir, polislerle birlikte emniyete gitti.
Polis, emniyete gittikten sonra Demir’e, hakkında yakalama kararı olduğunu ve gözaltına alındığını söyledi.
26 Ekim’de gözaltına alınan Demir, bir gün sonra DBB eşbaşkanı Mızraklı ve doktor Gökalp üzerine de ifade veren ve tutuklanmalarına neden olan itirafçı H.B. A.’nın ifadesi üzerine tutuklandı.
"İfadeniz var diyorlar, gözaltına alıyorlar"
Demir'in avukatı Zeynep Şeşeoğulları, bianet'e konuştu. Şeşeoğulları doktor Demir'in 50 gündür hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunduğunu ve iddianamenin ise hâlâ hazırlanmadığını söyledi.
Şeşeoğulları, Demir’in gözaltına alınma sürecini hatırlattı ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Polisler görev yaptığı Aile Sağlığı Merkezi’ne (ASM) gidiyor hatta çay kahve içiyorlar, ifadesine başvuracaklarını söylüyorlar, kesinlikle gözaltı almaktan söz etmiyorlar. Fakat emniyete gittiğinde gözaltına alındığını belirtiyorlar ve yakalama kararı olduğunu söylüyorlar.
“Yılmaz Bey de kendisine hiçbir tebligat gelmediğini yakalama kararının nereden çıktığını soruyor. Memurlar, ‘Savcının bu şekilde bir talimatı var’ diyorlar. İfadeniz var diye götürüyorlar ve gözaltına alıyorlar. Fakat öncesinde hakkında bir dosya olduğuna dair tebligat gelmiyor, ifadeye çağrılmıyor yani hiçbir bilgi verilmiyor.
TIKLAYIN-Yargıtay, Selçuk Mızraklı'ya verilen hapis cezasını bozdu
“Açıklama da yok, belge de”
Dosyada iki suçlama olduğunu belirten avukat Şeşeoğulları, tanık ifadesi dışındaki suçlamanın da dayanaksız olduğunu belirtti:
“Yılmaz Bey, HDP döneminde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde Meclis Üyeliği yapıyor. Belediyenin 2014 yılında demokratik özerklik ile ilgili bir açıklama yaptığı, bu açıklamanın altında Yılmaz Bey’in de imzası olduğu iddia ediliyor.
“Ancak böyle bir açıklama da bunun belgesi de yok. Savcı, tutuklama gerekçe yaptığı iddiaya dair hiçbir soruşturma yapmamış. Belediye Meclisi’nin demokratik özerklik ile ilgili açıklama yaptığını söylüyorlar ama öyle bir açıklama yok. Birebir evrakları kendim topladım böyle bir toplantı açıklama yok.
“Tutuklama gerekçesinin dosyada delili yok”
“Ekonomik stratejik planla ilgili belgeler var, bu evraklarla gittiğimde ise; Savcı, tutuklama gerekçesi yapılan evrakların dosyada olmadığını söyledi. Savcı ile bu nedenle tartıştık, ‘tutuklama gerekçesi yaptığınız iddianın delili yoksa nasıl tutuklama istersiniz’ dedim.
“Savcı bana ‘biz belediyeye müzekkere yazdık’ dedi. Yani dosyada tek delil yok, önce tutuklama yapılıyor sonra delil oluşturuluyor. Soruşturma yürütüyorsanız delillerinizi toplar tutuklama istersiniz ancak Savcı tutuklama istediği iddianın delilini sonradan gelmesini istiyor.
“Savcıya ‘kaçma şüphesi yok, adresi belli hekim, kendisi geliyor emniyete ve hastaları mağdur olacak’ dedim. ‘Ne var avukat hanım, 3 ay diğer hekimler de içeride kaldı’ diye yanıt verdi. Yani nasıl keyfi bir tutuklama olduğunu itiraf etmiş oldu.”
TIKLAYIN- Doktor Yaşa iki gündür gözaltında | Gözdağı verilmek isteniyor
"İtirafçı TC kimlik numarasını bile biliyor"
Avukat Şeşeoğulları, itirafçı H.B.A.’nın doktor Demir ile ilgili iddialarına da değindi ve şunları söyledi:
“Biz emniyetin ifadeleri hazırladığını ve H. B. A. adlı tanığın önüne koyduğunu düşünüyoruz. Yılmaz Demir kendisini tanımıyor ama kişi hayatını tüm detaylarına kadar biliyor hatta TC kimlik numarasını dahi biliyor.
