Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk, Kobanî davasının bugünkü duruşmasında “Ne zaman olmuş, ne olmuş hiçbir şey bilmiyorum ki. Ne için yargılandığımı bilmiyorum” dedi.
Kobanî davasının 15. duruşmasının 5. oturumu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Mahkeme heyeti, demans hastası Aysel Tuğluk’un sağlık durumu uygun olmamasına rağmen savunmasını almak için SEGBİS’le salona bağlanmasına karar verdi. Aysel Tuğluk’un “kendimi savunabilecek durumda değilim” demesine rağmen, mahkeme heyeti soru sormakta ısrarcı oldu.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi yargılanıyor.
TIKLAYIN - Sancar: Bu davada adil yargılama yok, acil yargılama var
Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
“Tuğluk’un kendisini savunamayacağı ortada”
Duruşmaya Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bulunan Aysel Tuğluk SEGBİS ile bağlandı. Tuğluk’a, önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gülten Kışanak ile Avukat Ezgi Güngördü refakat etti.
Diyarbakır’dan SEGBİS ile bağlanan Avukat Serdar Çelebi söz alarak, Tuğluk’un dinlenilmemesine ilişkin taleplerini yineledi ve ATK raporlarını hatırlattı. Çelebi, “Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna ilişkin birçok rapor verdik. Tuğluk’un kendisini savunamayacağı ortadadır. Savunma hakkı bertaraf ediliyor. Savunma hakkı adil yargılanmanın olmazsa olmazıdır. Bu yapılan kötü muameledir, işkencedir” diye konuştu.
Tuğluk: Kendimi savunabilecek durumda değilim
Savcılık ise Aysel Tuğluk’un müdafi aracılığıyla savunmasının alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, ATK raporlarındaki “Kısmen savunma yapabilir” ibaresini gerekçe göstererek Avukat Çelebi’nin taleplerini oybirliğiyle reddetti. Daha sonra Aysel Tuğluk’un ifadesine geçildi.
Tuğluk’un konuşmakta zorluk çektiği görülmesine rağmen heyet ifadeye devam etti. Tuğluk, konuşabilecek durumda olmadığını belirterek “Kendimi savunabilecek durumda değilim” dedi. Heyet daha sonra Tuğluk’a bazı sorular yöneltti.
Heyet, Tuğluk’a Kerem Gökalp’i tanıyıp tanımadığını ve Gökalp’ın Tuğluk’un yaralıları aracıyla taşıdığına ilişkin ifadelerini sordu. Tuğluk, Gökalp’ı tanımadığını ve o dönemi hatırlamadığını belirtti. Söz alan Çelebi, Aysel Tuğluk’a yöneltilen soruların mükerrer yargılanmaya girdiğini belirterek itiraz etti. Mahkeme itirazları reddetti.
Ardından söz alan Avukat Kemal Akalın, “Elinizi vicdanınıza koyun. Bağımlılık olur da bu kadarına da pes. Resmen alay ediyorsunuz, biraz saygı gösterin. Kendisine eziyet etmeyin. Hiçbir talebi kabul etmeyip her şeyi reddediyorsunuz. Siz kim oluyorsunuz? Sizi yargılayanlar bir gün gidecektir” diye konuştu.
Ardından söz alan Ezgi Güngördü, Aysel Tuğluk’un zorla ifadesinin alındığına vurgu yaparak, “Aysel Hanım ifade veremeyecek durumda olduğunu belirttiği halde hala soru soruyorsunuz. Aysel Hanım beyan veremeyeceğini söylediği halde zorla soruları yanıtlamasını istiyorsunuz. Bu işkencedir. ATK, "kısmen savunma" diyor ama kanunlarda yeri yok. Siz işkence yapmayı tercih ediyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Güngördü, konuşma yaparken heyet avukatın sözünü keserek Tuğluk’a yönelik sorularına devam etti. Tuğluk, soruları anlayamadığını ısrarla söylemesine rağmen, heyet başkanı “Daha yavaş anlatmamı ister misin?” ifadelerini kullanarak soru sormaya devam etti.
Tuğluk, “Ne zaman olmuş, ne olmuş hiçbir şey bilmiyorum ki. Ne için yargılandığımı bilmiyorum” dedi.
Kışanak: Yapılan işkencedir
Mahkemenin ısrarlı tavrına tepki gösteren Gülten Kışanak, “Yapılan işkencedir. Tuğluk, avukatını bile tanımıyor hala soru soruyorsunuz. Bunu kabul etmiyoruz, yapılan işkencedir, vicdanımız kabul etmiyor. SEGBİS çözümlerini alın bakın. Tuğluk’un ifadelerini duymamak için mikrofonları kapattınız” dedi.
