Haberin İngilizcesi için tıklayın
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, hazırladığı “Değer’sizleştirilen Ev İşçiliği – Görünmeyen İşçiler” başlıklı raporda salgın döneminde kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan, güvencesiz çalışan ve çok sayıda hak ihlallerine maruz bırakılan ev işçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
Raporda, ev hizmetlerine giden her 10 kadından 3'ünün cinsel, fiziksel şiddet ve işyerinde mobbinge uğradığına yer verilirken, konut dokunulmazlığından dolayı bu tür saldırıları ispatlamanın imkansız olduğuna dikkat çekildi.
Raporda Ev İşçileri Dayanışma Sendikası üyesi ev işçileriyle yapılan çevrimiçi toplantıda dile getirilen talepler ve CHP’nin çözüm önerileri yer aldı. Ev işçilerinin İş Kanunu kapsamına alınması için TBMM’ye yasa teklifini de sunan Karaca, EVİD-SEN Başkanı ve üyeleriyle yaptığı çevrimiçi toplantıda gündeme getirilen sorunlar ve taleplerden bazılarını şöyle sıraladı:
"Yasal düzenleme şart"
- Ev işçilerinin öncelikli olarak yapılacak yasal çalışmalar ile İş Kanunu kapsamına alınması gerekmektedir.
- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında bulunmayan ev işçileri herhangi bir iş kazasına uğramaları durumunda ‘meslek hastalığı’ olarak kabul edilmemektedir.
- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda ev işçileri bakımından bir ay içerisinde bir iş yerinde 10 günden az-10 günden çok çalışan ayrımı bulunduğundan çoğu ev işçisi uzun vadeli sigorta kolunda yer almamaktadır.
- Lisanssız çalışan danışman şirketlerinin denetimsizliği ciddi bir sorun alanı oluşturmaktadır.
- Danışman şirketlerden bazıları, aracılık yaptıkları ev işçilerinin görev almak istedikleri iş kollarına riayet etmemektedir. Örneğin temizlik konusunda çalışmak isteyen bir ev işçisi danışman şirketin “bakıcılık da yapar, yemek de yapar” şeklinde tanıtımına ve alacağı ücretin ötesinde ekstra iş yapmaya maruz bırakılabilmektedir.
- Ev işçileri arasında herhangi bir ücret standardı yoktur. Çalışma saatleri belli değildir.
- Sendikaların verdiği bilgiye göre ev hizmetlerine giden her 10 kadın işçiden 3’ü cinsel fiziksel şiddete ve işyerinde mobinge uğramaktadır. Birçok ev işçisi evlerde uğradığı mobbing ve taciz gibi suç içeren fillere maruz bırakılabilmekte ve konut dokunulmazlığından dolayı bu tür filleri ispatlamak imkansız olabilmektedir.
- Ev işçileri, izin ve dinlenme haklarını yeterince kullanamamaktadır.
Raporda ev emekçilerinin talepleri de sıralandı:
- Ev işçilerinin 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına alınması ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndaki “10 günden az- 10 günden çok” çalışma ayrımının kaldırılması
- Ev işçilerinin İş Kanunu kapsamına alınması tek başına yeterli olmayacağı için 30 işçi ve üstünde işçi çalıştıran yerler için geçerli olan iş güvencesi konusunda da değişiklik yapılması
- Ev işçilerine lisanssız danışman şirketlerinin aracılık yapmasına son verilmesi, güvencenin devlet denetiminde sağlanması
- Ev işçilerinin istihdamının İŞKUR ve özel istihdam büroları aracılığı yapılması sağlanarak hem kayıt dışılığa son verilmesi ve dolayısıyla etkin veri toplanması ile ev işçilerinin uğrayabilecekleri mağduriyetin en aza indirilmesinin sağlanması
- TÜİK’in ev işçileri ile ilgili topladığı verinin diğer faaliyet kollarından ayrılarak hesaplanmasının sağlanması
- Yapılacak yasama çalışmaları neticesinde ev işçilerinin; ücret standardı, izin ve dinlenme hakkı, çalışma saatlerinin netleştirilmesi gibi niteliklere kavuşmasının sağlanması
- ILO’nun 189 sayılı “Ev İşçileri için İnsana Yakışır İş hakkında ILO Sözleşmesi” ve 201 sayılı “Ev İşçileri için İnsana Yakır İş hakkında ILO Tavsiye Kararı”na taraf olunması için gerekli çalışmaların yapılması
- Salgında kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan ev işçilerinin yaşadığı yoksulluk, işsizlik ve gelir kaybı telafisi ve insan onuruna yakışır yaşam koşulları için, ekonomik tedbir paketlerinde ev işçilerinin yer alması çağrısının yapılması
- KOBİ’ler, esnaflar, öğretmenler, apartman görevlileri, EYT’liler gibi toplumun farklı kesimlerini kucaklayan CHP’nin “ev işçileri” için ekonomik destek paketini dillendirmesi, sorunları görünür kılması, sayıları milyonları bulan ev işçileri için güvenceli iş vurgusunu farklı platformlarda dile getirmesi
Ev işçilerinin anlatımları
Gülizar Biçer Karaca’nın hazırladığı raporda ev işçilerinin yaşadığı sorunlar birinci ağızdan işçiler tarafından dile getirildi. Ev işçilerinin kendi deneyimleriyle yaşadığı zorluklara ve kötü koşullara dair anlatımları şu şekilde sıralandı:
“35 yıllık ev işçisiyim. 15 yaşından beri çalışıyorum. Okutulmadım. Babam tekel işçisiydi. Kızlar okumaz dediler okula göndermediler. Okuyabilseydim öğretmen ya da doktor olmak isterdim. Kendi ailemden 11 kardeşim var. Son 15 yılın içinde hiç mutlu çalışmadım. Son 7 yıldır çalıştığım işverenle davalığım. 1 ay denedik beğenmedik deyip haklarımı almaya çalıştılar. Sadece SSK yapmalarını istemiştim. 35 yıl çalıştım, elimde avcumda hiçbir şeyim yok. Oğlumu Lise 2’ye kadar okutabildim. Pandemi yüzünden son 1 yıldır inanılmaz zorluklar yaşıyoruz. Şu anda gerçekten gittiğim 1-2 yer dışında gelirim yok.”
“Evde çalışan kişiler temizlikçi olarak girdiyse temizlik yapmalı, dadı olarak girdiyse sadece dadılık yapmalı. Ailelerden ve danışmanlık şirketlerinden dolayı iş tanımımız olmuyor.”
“İzin almadan, izne gitmeden hep bizimle ve bizim belirlediğimiz düşük ücretten bizimle çalışın diyorlar. Ev hizmetlerinde çalışan bütün arkadaşlar adına söylüyorum. İnanın değerimiz yok. Bizim yaptığımız hiçbir şey göze görünmüyor”
“Firmalar bize destek olacağını söyleyerek işe gönderiyor ancak inanın Ankara’da İstanbul’da çalışmaya gittiğimde, sorun yaşayınca elimde valizle gece yarıları yollara düştüğüm oluyor.”
“Danışman şirketleri genelde ailenin peşinde, onlardan yana, alacağı paraya bakıyor.”
“Ev işçiliği çok yorucu bir iş. Biz bunun hakkını alamıyoruz. 3 senedir 4 katlı 650 metrekare bir evde çalışıyorum ve benim maaşımı pandemide allem edip kallem edip 800 TL indirdiler.”
(HA)