“H. B. A. adlı itirafçının iddialarının gerçekliğinin olmadığını belgelerle sunduk. İtirafçı, Sur’daki sokağa çıkma yasakları döneminde Yılmaz Bey’in ilaç temin ettiğini söylüyor. Fakat söz ettiği tarihlerde Yılmaz Bey iş yeri hekimliği yapıyor ve ilçe ilçe geziyor, Diyarbakır’da o tarihlerde bulunmuyor.
“Yılmaz Bey şahsı tanımıyor, şahıs anestezi teknikeri. Yılmaz Bey, iş yeri hekimliği ve aile hekimliği yapıyor yani aynı yerlerde bulunmuş dahi değiller.
TIKLAYIN-Avukat Erdoğan: Mızraklı'nın Dosyasındaki İtirafçının Yalanı Ortaya Çıktı
"Emniyet hazırlıyor, H.B.A.'ya söyletiyor"
“2015-16 Sur olaylarında H.B. A. zaten burada değil. 2016 yılında Mardin’de yakalanıyor ve yakalandıktan sonra 2019’a kadar tutuklu kalıyor ve daha sonra etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini söylüyor ve bir liste veriyor ve o listede Yılmaz Bey’in ismi de yok.
“Son dönemde iki hekim daha gözaltına alındı bu kişilerin de ismi yok, bu da bizde şöyle bir şüphe uyandırıyor; emniyet birilerini hedef alıyor, oluşturdukları suçlamaları H.B.A. adlı kişiye söyletiyor.
“Ayrıca bu kişi doktor Şeyhmus Gökalp’in de tutuklanmasına neden oldu ve duruşmada kendisine yöneltilen sorulara çelişkili cevaplar verdi ve Şeyhmus Gökalp bu şekilde beraat etti.”
"İki ay olacak hâlâ iddianame yok"
Demir tutuklanmasının üzerinden bir buçuk ay geçtiğini belirten avukat Şeşeoğulları, iddianame ise hâlâ hazırlanmadığını belirtti. Savcı ile bu konudaki görüşmesini anlatan avukat şöyle dedi:
“Savcıya, iddianame ‘neden hazırlanmıyor’ diye sorduğumda ‘düzenleyeceğim göndereceğim’ diyor ancak iki ay olacak hazırlanmadı. Hatta savcı dosyaya başka şeyler koymaya çalıştıklarını itiraf etti.
“‘Başka şeyler de var’ dedi. ‘Başka şeyler yok, eğer başka şeyler varsa kendisine bunu ifade de sormanız gerekirdi, şu aşamadan sonra dosyaya başka şeyler koyamazsınız’ dedim. Çünkü dosyada somut bir delil yok ve delil oluşturma çabasına girebilirler. İki suçlama var ve iki suçlama dışında başka bir şey kabul etmediğimizi söyledim.
“Dosyada hukuki anlamda çok fazla usulsüzlük var. Bir kişi hakkında yakalama kararı verilmeden önce şahsın ifadesi alınmış olmalı, gözaltına alınmalı doğrudan yakalama kararı çıkarılması hukuka aykırıdır.”
H.B. A.'nın iddiaları çürültülmüştüH.B.A.'nın Gökalp ile ilgili 3 Mart 2019'da verdiği ifadede, "Özel Veni Vidi Hastanesi'nin acil servisinden bizzat kendisi sürekli olarak terör örgütüne sağlık malzemesi gönderiyordu. Bu malzemeleri kendisinin daha önce irtibatlı olduğu dağ kırsal kadrosundaki milisler aracılığı ile yapıyordu" demişti. Ancak H.B.A.'nın iddialarının aksine Gökalp'in, Veni Vidi Hastanesi'nde çalışmadığı ortaya çıktı. Gökalp 20 Ekim 2020'de gözaltına alınıp tutuklandı. 3 ay süren süren tutukluluğunun ardından 10 Şubat 2021 'de serbest bırakıldı, 19 Kasım 2021'de görülen duruşmada ise beraat etti. TIKLAYIN-Dr. Gökalp'ı tutuklatan ifadeyi veren tanık 'çark' etti H. B. A., 22 Ekim 2019'da tutuklanan DBB Eşbaşkanı Başkanı Mızraklı ile ilgili de bir dönem aynı hastanede çalıştığını öne sürmüştü. H.B.A., Diyarbakır'da özel bir hastaneye gece geç saatlerde yaralı olarak getirilen "Hogır" adlı PKK'linin, Mızraklı tarafından ameliyat edildiğini ve güvenlik güçlerine teslim edilmeden taburcu edildiğini iddia etmişti. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre, H.B.A.'nın Mızraklı'nın ameliyatı gerçekleştirdiğini iddia ettiği tarihlerde hastanede çalışmadığı belirlenmişti. Mızraklı'ya verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ise; geçtiğimiz günlerde Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. |
(RT)