Daha sonra söz alan Avukat Çelebi, “Böyle bir sorgulama yapılamaz ama buna rağmen yargılama yapmaya devam ediyorsunuz. Savunma vermeme niyetinde değiliz ama savunma yapacaksa kendisine sorulanları anlaması ve yanıt vermesi gerekir ama bunu yapamıyor. Bu tarihe bir hukuk ayıbı olarak geçecek. Bu hukuka aykırıdır. Müvekkilimin kurduğu bir iki söz, savunma vermek olarak kabul edilemez. Bunun yapılması keyfidir, hukuka aykırıdır, kabul edilemez” diye konuştu.
Avukat Kenan Maçoğlu, “Siz anlamıyorsunuz, bilmiyorsunuz ama anlamaya çalışın. Gülten Hanım da söyledi avukatını bile hatırlamıyor. Tuğluk’un sağlık durumu ortadadır. Tefrik edin, bu konudaki kararınız neyse yine onu verin. Savcı Bey diyor Yargıtay kararı var ama baktık ki Yargıtay tersi karar vermiş. ‘Sanığın ifadesini alın’ demiş ve kararı bozmuş. Karar tefrik edin ve yolunuza devam edin” diye konuştu. Mahkeme heyeti, Maçoğlu’nun sık sık sözünü keserek Tuğluk’un savunmasının alınması gerektiğini savundu.
Daha sonra söz alan Avukat Nuray Özdoğan da Tuğluk’a yönelik tavrın işkence olduğunu söyledi, “Tuğluk tutuklu olduğu için tedavi olamıyor. Tuğluk’un bu durumunda sizin de payınız var. ‘Savunma aldık’ demek için bunu yapıyorsunuz ama bu hukuka karşı hiledir. Buna itiraz ediyoruz” dedi.
Ardından Mersin’den SEGBİS’le bağlanan Avukat Ali Bozan, “Bana söz vermeyerek mikrofonumu kapattınız. Şunu söylemek istiyorum, Aysel Hanım’a söz verdiğinizde Aysel Hanım’ın ne dediğini duydunuz mu? SEGBİS kayıtlarında da çıkmayacak çünkü anlaşılmıyordu. Israrlı bir şekilde soru sordunuz ve savunma yapmaya çalıştınız. Bu işkencedir. Savunma yapmayan tek kişi Tuğluk değil, 12 kişi savunma vermek isterken siz onlara söz vermiyorsunuz. Sizin yaptığınız bilerek isteyerek işkencedir. Sağlık durumunu görmenize rağmen zorla savunma almak istiyorsunuz. Kaydı kapatıyorsunuz, benim bir şeyleri duymamı engelliyorsunuz. Bunu bir kez daha yaparsanız size uzaktan kumanda mahkemesi diyeceğim” dedi.
Bozan’ın konuşmasının ardından mahkeme Aysel Tuğluk’un sorgusunun alınmaması, dosyanın Aysel Tuğluk’a yönelik tefrik edilmesi taleplerini oybirliğiyle reddederek yargılamaya devam etme kararı aldı.
“Tuğluk derhal tahliye edilmeli”
Duruşma öncesi, Aysel Tuğluk için 1000 Kadın Platformu ve siyasetçiler, mahkeme heyetinin savunma yapmasına karar verdiği hasta tutuklu Aysel Tuğluk için Sincan Cezaevi Kampüsü önünde basın açıklaması düzenledi.
MA’nın haberine göre, açıklamada konuşan Prof. Dr. Özgün, Tuğluk’un hızla ilerlemekte olan demans hastalığının, cezaevi koşullarında yaşamasını imkansız hale getirdiğini söyledi:
“Aysel Tuğluk’un yardım almaksızın ihtiyaçlarını karşılama ve kişisel bakımını sürdürme imkanı artık maalesef yoktur. Zaten aylar önce Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından gerçekleştirilen tedavi ve muayeneler sonucunda Aysel Tuğluk’un cezaevinde kalamayacağı yönünde görüş bildirilmiş olduğu da hepimizin bilgisi dahilindedir. Buna rağmen Adli Tıp Kurumunun raporları çerçevesinde Aysel Tuğluk’un tutsaklığı sürdürülüyor.
“Aysel Tuğluk’un tedavi olabilmesi için derhal tahliye edilmesi gerekiyor. Hastalığı giderek geri döndürülemez biçimde ağırlaşıyor. Ancak tedavi edilmesi sonrasında etkili biçimde kullanması mümkün olan savunma hakkı fiilen elinden alınıyor. Bu hakikat ortada dururken, mahkeme, Aysel Tuğluk’u ifade vermeye zorluyor ve ifade veremeyecekse mahkemeye gelip ifade veremeyeceğini söylemesi ya da savunmasını onun yerine avukatının yapması öneriliyor.” (AS)