"Kasklı Sapık Tenor Çıktı" başlığıyla bugün ve dünkü gazetelerin hemen hepsinde yer bulan habere göre "Ankara’da siyah kask takarak motosikletle takip ettiği 10 kız çocuğuna tecavüz etmekle suçlanan kişi, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin kadrolu sanatçısıymış."
Haberlerin kurgusu sanatçı, okumuş olan bir kimsenin tecavüzcü olmasının yarattığı şaşkınlıkla örülüyor.
Onlarca tecavüz, taciz, cinsel şiddet, istismar hikayesi içinde medyanın bu habere bu kadar büyük yer vermesinin arkasında olayı pornografi malzemesi haline getirmek isteyişini hiç değilse "Operadaki tecavüzcü" ara başlığıyla anlamış oluyoruz.
Haberin fonunda ise bir tenorun nasıl tecavüz eylemini gerçekleştirebileceğine dair yaratılan şaşkınlık giderilmeye çalışılıyor ve şüphelinin şu ifadelerine yer veriliyor:
"Nasıl olsa kadın olacaklardı. Bir kadını elde etmek için ya cinsel cazibe ya para ya da kariyer gerekiyor. Bunların hepsi bende var."
"Tecavüz hastalık değil, herkes tecavüz edebilir"
Virginia Commenwealth Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Sosyoloji bölümlerinde ders veren Diana Scully, 1900'da yazdığı, Türkçe'de Metis Yayınları'ndan bundan 14 yıl önce çıkan "Tecavüz/ Cinsel Şiddeti Anlamak" kitabında tecavüzün kontrol edilemez bir itkinin sonucu olarak görülmesinin erkeklerin tecavüzden sorumlu tutulamayacağı sonucuna varmayı kolaylaştırdığına" dikkat çekiyordu.
Scully'nin tezinden destekle diyebiliriz ki bir opera sanatçısının tecavüzü gerçekleştirmesine şaşırmak demek aynı zamanda tecavüzü "sapıklık, hastalık" olarak görüp tecavüzün normalleşmesine katkıda bulunmak demek.
Scully şöyle diyor:
"...Tecavüz bir hastalık olan gören modelinin temelinde iki varsayım yeralır: Tecavüz akıl hastalığının yol açtığı bir sonuçtur ve genellikle denetlenemeyen bir cinsel dürtünün sonucudur. Burada tecavüz eden erkeklerin kendilerini denetleme yeteneğinden yoksun oldukları ve 'hasta' dengesiz bireyler olduklarıdır. Bu durumda tecavüz 'yükselen bir itkinin atlama noktasındaki ifadesi' olarak görülmektedir."
Ve Scully "tecavüzcü kimdir?" sorusuna "Tecavüzcü her erkektir" diye cevap veriyor.
Tecavüz kayıtlara en az düşülen suçlardan birisi. Scully bütün erkeklerin kadınlara egemen olmak istediğini söylüyor ve tecavüzcülüğün zenginlik, yaşlılık, yoksulluk gibi sınıflandırmaların ötesinde olduğunu söylüyor.
Madem tecavüz bu şekilde kategorize edilemiyor, o nedenle medyanın öne çıkarttığı değil, çıkartmadığı tecavüz haberlerine yani sakladıklarına bakmak gerekiyor.
"Tecavüz" deyince akla "ormanda saldırıya uğrayan kadın" gelmeyecek yalnızca, televizyon patronlarının yanında yöresinde gezinen söylentilerin denk geldiği gerçekliği bileceğiz, "himaye" örtüsü altında kadın ve çocuklara göz koyanları... "Tanıdıklık", "aramızdan biri" ya da "herkes" olan tecavüzcüyü saklıyor, "bilinmezlik" sağlıyor."(EZÖ/EÜ)